Aralarında iş insanı, siyasetçi, asker, bürokrat, sanatçı ve akademisyenin bulunduğu yaklaşık 8 bin üyenin bulunduğu Büyük Kulüp'te Metin Baylav ve Gündüz Kaptanoğlu arasındaki başkanlık yarışı sonuçlandı. Kulüp'ün yeni başkanı Kaptanoğlu oldu.
Büyük Kulüp'te, 21 yıl başkanlık yapan Duran Akbulut 23 Mart 2017'de vefat etmiş ve ardından yeni başkanı belirlemek üzere olağanüstü genel kurula gidilmişti.
Büyük Kulüp'ün yeni yönetimi şu isimlerden oluştu:
Gündüz Kaptanoğlu- DATİ Yatırım Holding ve Kaptanoğlu Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı
Melih Tavukçuoğlu- Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri (AYİDER) Başkanı
Atilla Kıyat-Emekli Koramiral
Prof. Dr. Mehveş Emeç Birol-Piyanist, Devlet Sanatçısı
Prof. Dr. Ethem Tolga- Galatasaray Üniversitesi Eski Rektörü
M. Erkan Ülker-Einhell İntratek A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
Ali Kösedağ- Kösedağ Tel Örme-Çit San. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
Murat Asım Kıncal- Sanset A.Ş. Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı
Aslan Gülçiçek- MG Gülçiçek International Fragrance Company CEO'su
Şimla Türker Bayazıt-Türker Proje Yatırım Geliştirme A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi
Nevhan Gündüz-Orge Elektrik Taahhüt A.Ş. CEO'su
1882 YILINDA KURULDU
Yaklaşık 8 bin üyesi bulunan Büyük Kulüp, 1882 yılında İngiltere Büyükelçisi Sir Alfred Sandison tarafından Cercle a'Pera ismiyle kurulmuştu. Başlangıçta Osmanlı İmparatorluğu'nda görev yapan yabancı elçiler ve ataşelerin üye olduğu bir kulüptü. İttihat ve Terakki döneminde önemli sayıda Türk üye kabul eden yapı, 1944'te Büyük Kulüp adını aldı.
Takvim yazarı Bülent Erandaç:
BÜYÜK KULÜB'ÜN KURUCULARI MASONDU!
1800'lerden beri 'Cemiyet hayatı'ndaki ayrıcalığı ve ağırlığı ile tanınan Büyük Kulüp, 130 yaşını sessiz ve buruk kutladı. Kimileri 'Baronlar Kulübü', kimileri 'Seçkinler Kulübü' der Büyük Kulüp'e... 130 yıllık geçmişi, 150 trilyonluk mal varlığı ile küçük bir imparatorluğu andıran, hükümetlerin kurulduğu ve devrildiği bir 'kapalı kutudur' burası. İttihat Terakki'den Türkiye Cumhuriyeti'ne giden yolların taşlarını döşeyen, yakın zamana kadar derin siyasi-ekonomik kararların alınmasında etkili olduğu düşünülen, Türkiye'nin 'Derin gücü' Büyük Kulüp' bir süredir sessiz.
BÜYÜK KULÜB NEDEN SESSİZ?
Nedendir acaba? Sorusuna cevap vermeden önce, 'Derin güç' denilen gurubun geçmişine bir göz gezdirelim:
BÜYÜK KULÜP'ün logosunun altında "1882 Cercle d'Orient" açıklaması var. Türkçesi "Doğu Çevresi" veya "Şark Çemberi" anlamlarına gelir. Circle d'Orient Fransızca bir terim olmasına rağmen onun 1882 yılında kuruculuğunu İngiltere'nin İstanbul Elçisi Sandison yapmıştır. İngiltere Kraliyet ailesinin, Osmanlı ülkesindeki en yetkili temsilcisi ve siyasi misyon şefidir.
Sandison, aynı zamanda Beyoğlu'ndaki "Grand Orient Mason Locasının" da kurucusudur. Cercle d'Orient ve Grand Masonlar Locası (yeni ismiyle Büyük Kulüp) uzun yıllar Beyoğlu Abraham Paşa apartmanında çalışmalarını sürdürdü.
Abraham Paşa'nın tarihi binasında aynı zamanda Osmanlı Masonlar Kulübü'de hizmetlerini sürdürüyordu.
Osmanlı Mason locasının da adı "Grand Orient" (Büyük Doğu) locası idi.
MASON LOCASI BÜYÜK KULÜB ADINI ALDI
Cercle d'Orient'in çalışmalarına başladığı tarihi bina Osmanlı yönetiminde etkisi olan büyük işadamı Ermeni asıllı Abraham Paşa'ya aitti.
1909 yılında "Grand Orient Mason Locası" Talat Paşa başkanlığında Hür ve Grand Orient (Büyükdoğu) Mason locası diplomasi- Bağımsız Masonlar Locası olarak isim aldı. Talat Paşa aynı zamanda 'Circle d'Orient'in de üyesiydi.
Abraham Paşa'nın Büyük Doğu Mason locası ile Cercle d'Orient'in tarihi hizmet binası apartmanında Cercle d'Orient ile "Grand Orient Masonlar locasının" birlikte çalışması tesadüfî olamazdı. Cercle d'Orient'in adı içinde sadece "Masonlar" kelimesi yoktu.Ama kurucuları Masonlar idi.
BEYOĞLU'NDAN KADIKÖY HAVUZLU BAHÇEYE TAŞINDI
Circle d'Orient, 1936 yılında "Büyük Kulüp" adını aldı. 1960'lı yıllardan sonra Mason locaları ile Büyük Kulüp, Kadıköy Havuzlubahçe'ye deniz kıyısına taşındı. 2007 yılı Türkiye Cumhuriyet tarihinin ALTIN HARFLERLE anılacak çok önemli bir yılıdır. Tarihi dönüşüm ve değişimi işaret eder.
Küresel güçlerle çalışan büyük burjuvazinin zemin kaybettiği, halk kitlelerinin egemenliği ele aldığı bir tarihtir. İttihat Terakki'den Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna, 1923 'lerden 2007'li yıllara kadar Türkiye'yi halka rağmen sütre gerisinden idare eden güçler zemin kaybetmiş, bu güçlerin çatı kuruluşları bir sessizlik ve etkisizlik dönemine girmişlerdir. Nitekim güçlü TUSİAD gerilemiş, Anadolu Kaplanları (MÜSİAD) bayrağı taşımaya başlamıştır. Güçlü BÜYÜK KULÜP eski gücünü kaybetmiştir. Şimdi, Büyük Kulüp'ün sessizliğinin arkasında ne yatıyor?