16 Nisan Referandumu'yla, Milli İrade'nin Türkiye'nin siyasetinde, demokrasinin tüm kuvvet ve kurumlarında tecelli edeceği yeni bir süreç başlamış oldu. Türkiye'nin yepyeni bir anayasa ile eğitimde, hukukta, ekonomide yeni bir dönüşüme imza atacağı,demokrasisinin kalitesini güçlendirirken, ekonominin dinamiklerini 'dijital çağ'ıngerekleri ile yeniden formatlayacağı bu süreçte, 'küresel yolculuğumuz'un da başladığını vurgulamıştım.
Nitekim referandumdan sonraki 5 hafta içinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan dünya ekonomisive siyasetinin dört kilit ülkesinin liderleriyle önemli görüşmeler gerçekleştirirken,Türkiye'nin bölgesindeki oyun kurucu gücünü her anlamda teyit edecek zirvelere de imzaatmayı sürdürüyoruz.
AK Parti'nin tarihi bir nitelik taşıyan 3. olağanüstü kongresi sonrasında, Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleşen Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) zirvesi de, bölgenin ekonomik potansiyelinin canlandırılmasına Türkiye'nin yapacağı somut katkılar açısından önemli tespitleri öne çıkardı.
12 ülkeyi, 20 milyon kilometrekareyi ve 330 milyonu kapsayan KEİ Bölgesi, ekonomik işbirliğini güçlendirecek projeler ile bölgeyi küresel ekonomi-politik gerginliklerden uzak tutabilecek bir potansiyele işaret ediyor. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da, KEİ'nin başarısının, dünyanın en zor coğrafyalarından birinde bölge ülkelerini aynı masa çevresinde ve ortak paydalar etrafında bir araya getirebilme becerisi olduğuna işaret etti. Erdoğan, KEİ'nin katma değer üretme becerisinin formülünü ise, kısır siyasitartışmalardan uzak kalarak, farklılıklar değil, müşterekler üzerinde yoğunlaşarakçalışmaların yürütülmesi formülü ile tanımladı.
Zirvede, KEİ üyesi ülkelerin, kamu ile özel sektörleri arasında daha geniş bir sinerji oluşturulması ve bu alandaki yetkili bağlı kuruluşu olan KEİ İş Konseyi'nin yeniden canlandırılmasına yönelik çabaların memnuniyetle karşılandığı da vurgulandı.
4.5 trilyon dolarlık bir milli geliri temsil eden KEİ, tarım ve tarımsal sanayi, bankacılık ve finans, örgütlü suçlarla mücadele, ortak gümrük altyapısı, eğitim, acil yardım, enerji, çevre koruma, sağlık ve ilaç sanayisi, bilgi ve iletişim teknolojileri, kurumsal yenilenme veiyi yönetişim, KOBİ'ler, turizm, kültür, ticaret ve ulaştırma alanlarında daha fazla proje ve sonuç odaklı bir yaklaşımla, küresel projelerde bölgenin daha fazla pay alması adınagüçlü bir işbirliği imkânı oluşturabilir. Türkiye'nin bölgesel işbirliklerini canlandırması, bizi 2023 hedeflerine taşıyacak sacayaklarından birisini oluşturacak.