Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) Daimi Temsilcisi Büyükelçi Faruk Kaymakcı, panelde yaptığı konuşmada, Türkiye'de hükümetin ve devletin stratejik hedefinin AB'ye tam üyelik olduğunu belirterek, "Hedefimiz AB'ye tam üyelik ve AB'nin merkezinde bulunmak istiyoruz." diye konuştu.
AP'de terör örgütleri PKK ve FETÖ'nün etkinlikler düzenlemeye çalıştığını anımsatan Kaymakcı, "Avrupa Parlamentosu koridorlarında PKK sembollerini görmek ve onların etkinlikler düzenlemesi üzüntü verici. Aynı durum FETÖ için de geçerli. Birçok FETÖ'cü darbe girişimi ve devlete sızmaları konusunda kendilerini aklamak için etkinlikler düzenlemeye çalışıyor. Avrupa Parlementosundaki bu etkinlikleri Türk insanına anlatamazsınız. Terör ve suç örgütlerinin ifade özgürlüğünü kötüye kullanmasına izin verilemez." değerlendirmesinde bulundu
Türkiye'nin çatışma ve sorunlar yaşanan Irak, Suriye ve İran gibi ülkelerle sınır komşusu olduğunu anımsatan Kaymakcı, Türkiye'nin dış politikasının "Yurtta sulh, cihanda sulh" prensibine bağlı olduğunu söyledi.
Kaymakcı, Türkiye'nin Suriye politikasında Batı'dan yeterince destek görmediğine dikkati çekerek, "Suriye'de önemli olan şu anda kırılgan ateşkesi sürdürmek ve sonrasında siyasi dönüşümü sağlamak. Şimdi eylem zamanı. Beraber çalışabiliriz. AB, Türkiye ve Rusya'nın başlattığı Astana sürecinin bir parçası olabilir." ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE SURİYE'NİN KUZEYİNDE BAĞIMSIZ BİR ÜLKE KURULMASINA İZİN VERMEYECEK"
Türkiye'nin bölge ülkeleriyle iyi ilişkiler kurmaya önem verdiğini söyleyen Kaymakcı, "Suriye ve Irak'ta Türkiye'yle beraber çalışarak çok şey yapılabilir ve ortaya bir fark konabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Batı'nın Irak'ta yaşananlar karşısında da sessiz kaldığına dikkati çeken Kaymakcı, sadece Türkiye'nin yapılan yanlışları dillendirdiğini söyledi.
Türkiye'nin kuzey Suriye'de kendi sınırlarını korumak ve vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için bulunduğunu belirten Kaymakcı, Türkiye'nin operasyonlarda 2 bin 400'ün üzerinde DEAŞ militanını etkisiz hale getirdiğini ve bölgenin güvenli hale geldiğini anlattı.
Kaymakcı, Türkiye'nin Suriye'nin toprak bütünlüğünü desteklediğini vurgulayarak, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde bağımsız bir ülke kurulmasına izin vermeyeceğini vurguladı.
Gümrük Birliği'nin genişletilmesi, anlaşmazlık giderme ve karar alma mekanizmalarına Türkiye'nin dahil edilmesi gerektiğini anımsatan Kaymakcı, söz konusu güncelleştirmenin hem AB hem de Türkiye'ye faydalı olacağını sözlerine ekledi.
"TÜRKLER GÜÇLÜ BİR CUMHURBAŞKANLIĞI İSTİYOR"
Paris Siyasal Bilimler Akademisi (SciencesPo) Öğretim Üyesi Dr. Jana Jabbour da "Türkler kendilerini tehdit altında hissediyor ve ülkenin güvenliğini sağlayacak birisine ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle Türkler güçlü bir cumhurbaşkanlığı istiyor." dedi.
Avrupa'nın terör örgütü PKK ile mücadelede Türkiye'nin daha fazla yanında durması gerektiğine dikkati çeken Jabbour, "Eğer ayrılıkçı bir terör örgütü bir Avrupa ülkesinde bulunsaydı bununla ne şekilde mücadele edilirdi? " sorusunu yöneltti.
Jabbour, Türkiye konusunun Avrupa'da kamuoyu önünde fazla tartışıldığını anımsatarak, "Türkiye'nin AB üyeliği daha az siyasi, objektif ve faydaları üzerine yoğunlaşılarak tartışılmalı. Türkiye'nin AB'ye üye olmasıyla her iki taraf kazanır. Türkiye'de mevcut sorunlar giderilir, demokrasi, liberalleşme ve laiklik güçlenir." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin AB'ye üye olması durumunda Avrupa'nın dış politikada da ilerleme sağlanacağına işaret eden Jabbour, AB üyesi Türkiye'nin medeniyeler ittifakının somut halini ortaya koyacağını anlattı.
Jabbour, AB'nin Türkiye ilişkilerinde dürüst ve saygılı davranması gerektiğine işaret ederek, "Avrupalılar dürüst, açık ve samimi olmalıyız. Türkiye'ye söz verirsek tutalım. Sığınmacı anlaşmasında Türkiye'ye çok söz verdik. Yerine geldi mi? Vizeler kalktı mı? Hayır. Bu Türklerin gözünde Avrupa'nın kredibilitesini düşürüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili Jabbour, "Erdoğan dürüst. Hem de fazlasıyla dürüst ve inandığını söylüyor. Ona karşı net, dürüst ve saygılı olmalıyız." değerlendirmesini yaptı.