Cumhuriyet döneminin en önemli islam düşünürlerinden Bediüzzaman Said Nursi tam 57 yıl önce 23 Mart 1960 tarihinde vefat etti. Şanlıurfa'da bulunan mezarı 27 Mayıs darbesinin hemen ardından demokrasi düşmanı generaller tarafından kırılarak yerinde çıkarıldı ve Isparta'da bilinmeyen bir yere defnedildi. Toplam 14 ciltten oluşan eseri Risale-i Nur Külliyatı bugün 190 ülkede 50 farklı dilde yayınlanıyor.
Bediüzzaman'ın düşünce mirasını ve bu mirası tekeline almaya çalışan Fetullahçı Terör Örgütü hakkındaki görüşlerini Bediüzzaman Said Nursi'nin birinci dereceden yakını olan Sabri Okur'a sorduk.
BEDİÜZZAMAN BÜTÜN İNSANLIĞIN SEVGİSİNİ KAZANMIŞTIR
Bediüzzaman Hazretleri'nin her kesim tarafından sevilmesinin sırrı, hayatını Kur-an'ın emirleri dairesinde geçirmesi ve peygamberimizin (ASM) sünnetine tamamen ittiba ederek ona göre hareket etmesindendir. Kur-an'ın bu zamanın anlayışına bir dersi olan Risale-i Nur eserleriyle madde aleminden temsil ve deliller getirerek insanları ikna etmiş , imanlarını kurtarmıştır. Ehli dalaletin içinde boğulduğu aynı meselede tevhit nurunu görüp bu ruhu göstermiştir.
MİLYONLARCA İNSAN ESERLERİNDEN İSTİFADE EDİYOR
"Bir köy muhtarsız olmaz. Bir iğne ustasız olmaz, sahipsiz olamaz. Bir harf kâtipsiz olamaz, biliyorsun. Nasıl oluyor ki, nihayet derecede muntazam şu memleket hâkimsiz olur?" gibi binler dersleriyle İslam gençliğinin imanının kurtulmasına mühim bir vesile olmuştur. İşte Bediüzzaman Hazretleri'nin imana yaptığı bu hizmetler tüm kesimler tarafından benimsenmiş olup bütün müsbet cemaatler ve toplumumuz, onun eserlerinden istifade etmek için eserlerini okumaya devam etmektedir.
HİÇBİR ZAMAN DEVLETİNE KARŞI GELMEMİŞTİR
Evet Bediüzzaman Hazretleri hayatı boyunca menfi hareket etmemiştir ve etmek isteyenleri de bu tarz hareketlerinden vazgeçirmek için çalışmıştır. "Tarihçeyi Hayat" adlı eserinde şöyle bir hatıra geçmektedir: "Van'da mezkur mağarada yaşamakta iken, şarkta ihtilal ve isyan hareketleri oluyor. "Sizin nüfusunuz kuvvetlidir" diyerek yardım isteyen bir zâtın mektubuna: "Türk Milleti asırlardan beri İslâmiyet'e hizmet etmiş ve çok veliler yetiştirmiştir. Bunların torunlarına kılınç çekilmez, siz de çekmeyiniz; teşebbüsünüzden vazgeçiniz. Millet, irşad ve tenvir edilmelidir!" diye cevap gönderiyor."
FETULLAH BEDİÜZZAMAN'IN ADINI AĞZINA ALMASIN!
Hiçbir suç bulamadıkları halde yine de çeşitli hapishanelerde eza ve cefalara maruz bırakmışlardır. Buna rağmen Bediüzzaman Hazretleri asla menfi hareket etmemiş, hiçbir talebesine de menfi harekete izin vermemiştir. Bütün bunlar meydanda iken nasıl oluyor da FETÖ gibi bir örgüt nasıl Bediüzzaman'ın adını ağzına alabiliyor? Fetullah, Bediüzzaman'ı hiç görmemiş olup dersinde asla bulunmamıştır. Bediüzzamanla hiçbir alakası olmayıp sadece Nur talebeleri için değil bütün Müslümanlar için tehlike arz etmiş olan bir örgüttür. Bütün Müslümanlara büyük bir zarar vermiş ama en büyük zararı da maalesef Nur talebelerine vermiştir.
"FETULLAH İLE ZERRE MUHABBETİ OLAN BİZİM DERSLERİMİZE GELMESİN!"
Bediüzzaman hazretlerinin varislerinden ve mutlak vekillerinden Hüsnü Bayramoğlu Abi hayattayken kendileri bir derste şunu ifade ettiler: "FETÖ ile zerre kadar muhabbeti olan bizim dersimize gelmesin. Evet belki tabandaki bazı safdil Müslümanları kandırmış olabilirler ama şunu kesin ifade edeyim ki hiçbir FETÖ mensubu nur talebesi değildir ve olamaz. Bütün Nur talebeleri Fetullah'ın Risale-i Nur eserlerini kıymetten düşürmek için Bediüzzaman Hazretleri'nin o saf, berrak, temiz hizmetini sekteye uğratmak, bozmak ve bulandırmak için kurulmuş bir örgüt nazarıyla bakıyorlar.
ABDULLAH YEĞİN: "GÜLEN YAHUDİLERE HİZMET EDİYOR" DEMİŞTİ
Hatta 17-25 Aralık hadiseleri çıkınca o zaman hayatta olan Bediüzzaman'ın talebelerinden Abdullah Yeğin abi şöyle ifade etmişti: "Bu hoca Yahudilere hizmet ediyor. O zamanlar henüz 15 Temmuz darbe girişimi de olmamıştı. Yani Bediüzzaman'ın talebeleri FETO'nun kim olduğunu ve neye hizmet ettiğini daha evvelden bildirmişlerdi ve o zaman bu raportajı da Sabah Gazetesi manşetten vermişti."
AK PARTİ DÖNEMİNDE YAPILANLARI HAYAL BİLE EDEMEZDİK
Bir gün birisi Bediüzzaman Hazretleri'nin talebelerinden ve vekillerinden merhum Mustafa Sungur abiye şunu sordu: "Abi biz bugünkü Ak Parti'ye ehven-i şer diyebilir miyiz? O da hiddetle: "Ne ehven-iş şeri kardeşim azamul hayır azamul hayır." diye ifade etmişti. Ben kendim buna şahit olmuştum. Risale'i Nur'un bir yerinde halkı hükümet aleyhine teşvik edenleri serseriler, bozguncu ahlaksızlar diye ifade ediyor, o zaman en menfi hükümetler başta olduğu halde böyle diyordu. Şimdi ise elhamdulillah hayal bile edemeyeceğimiz tarzda imana ve Kur-an'a hizmet eden ve bütün ümmetin umudu olmuş bir hükümet için ancak rahmetli Mustafa Sungur ağabeyin dediği gibi azam-ul hayır kelimesinden başka bir şey söyleyemeyiz.
BEDİÜZZAMAN'IN TALEBELERİ HEP AK PARTİ'Yİ DESTEKLEDİ
Bediüzzaman hazretleri tek parti döneminden sonra Demokrat Partisi kurulduğu zaman ilk defa sandığa gitmiş ve herkesin gözü önünde Demokrat Parti'ye oy vermek istediğini açıkça ifade edip oyunu aleni kullanmış ve Demokrat Parti'ye vermiştir. Benim bir şey dememe gerek yok. Bediüzzaman Hazretleri'nin hayatta talebeleri Ak Parti kurulduğu günden beri açıkça desteklemiş ve bütün nur camiasına da oylarını Ak Parti'ye vermeleri hususunda telkinlerde bulunmuşlar. Şimdi de Hüsnü Bayramoğlu abi bir çok yerde açıkça ifade ederek bu meyanda beyanatlar verdi.
BEDİÜZZAMAN HAYATTA OLSA 'EVET' DERDİ
Herkesi bu referandum sürecinde evet oyu kullanmaya davet etti. Dolayısıyla Risale-i Nur'u okuyan ve Bediüzzaman'ın talebelerini tanıyan dersinde bulunmuş herkes bunu çok iyi bilir. Ben bütün kalbi kanaatim ile diyorum ki Bediüzzaman hazretleri şu anda hayatta olsaydı evet oyu kullandığı gibi bütün Müslümanlara evet oyu kullanmaları için teşviklerde bulunurdu.