Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Vakıf Haftası ve Uluslararası Kudüs Vakıfları Forumu açılış törenine katıldı. Erdoğan, konuşmasında şu mesajları verdi:
Kudüs 3 semavi din için de kutsal bir şehirdir. Bütün insanlık tarihinin adeta özüdür, özetidir. Kudüs davası sadece Filistinli kardeşlerimizin davası değildir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Uluslararası Kudüs Vakıfları Toplantısı'nda konuştu
Filistin meselesine adil bir çözüm bulunmadan bölgemizde barış ve istikrarın sağlanması mümkün değildir. Bunun için öncelikle uluslararası hukuka ve alınan kararlara saygı gösterilmesi gerekiyor.
İsrail çeşitli güçlerden aldığı cesaretle hukuk tanımazlığını ısrarla ve inatla sürdürüyor. Aleyhine alınan onca karara rağmen işgale, zulme ve Kudus'ü Müslümansız yaşamaya ve yaşatmaya devam ediyor. İsrail yönetiminin mevcut uygulamalarının eskiden Amerika'daki, yakın zamana kadar Güney Afrika'daki siyahilere uygulanan uygulamalardan ne farkı var? Eskiden ABD'deki ırkçı politikalardan ne farkı var.
MÜSLÜMANLARA AİT
İlk kıblemiz Mescid-i Aksa'ya yönelik taciz ve saldırılar var. Burada çok tehlikeli bir tırmanışa şahit oluyoruz. Sadece 2016'da 14 binden fazla radikal İsrailli, silahlı güvenlik görevlileri eşliğinde Mescid-i Aksa'ya girmiştir. Mescid-i Aksa ve Kubbet-ül Sahra'nın içinde bulunduğu Harem-i Şerif 144 dönüm alanıyla sadece Müslümanlar'a ait bir bütündür. Ve ebediyete kadar da öyle kalacaktır. Kudüs'ün karakterini değiştirmeye yönelik bu tür provokasyonlara asla rıza göstermeyeceğiz. İsrail Harem-i Şerif'in kutsiyetini ve bütünlüğünü tehdit eden bu tarz taciz, kazı ve imar faaliyetlerine bir an evvel son vermeli.
Gazze'ye halen uygulanan kısıtlamaların vicdanda, adalette, insanlıkta yeri olabilir mi? İsrail yönetiminin bu gücü nereden geliyor. Çünkü işlediği suçların tüm dünyanın gözü önünde gerçekleştiği ve bu katliamların karşılıksız kalacağını biliyor. İşlenen cinayetlerin, katliamların ve zulmün uluslararası hukuk içinde hesabı sorulmadan bölgede barış ve istikrar arayışları akim kalmaya mahkumdur.
Çözümün yegane yolu nedir? 1967 sınırları içinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasıdır. Bunun için de İsrail üzerinde baskı oluşturulması gerekiyor. Son dönemde barış sürecinde yaşanan gelişmeleri ihtiyatlı bir memnuniyetle izlediğimizi ifade etmek isterim. Filistin'in Devlet Başkanı Mahmut Abbas'ın liderliğinde yürüttüğü diplomatik çabaları destekliyoruz. ABD'nin İsrail nezdindeki büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınması tartışmaları son derece yanlıştır.