Başbakan Binali Yıldırım, partisinin dün Edirne ve Kırklareli'nde düzenlediği mitinglerde coşkulu kalabalıklara seslendi. "Yeni sistemde işin patronu millet olacak" dedi. 16 Nisan'da gerçekleşecek değişimle her zaman tek başına güçlü iktidarlar çıkacağını vurgulayan Yıldırım, "Karar 'evet' İstikamet Cumhuriyetin 100. yılı" ifadesini kullandı. Yıldırım'ın konuşmalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
16 Nisan'da devlet sistemini değil hükümet sistemini değiştiriyoruz. 1923'te devlet sisteminin adını koyduk. Cumhuriyeti birlikte kurduk birlikte yaşatacağız. Kim rejime elini uzatırsa karşısında milleti bulur. Bu sistem zaman zaman problem üretiyor. Geçmişte yaşananlara bakalım. Ahmet Necdet Sezer'in anayasa kitapçığını fırlatmasının ardından millet milyarca lira kaybetti.
ZAMAN KAYBETTİRİYOR
638 milyar borç ödedik. Bu borçları ödemeseydik ne olacaktı? Daha fazla yol, hastane, daha fazla fabrika ve kalkınmış bir Türkiye olacaktı. Şimdi 18 maddelik değişimle biz hükümet sistemini Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak değiştiriyoruz. Mevcut sistemde Başbakan güçlü, Cumhurbaşkanı da güçlü. Normalde parlamenter sistemde Başbakanlar güçlü olur, Cumhurbaşkanı temsili olur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bugüne kadar krizlere yol açan çifte başlılığı ortadan kaldıracaktır. Artık milletin oylarıyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanı var ve Başbakan var. İki başlılık sorun oluyor. Bunu niye yapıyoruz? Çünkü bu ikibaşlılık bize zaman kaybettiriyor, sorunların çözümü gecikiyor. Kalkınmamız yavaşlıyor, kazanımlarımız maalesef bir bir elimizden gidiyor.
15 TEMMUZ BİR MİLAT
15 Temmuz bir milattır. 15 Temmuz bir kez daha gösterdi ki bu sistem böyle devam ederse, darbelerden, ekonomik krizlerden ve sorunlardan asla kurtulamayacağız. Onun için 82 model, darbelerden kalan bu anayasayı artık bir kenara bırakmanın zamanı geldi de geçiyor.
Türkiye olarak güçlü olmamız, masada yerimini en iyi şekilde almamız lazım. Veya ağır aksak giden bu 82 model anayasa ile içimize kapanacağız, terör belasıyla, ekonomik krizlerle uğraşacağız. Zayıf hükümetler de darbelerle başa çıkmaya çalışacak.
Bazıları diyor ki 'bu anayasayı çok aceleye getirdiniz.' Hadi oradan canım. 10 senedir, 15 senedir bütün partiler, her seçimde 'bun anayası, bu darbe anayasasını değiştireceğiz' demiyorlar mı? Peki seçim geçiyor ne oluyor? Verilen sözler unutuluyor ve bir dahaki seçim yine aynı laflar. Ama AK Parti millete karşı, vatandaşa karşı hep süzönünü arkasında durdu, verdiği sözü hep yerine getirdi. Yapamayacağı işi de söz vermedi.
Kılıçdaroğlu, bozuk plak gibi 'hayır' diyerek yalan söyleyeceğine sen de 'evet' de. Sen de çalış, belki milletin gözüne girer iktidar olursun.
"EDİRNE'YE ENVER GİRECEĞİNE BULGAR GİRSİN" DİYENLER OLDU
Edirne deyip geçmeyin, Bursa'nın evladı, İstanbul'un babasıdır. Bundan 100 yıl önce maalesef Edirne'yi düşman işgal etmişti. Enver Paşa, Edirne'yi düşmandan kurtarmak için harekete geçti. O dönemde "Edirne'ye Enver gireceğine Bulgar girsin" diyorlar. Şimdi onların uzantıları aynı şeyi söylüyorlar. Ne diyorlar "Sandıktan evet çıkmasın da isterse Türkiye batsın, ekonomi dibe vursun, terör azarsa azsın, Türkiye'ye ne olursa olsun. Yeter ki Recep Tayyip Erdoğan kazanmasın." Biz bu anlayışla nereye varacağız sevgili Edirneliler.
KILIÇDAROĞLU 1982'DE KALMIŞ
Kimler anayasa değişikliğine karşı çıkıyor bir bakın. PKK terör örgütü karşı çıkıyor, FETÖ gece gündüz 'hayır' için çalışıyor. Bazı Avrupa ülkeleri de 'hayır' için çalışıyor. Bunu anladık da CHP'ye ne oluyor? Ana muhalefet partisi sen niye karşı çıkıyorsun kardeşim? Halbuki Kılıçdaroğlu ne diyor: Ben bu anayasaya 1982'de 'hayır' oyu verdim. İyi ya, biz de işte senin 'hayır' oyu verdiğin anayasayı değiştiriyoruz. O halde sana düşen 'hayır' değil 'evet' oyu vermektir. Kendi içinde çelişkiye düşüyorsun. Bu anayasaya 'hayır' diyorsun, şimdi değiştirelim diyoruz yine 'hayır' diyorsun, 1982'de kalmışsın.