Darbecilerin yapacağı ilk işin Erdoğan'ın ÖKK'da görevli timler tarafından alınarak İstanbul'da bir süre bekletilip denize açılacak bir gemide muhafaza etmek olduğu ortaya çıktı.
15 Temmuz darbe girişiminin merkezi Akıncı 4. Ana Jet Üssü'nde yaşananlarla ilgili iddianamede darbecilerin 15 Temmuz gecesi yapacağı ilk işin, Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda (ÖKK) görevli timler tarafından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın alınarak, İstanbul'da bir süre bekletilip hava yolu ile denize açılacak bir gemiye bindirilip muhafaza etmek olduğu ortaya çıktı. Darbecilerin bu planı, Ankara'da Adil Öksüz, TSK'da görevli general ve albayların da katıldığı villada günler süren darbe toplantısına katılan gizli tanık 'Şapka'nın ifadesinde anlatıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı öldüreceklerdi!
'AKINCI'YA GÖTÜRÜLMESİ'
'Şapka' ayrıca, Başbakan Binali Yıldırım, İçişleri Bakanı Efkan Ala, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, TEM Dairesi Başkanı Turgut Arslan, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Engin Dinç, Özel Harekât Dairesi Başkanı'nın da alınarak Akıncı'ya götürülmesinin planlandığını söyledi.
Bu arada Cumhurbaşkanı, 16 Temmuz saat 00.24'te CNN Türk'e bağlanarak tarihi konuşmasını gerçekleştirdi. 00.20'de kalkan iki F-16, dönüşte Ankara üzerinden alçak uçuş yaparak 01.38'de Akıncı'ya iniş yaptı. 00.40'da Dalaman Havalimanı'ndaki kameralara müdahale edildi. Kameralardan biri kule üzerindeki demirlere bakar şekilde sabitlendi.
00.43'de Cumhurbaşkanlığı ATA uçağı Dalaman Havalimanı'nda 5 nolu park yerindeydi. Bu dakikada ATA uçağının sol kanat tarafına tepe lambası yanık vaziyette siyah bir minibüs yaklaştı. 00.46'da yine tepe lambası yanan başka bir araç uçağın bulunduğu istikamete gitti. 00.55'de itfaiye aracı ATA uçağına doğru gitti.
'ÖLDÜREMEDİK'
00.57'de 00.43'te ATA uçağının yanına gelen siyah minibüs ayrıldı. 01.30'da, Cumhurbaşkanı'nı taşıyan helikopter alçak irtifada seyrederek ATA uçağının bulunduğu Dalaman Havalimanı pistine indi. 01.31'de Cumhurbaşkanı helikopterden inerek ATA uçağına bindi. 01.36'da ATA uçağı pist başı yaptı. 01.43'de uçak havalandı. İddianamede, tanık sıfatıyla ifadesine yer verilen İbrahim Halil Ağaç, Genelkurmay Başkanı'na darbe bildirisini okutmaya çalışan Yurtta Sulh Konseyi üyelerinden Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık'ın telefonda görüştüğü bir kişiye "Cumhurbaşkanı'nı öldüremedik, planlarımız boşa gitti, Cumhurbaşkanı'nın Almanya'ya kaçtığı yönünde haberleri yaymamız lazım, yoksa her şey boşa gidecek" dediğini anlattı. Öksüz'ün darbe toplantılarını yaptığı villada parmak izi bulunan Harmancık'ın, HTS kayıtlarında da kalkışmanın ilerleyen saatlerinde CNN Türk'e ait bir sabit hattı aradığı vurgulandı.
'ÇAĞIRIN ONLARI BURAYA' EMRİ
İddianamede yer alan ifadelerden, 143. Filo gazinosunda olduğu değerlendirilen Adil Öksüz'ün yanında tümgeneraller Mehmet Dişli ile Kubilay Selçuk'un da bulunduğu anlaşıldı. Şüpheli Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim'in emir astsubayı şüpheli Fatih Aslantaş, ifadesinde üste Akın Öztürk'ün dolaştığını, bu arada "Siz askeri ne hale getirdiniz, devletin düştüğü duruma bakın, bu kadar insan ölüyor, verin telefonu saat 07.00'da askerin kışlaya döneceğini söyleyeyim" diyerek yüksek sesle bağıran kişinin Genelkurmay Başkanı olduğunu anladığını söyledi. Sabah namazı vaktinde Öztürk ve Akar'ın yan yana durduğunu, Akar'ın bağlı olmadığını 'çağırın onları buraya' şeklindeki emir üzerine takım elbiseli bir kişinin geldiğini ve kendisinin 143. Filo gazinosunu aradığını, emri ilettiğini söyleyen Aslantaş, telefonu açan kişinin rütbesini sorarak hakaret vari şekilde 'bir daha burayı arama' deyip telefonu kapattığını söyledi.
Takım elbiseli kişinin generallerin neden gelmediğini sorduğunu, kendisini kaale almadıklarını söyleyen Aslantaş, Öztürk'ün emir astsubayının telefonla 143. Filo'yu arayıp oradaki bir generali telefona isteyip Genelkurmay Başkanı'nın emrini ilettiğini söyledi. Bir müddet süre sonra Selçuk, Dişli'nin gelip Genelkurmay Başkanı'nın yanına geçtiklerini belirten Aslantaş, yüksek sesle Genelkurmay Başkanı'nın, 'verin telefonu, askeri iki paralık ettiniz, düştüğünüz duruma bak' gibi kelimeler söylediğini anlattı. Dişli'nin kendi cep telefonundan birini arayıp Akar'ın Başbakan ile görüşmek istediğini söylediğini anlatan Aslantaş, Akar'ın Başbakan ile görüşerek, 'helikopter ile geleceğim' dediğini kaydetti. Akar, bu konuşmadan sonra Dişli ile birlikte helikopterle Başbakanlık Köşkü'ne gitmişti.
SORGU ODALARINI TEMİZLETTİ
İddianamede, Yurtta Sulh Konseyi üyeleri arasında gösterilen ve bir nummaralı şüpheli Akın Öztürk'ün damadı Yarbay Hakan Karakuş'un, kalkışmadan bir gün önce Akıncı 4. Ana Jet Üssü'ndeki sorgu odalarını temizlettirdiği ve bazı odaları rehinelerin tutulması amacıyla boşalttırdığı ortaya çıktı. Karakuş'un boşalttırdığı odalarda, Genelkurmay karargâhı ve değişik yerlerden rehin alınarak Akıncı'ya getirilen isimler tutulmuştu.
'TESADÜF' DEDİ
İddianamede, darbe gecesi Akıncı Üssü koridorlarında kameralara yakalanan darbenin sivil şüphelisi Kemal Batmaz'a ifadesi sırasında, Öksüz'le birlikte ABD'ye yaptığı seyahatlerde aralarında yabancı uyrukluların da bulunduğu bir grup kişinin sorulduğu anlaşıldı. Batmaz, Öksüz gibi bu kişileri de tanımadığını ve aynı uçakta bulunmalarının Öksüz için de söylediği gibi, "tesadüf" olduğunu savundu. İddianamede, Öksüz ve Batmaz'ın ABD seyahatlerinde birlikte aynı uçakta yer alan kişilerin açık isimleri yer alırken bu kişilerin 15 Temmuz darbesiyle bağlantılı olup olmadıkları ise sır olarak kaldı.
Darbe gecesi şüpheli Kurmay Albay Ahmet Özçetin'in daveti üzerine Akıncı Üssü'ne gittiğini öne süren Anafartalar Koleji sahibi sivil şüpheli Hakan çiçek'in ise Akıncı'da kurmay subayların abisi olduğu, kardeşi kara pilot Binbaşı Gökhan Çiçek'in FETÖ abisi olduğu ve darbe gecesi Akıncı Üssü'nde bulunduğu ve tutuklandığı, Gökhan Çiçek'in akrabalarından bir kısmının halen Gülen'in korumalığını yaptıkları anlaşıldı.
CELEBOĞLU KURDU
İddianamede, darbecilerin haberleşmek için kullandıkları Yurtta Sulh isimli WhatsApp grubunu Binbaşı Murat Celeboğlu'nun oluşturduğu belirtildi. Celeboğlu'nun gruba 46 kullanıcı eklediği, 15 Temmuz 21.15'de "Ben Binbaşı Murat Celeboğlu. Toplu görüşmeleri buradan yapacağım. Önemli gelişmeleri buraya bildirirseniz Ankara'ya ileteceğim" yazdığı kaydedildi.
İKİNCİ BİLDİRİYİ AKAR'A OKUTMAK İSTEMİŞLER
15 Temmuz günü Akıncı Üssü'nde yaşananlar, hazırlanan iddianamede Akar'ın karargahta derdest edilerek, Akıncı Üssü'ne getirilmesinde rol alan Tümgeneral Mehmet Dişli'nin ifadelerine de yer verildi. Dişli, Akıncı Üssü'nde derdest edilerek, Akıncı Üssü'ne getirilen Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın televizyondan girişimle ilgili haberleri izleyince çok daha fazla sinirlenmeye başladığını anlattı. Akar'ın, sivil kıyafetle odaya gelen darbeci general Akın Öztürk'e "Ne oluyor, nedir bu?" dediğini, Öztürk'ün "Ben de bilmiyorum, televizyondan gördüm" cevabını verdiğini aktaran Dişli, "Hulusi Akar bana dönerek 'nerede bu konsey? Bir bak gelsinler' dedi. Zaten evveliyatında ben Hulusi Akar'a konsey falan yok, in cin top oynuyor demiştim" dedi.
Dişli bir süre sonra Kuzey Deniz Saha Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık ve Tuğgeneral Hakan Evrim ile tanımadığı bir albayın geldiğini aktardı.
'DELİ MİSİNİZ?'
Harmancık'ın Akar'a "Komutanım malumuz birinci bildiriyi okuduk, bu da ikinci bildiri, bunu da sizin okumanızı istiyoruz" dediğini aktaran Dişli, Akar'ın "Siz deli misiniz, bu devirde böyle şey olur mu? Bunlar bitmiştir. Biz 12 Eylül'ü yaşadık" dediğini söyledi. Akar'ın tepkisi üzerine Harmancık'ın "Komutanım siz bizim başımıza geçin, televizyona çıkın, bunu okuyun halk da yatışır" dediğini anlatan Dişli, Akar'ın bunu da kabul etmediğini söyledi. Dişli, akabinde Harmancık'ın, Akar'a "Komutanım yine de bu bildiriyi size bir okumak istiyorum" diyerek, iki sayfadan oluşan bildiriyi sesli bir şekilde okuduğunu aktardı.
(Milliyet)