FETÖ'nün Bolu yapılanması, Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianameyle ortaya konuldu. Örgütün kenti, her birinin başına bir imam atadığı 4 büyük ve 7 küçük bölgeye ayırdığı tespit edildi. Ayrıca FETÖ'nün kentteki faaliyetlerinin anlatıldığı iddianamede, TMSF'yi atlatmak için uygulanan yöntemler de tüm detaylarıyla yer aldı.
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığının FETÖ'nün Bolu'daki çatı yapılanmasına yönelik 64'ü tutuklu, 55'i tutuksuz ve 26'sı firari toplam 145 şüpheli hakkında hazırladığı iddianame Bolu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
KURUL GİBİ ÇALIŞMIŞLAR
3 Temmuz'da yargılanmalarına başlanacak olan şüpheliler hakkında hazırlanan iddianamede örgütün mütevelli heyetine ilişkin bölümünde, heyetin 14 kişiden oluştuğu ve İl imamının talimatları ve Adnan Daylan'ın koordinasyonuyla haftanın belirli günlerinde toplanarak dini sohbet adı altındaki toplantıların yapılmasının sonrasında, "kurban parası, öğrenci bursu, himmet vs" şeklindeki örgütün finans çalışmalarının yürütüldüğü bir kurul niteliğinde olduğu belirtildi.
Hazırlanan iddianamede, Bolu'da Ahmet Şahin isimli şahıs 2006-2010, Ahmet Polat Önel (2010-2013), Cuma Kartal (2013-2015) ve son olarak Şevket Kahraman'ın 2015 yıllarında örgüt tarafından il imamı olarak görevlendirildiği belirtildi.
FATİH KOLEJİNİN KALORİFER KAZANINDA YAKILARAK İMHA EDİLDİ
Bolu'da bulunan il imamlarının yanı sıra şehrin örgüt tarafından 4 büyük, 7 küçük bölgeye ayırılarak, Ali Osman Çelik, Suat Türkoğlu, Mustafa Caka ve Ahmet Çelebi isimli şahısların büyük bölge sorumluları oldukları iddianamede yer aldı.
Çatı yapılanmasına yönelik hazırlanan iddianamede tutuklu sanıklardan Ertuğrul Fatih Tıraş'ın emniyette verdiği ifadeye göre, Cuma Kartal'ın il imamı olarak görev yaptığı dönemde, örgütün Bolu'daki yapılanmasında ana merkez olarak gösterilen Polat A.Ş.'ye bağlı yurt ve okullarda bulunan bilgisayarların hard disklerinin çıkarılarak yeni hard diskler takıldığı ve eskilerinin örgüte bağlı okullardan olan Fatih Kolejinin kalorifer kazanında yakılarak imha edildiği öğrenildi.
İddianamede yer alan isimlerden tutuksuz sanık Serkan Özmarka ise emniyette verdiği ifadesinde, örgüte ait bankanın TMSF tarafından yönetimine el konulmasına engel olmak için para yatıran şirketlerin farklı yöntemler uyguladığını belirterek, şunları anlatı: "Fetullah Gülen örgütüne mensup olan gün sonunda kasa kapatan, nakit akışı olan şirketler ve firmalar bankaya cari mevduat desteğinde bulunuyorlardı. Bu işlem genellikle Cuma akşamları yoğunlukla yapılıyordu."
BÖYLELİKLE BANKANIN TMSF KONTROLÜNE GEÇMESİ ENGELLENMİŞ OLURDU
"Bunun yapılmasının sebebi banka likidite rasyosuna olumlu gösterilmesi içindir. Çünkü likidite rasyosu olumsuz olması durumunda TMSF tarafından uyarılacak hatta yönetime el konması seviyesine kadar gelebilecekti."
"Bankaya para yatıran şirketlerin yetkililerini banka müdürü Mücahit E. arardı ve şirketlerinin kasalarında bulunan nakitin gün sonunda bankaya yatırılması ricasında bulunurdu. Onlar da ya kendi elemanlarını göndererek hesaba para yatırırlardı yada banka müdürü bankanın güvenlik görevlisini şirketlere göndererek parayı dekont karşılığı aldırır ve ilgili şirketlerin hesaplarına yatırtıldı. Böylelikle bankanın TMSF kontrolüne geçmesi engellenmiş olurdu."