Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisine tevdi edilen fahri doktora töreni sonrası önemli açıklamalarda bulundu.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
Şahsıma gösterdiğiniz teveccüh için en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Şahsımdan öte bu fahri doktorayı da milletim adına alıyorum. Sayın Rektöre, üniversite meclisine teşekkür ediyorum. Aralarında oldukça uzak sayılabilecek mesafeye rağmen Hindistan-Türkiye ilişkileri köklü bir geçmişe sahip. Örneğin Babür Devleti'nin kuruluşunda Anadolu'daki Osmanlılar'ın çok ciddi desteklerini görmüştür. Ekber Şah, farklı inançlı insanları aynı devlet çatısı altında insanları yönlendirebilme kabiliyetini bu coğrafyada gerçekleştirilen isimdir. Tac Mahal ortak tarihimizin sembol eserlerinden biridir. Bu abidevi yapı ülkemizin her köşesinde binlerce eseri olan Mimar Sinan'ın talebeleri tarafından inşa edilmiştir. Kanunu Sultan Süleyman döneminin ünlü denizcisi Seydi Ali Reis'in Hindistan'da geçirdiği döneme ilişkin aktardığı zengin bilgileri bugün de hayranlıkla okuyoruz.
Erdoğan'a Hindistan'da fahri doktora tevdi edildi
TÜRK-HİNT İLİŞKİLERİ OLMASI GEREKEN SEVİYENİN ALTINDA
Osmanlı'nın son dönemlerindeki en önemli padişahı olan Abdühlamid Han'ın, iadei ziyaret için Japonya'ya gönderdiği Ertuğrul firkateyni Bombay'da samimi bir muhabbetle karşılandı. İstiklal Mücadelesi'nde Hindistan halkının verdiği desteği unutmamız asla mümkün değil. Kurtuluş Savaşı, Hindistan'ın kendi bağımsızlık mücadelesine kaynak olmuştur. Hindistan gibi bir ülkenin sömürge olarak kabul etmesi zaten mümkün değildi. Bağımsızlık hareketi sonunda başarıya ulaşmıştır. Bağımsızlık hareketinin liderleri Gandi ve Nehru'nun iki ülke arasında güçlü ilişkiler kurulmasını arzu ettiklerini biliyorum. Türkiye-Hindistan ilişkilerinin bugün olması gereken düzeyin altında olduğunu maalesef görüyorum. Biz Hindistan'la siyasi, ekonomik, kültürel ilişkilerimizi güçlendirme yönünde samimi bir iradeye sahibiz. Hindistan halkının ülkemize olan muhabbetini bizzat görme şahit olma imkanı buldum. İnşallah bu ziyaretim ilişkilerimizde yeni bir dönemin başlangıcına vesile teşkil edecektir.
HER İKİ ÜLKENİN DİZİLERİNİN SEYREDİLMESİ TESADÜFİ DEĞİL
Türk televizyonlarında yayınlanan Hint dizilerin, Hint televizyonlarında yayınlanan Türk dizilerinin rağbet görmesi tesadüf değildir. Gönüllerdeki bu yakınlığı her alanda fiili işbirliğine çevirmemiz gerekiyor. Bunun yolu da eğitim, öğretimden geçiyor. Halen ülkemizde 118'i Türkiye'nin sağladığı burslarla 171 Hint öğrenci öğrenim görüyor. Bu yıl başvuru sayısı 589 olarak gerçekleşmiştir. Bu sayının daha da artmasını arzu ediyoruz. İnşallah bu öğrenciler öğretimlerini tamamladıktan sonra nitelikli insan gücü olarak Hindistan'a en güzel şekilde hizmet edeceklerdir. Bu güzide üniversite gibi kurumlar Türkiye ve Hindistan'ın geleceğine ışık tutarken ortak tarihimize de gelecek hazırlama noktasında olacaklardır.
GENÇLER LÜTFEN TÜRKİYE'Yİ BİZZAT KAYNAĞINDAN TAKİP EDİN
Gençler sizlerden ricam. Lütfen Türkiye'yi Batılı ajanslarının haberlerinden veya terör örgütlerinin buradaki lobilerinin yaydığı yalanlardan değil; bizzat kaynağından takip edin. Türkiye'yle ilgili gelişmeleri buradan takip etmenizi ödüyorum. Bu kaynaklara bakınca diğerlerinin olayları ne kadar saptırdıklarını bizzat göreceksiniz. Sorunları çözmekle görevli uluslararası kuruluşlardan başlayarak adaletin tesisi gerekiyor. BM'nin özellikle de Güvenlik Konseyi'nin yapısının bir an önce reforme edilmesi şarttır. Örneğin dünyanın önemli ülkelerinden 1 milyar 310 milyon nüfusa sahip olan Hindistan'ın içinde olmadığı bir Güvenlik Konseyi'nin sağlıklı bir yapıya sahip olduğunu kim iddia edebilir. 1 milyar 700 milyon nüfusa sahip olan İslam dünyasının temsil edilmediği Güvenlik Konseyi ne kadar adil olabilir?
MAZLUM VE MAĞDUR MİLLETLERİN SEVGİSİ BİZE YETER
Dünya 5'ten büyük derken bunu kastediyorum. Şu anda tüm dünyanın kaderini 5 ülkenin eline, diline nasıl bırakabiliriz? Bir ülke bir karara, atılan bir adıma 'hayır' diyorsa oradan bir kararın çıkması mümkün değil. Böyle bir şey olabilir mi? Şu anda BM Güvenlik Konseyi'nde adalet var mı? Asla! Erdoğan bunu söylediği zaman sert oluyor, sevilmez oluyor. Biz kime kendimizi sevdireceğiz? Biz dünya mağdurlarına, mazlumlarına kendimizi sevdirebiliyorsak bu bize yeter. Bunu da her yerde anlatmamız lazım. Özellikle Hindistan'ın anlatması lazım. 1 milyar 370 milyon nüfusa sahip olan Hindistan bunu sürekli anlatması, dillendirmesi lazım.
DEAŞ'E GÖSTERİLEN HASSAİYETİ DİĞERE TERÖR ÖRGÜTLERİNE DE BEKLİYORUM
Asıl olarak, fakirlikle, cehaletle ve eşitsizlikle mücadele edilmesi gerekiyor. Terörü bir coğrafya ile özdeşleştirenler hata yapıyor. DEAŞ'e karşı gösterilen hassasiyeti YPD/PYD gibi örgütlere de gösterilmesini bekliyorum.