Başsavcılığın, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve firari savcı Zekeriya Öz hakkında, 'tutuklamaya yönelik yakalama kararı verilmesine' ilişkin nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine gönderilen talep yazısında, "Hrant Dink cinayetinin Türkiye kamuoyu ve Ermeni diasporasının etkin olduğu Avrupa ve Amerika'daki etkisi, gerçekleştirilen eylemin şiddet içeren silahlı başlangıç eylemi olması, eylemde yer alan kamu görevlilerinin sonradan ortaya çıkan örgütsel konumları ve sonucunda bürokrasi kadrolarının ele geçirilmesi nedeniyle, eylemin FETÖ/PDY terör örgütü lideri Fetullah Gülen'den bağımsız olarak, bilgi ve onayı dışında gerçekleştirildiğinin kabulü mümkün değildir. Kaldı ki TCK'nun 220/5 maddesi gereğince, 'örgüt yöneticileri örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak sorumludur" denildi.
"ALMAN İSTİHBARATININ KORUMASINAKİ FETÖ MENSUBU"
Talep yazısında firari eski savcı Zekeriya Öz ile ilgili olarak da, "Şüpheli Zekeriya Öz halen Almanya'da, Alman istihbarat servisinin korumasında bulunan FETÖ/PDY mensubu, Ergenekon, Balyoz gibi kumpas bir çok soruşturmanın eski savcıdır" değerlendirmesi yapıldı.
SAMAST'I TAKİP EDEN ASKERLERİN KOMUTANI 15 TEMMUZ'DA YARALI YAKALANDI
Cumhuriyet Savcılığının talep yazısında, Hrant Dink'in öldürüldüğü 19 Ocak 2007 tarihide İstanbul Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli Muharrem Demirkale'nin, olay günü Agos Gazetesi çevresinde bulunan Ogün Samast'ı takip eden jandarma görevlilerin komutanı olduğu, 15 Temmuz başarısız darbe girişimine Ankara'da albay rütbesiyle katıldığı, Ankara Jandarma Genel Komutanlığı binasında çatışma sonucu yaralı olarak ele geçirildiği belirtildi. 15 Temmuz soruşturması ve Dink cinayeti soruşturması kapsamında tutuklanan Muharrem Demirkale'nin, telefon kayıtlarının incelemesi sonucunda, Dink cinayetinden bir gün önce savcı Zekeriya Öz ile 3 defa, ikinci telefon hattıyla 2 kez görüştüğü, cinayetten 1 gün sonra ise 1 kez görüştüğü belirtildi. Demirkale'nin, savcı Öz ile 5 kez görüştüğü 18 Ocak 2007 tarihinin, Demirkale'nin emrindeki jandarma görevlilerinin Agos Gazetesi ve çevresinde keşif yaptıkları tarih olduğu belirtildi.
YILMAZER İLE ÖZEL İRTİBATLIYMIŞ
Talep yazısında, Muharrem Demirkale'nin telefon kayıtları incelemesi sonucu, Dink cinayetinin işlendiği gün Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdüro olan Ali Fuat Yılmazer ile telefon görüşmesi yaptığının tespit edildiği belirtildi. Talep yazısında, dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in 21 Kasım 2016 tarihli ifadesinde, "Muharrem Demirkale'nin İstanbul Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde göreve başladığı tarihte, halen FETÖ'den tutuklu bulunan istihbaratçı emniyet müdürü Erol Demirhan tarafından üsteğmen 'Selçuk' ismiyle kendisine tanıtıldığı, Ali Fuat Yılmazer ile özel irtibatlı olduğunun kendisine söylendiği" söylediği belirtildi.
"DİNK CİNAYETİNİN ARKASINDA ULUSALCILAR OLDUĞU ALGISI YARATILDI"
Talep yazısında, "Ogün Samast'ın, "Hrant Dink cinayetinin cesedi başında öldürülmekten korktuğu için açamadığı Türk Bayrağı", 20 Ocak 2007 günü yakalandığı Samsun'da Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde, Jandarma ve emniyet görevlilerince zorla eline tutuşturulup, açtırılarak görüntülerinin alındığı belirtildi.
ERGENEKON OPERASYONLARINA ZEMİN OLUŞTURULDU
Sonradan Cumhuriyet Savcılığına teslim edilen görüntülerin 10 dakika 20 saniye olmasına rağmen, Samsun İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünce, Network üzerinden Ali Fuat Yılmazer'in başında bulunduğu Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğüne gönderilen görüntülerin 44 saniye olduğu belirtildi. Bu görüntüleri ilk yayınlayan kişi olan gazeteci Ercan Gün'ün yayınladığı görüntünün de bu 44 saniyelik görüntü olduğu belirtildi. Dink cinayeti soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteci Ercan Gün'ün, " 30 Ocak 2007 tarihinde, kapatılan Zaman Gazetesinde halen yurtdışında kaçak olarak bulunan FETÖ/PDY'nin medya tetikçisi Ekrem Dumanlı, Adem Yavuz Arslan ve Faruk Mercan ile FETÖ/PDY içinde emniyet mensuplarının örgütsel konumda 'abi'liğini yapan halen yurtdışında kaçak olarak bulunan avukat Halil İbrahim Koca ile buluşmuş, kendisine haber yayınlayacağı görüntüler burada verilmesine rağmen, görüntülerin Samsun İl Jandarma Komutanlığında çekildiği algısında yaratılması için Samsun'a gönderilmiştir. Bu görüntülerin Samsun Jandarma Komutanlığında çekilmiş gibi yayınlanmasıyla, 'Hrant Dink cinayetinin arkasında ulusalcılar olduğu algısı' yaratılarak, Ergenekon operasyonlarına zemin oluşturulmuş, Dink cinayetinin medya tetikçiliği oluşturulan kumpasla başarıyla yerine getirilmiştir" denildi.