Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün İstanbul Sanat ve Medeniyet Vakfı'nca düzenlenen Uluslararası Hilye-i Şerif Yarışması Ödül Töreni ve Uluslararası Hüsn-i Hat ve Hilye-i Şerif Sempozyumu'na katıldı. Cemal Reşit Rey Konser Salonu Fuayesi'ndeki törende Erdoğan, şunları söyledi:
O'NA ÖZLEMİMİZİ ANLATIYOR: Peygamber efendimizin (SAV) güzel cismini, ahlakını, davranışlarını anlatan hilyeler, medeniyet coğrafyamızın en nadide eserleridir. Kuran-ı Kerim'de pek çok yerde Rabbimizin övgüsüne mazhar olan peygamber efendimize olan muhabbetimizi, sevgimizi, aşkımızı hilyeler aracılığıyla ifade ediyoruz. Ashabının bile görmeye, konuşmaya doyamadığı peygamber efendimize olan özlemimizi en güzel hilyeler anlatıyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a İstanbul Sanat ve Medeniyet Vakfı tarafından hazırlanan Hilye-i Şerif'i hediye etti.
KIYAMETE KADAR SÖNMEYECEK: İlk hilyeyi yazan Hz. Ali efendimizden bugüne, nebiler nebisine olan hasretimizi ortaya koyan pek çok sanat ve gönül sultanı olmuştur. Hilyeler sadece yazılmakla kalınmadı, asırlar boyunca tekrar ve tekrar şiirlere hatlara nakışlara döküldü. Onlardan alınan ilhamla ciltler dolusu eser vücuda getirildi. Gül remziyle ifade edilen bu aşk, bu sevda inşallah kıyamete kadar hiç sönmeyecek.
VEDA HUTBESİ DAHİ YETER: Müslümanların hem kendi aralarındaki çatışmalarda, hem de dış güçlerin saldırılarıyla zulme uğradığı, kayıplar verdiği, acı çektiği bir dönemde peygamber efendimize olan özlemimiz çok daha anlam kazanıyor. Müslümanlar olarak maruz kaldığımız tüm sıkıntıların, ona ve tebliğcisi olduğu dine yeterince sahip çıkamamış olmamızdan kaynaklandığını çok iyi biliyoruz. Müslümanlar olarak yaşadığımız zilletten kurtuluşumuz, dinimiz İslam'la aramızdaki rabıtayı güçlendirmemizden geçiyor. Bu süreç peygamber efendimizin bize bıraktığı miras, sahip çıkabildiğimiz hayatını ve mesajlarını anlayıp yaşayabildiğimiz ölçüde hızlanacaktır. Sadece peygamber efendimizin Veda Hutbesi'ndeki tavsiyelerini hakkıyla yerine getirmek dahi Müslümanları kurtuluşa götürmeye yeter.
O OLMASAYDI, BİZ OLMAZDIK: Onun emanetlerine sahip çıkmak için, önce her şeyiyle gönlümüzü ona açmalıyız. Hilyeler bize işte bu fırsatı veriyor. Onun cemalini ve amelini vücudumuzun ve ruhumuzun her zerresine nakşettikçe dinimize olan muhabbetimizin de artacağına inanıyorum. Hiç şüphesiz Rabbimizin "Sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım" dediği bir peygamber için biz faniler ne söylesek ne anlatsak ne yazsak ne çizsek eksik kalır. Evet, şayet o olmasaydı ne dünya, ne biz olacaktık. Öyleyse onun yolunda attığımız her adım bizim için şereflerin en büyüğü, en yücesidir.