İYİMAYA: Demirel 4 yıl 6 ay içinde, 6 hükümet onaylayınca, ülkeyi çıkmaza sokan mevcut sistemin değişmesini istemişti
AKARCALI: Özal, Evren ve Demirel ile çalıştı. Her ikisinde de çift başlılığın sakıncalarını gördüğü için başkanlığı öneriyordu
TUNÇ: Necmettin Erbakan 1969'da siyasete başladığında, parti programına cumhurbaşkanını halkın seçmesi gerektiğini yazmıştı...
AHMET İYİMAYA (Adalet Komisyonu Başkanı, eski DYP Milletvekili):
6 HÜKÜMET ONAYLAYINCA...
Demirel, "'4 yıl 6 aydır Çankaya'da Cumhurbaşkanı olarak oturuyorum. Bu süre içinde 6 tane hükümet onayladım. Böyle bir şey taşınamaz. Türkiye yarı başkanlık ve başkanlık sistemini tartışmalıdır" demişti. Merhum Demirel, başkanlık ve yarı başkanlığı ima eden bir anayasa metnini geliştirdi. Metnin kamuoyuna yansıması üzerine 'bu metin bana ait değildir' dedi. Başbakan olup da koalisyon deneyimi yaşayanlardan herhangi bir lider yoktur ki başkanlık sistemini istemesin. Başkanlık sistemini felsefi, süreç ve sistem temelinde en donanımlı şekilde ortaya koyan değerli Cumhurbaşkanımızdır.
MEHMET ALİ BAYAR (Süleyman Demirel'in danışmanı):
'KRİZİ MİLLET ÇÖZMELİ' DERDİ
Merhum Demirel, 1970 ve sonrasında çeşitli defalar anayasanın değiştirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Ancak önerileri kabul görmedi. Cumhurbaşkanı olduktan sonra 28 Şubat sürecine kadar önerisi olmadı. 28 Şubat'tan sonra o dönemi bilfiil yaşayan ve zorluklarını gören bir Cumhurbaşkanı olarak Fransız modeli yarı başkanlık sistemi önermiştir. Bu sistemde cumhurbaşkanlarına kriz anlarında bazı yetkiler tanınmıştır. Demirel'in 'Bir demokrasi krize giriyorsa, çözümsüzlükle karşı karşıyaysa en doğru çözüm yeri millettir. Parlamentoyu kendisi feshedebilmeli, edemiyorsa cumhurbaşkanı millete götürmeli' diye düşünüyordu.
ENGİN GÜNER (Özal'ın Özel Kalem Müdürü, Danışmanı, eski ANAP Milletvekili):
BAŞKAN TOPARLAYICI OLUR
Turgut Bey başkanlık sistemini istiyordu. Aklında olan sistem tamamen ABD'deki sistemdi, aynısını öneriyordu. Başkanlık sisteminin bir toparlayıcı unsur olacağını düşünüyordu. Hoşgörülü bir karaktere sahipti. Kendini örnek alıyordu. Başkanın da birleştirici olacağını düşünüyordu. Bazen kendisi de görüş ayrılığına düşmüş, başbakanlar, özellikle Mesut Yılmaz ile; bunun da rolü olabilir. Daraltılmış bölge istiyordu. Bakanların dışarıdan atanmasının daha uygun olacağını düşünüyordu. Bakanlar ile aynı bölgeden seçilen ve milletvekilleri arasında çekememezlik olduğunu düşünüyordu.
BÜLENT AKARCALI (Eski ANAP Milletvekili ve Bakan):
SİSTEM SORUN ÇÖZMÜYORDU
Turgut Özal, Kenan Evren ve Süleyman Demirel ile çalıştı. Çift başlı yönetimin sakıncalarını gördü. Türkiye'nin ekonomik açıdan ileri gidemeyince çok başlılık ve bürokratik oligarşinin her şeyi nasıl vesayet altına aldığını gördü. Türkiye siyasi irade değil asker, yargının da içinde bulunduğu bürokratik oligarşi tarafından yönetiliyordu. Bunları yaşadığı için başkanlık sistemi için çaba gösterdi.
AHMET CEMİL TUNÇ (Eski Devlet Bakanı, Necmettin Erbakan'ın yakın çalışma arkadaşı):
TEK KARARNAME BİLE İMZALANMAYAN DÖNEM
Necmettin Erbakan 1969'da siyasete başladığında parti programında cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi gerektiğini yazmıştı... Refahyol döneminde Cumhurbaşkanı tek bir kararnameyi imzalamadı. Bu bile sistemin değişmesini istemeye yeter. Koalisyonda kanun teklifini Meclis gündemine getirmek bile çok büyük meseleydi. Şu anda sistem işliyor görünüyorsa hem cumhurbaşkanı hem başbakan hem de bu parlamentonun aynı partiden olmasıdır. Yoksa bu sistemin işlediği anlamına gelmez. Yarın şartlar değişirse sistem yine tıkanabilir. Bu güne kadar cumhurbaşkanı olan ya da iktidarda bulunan her siyasi parti bu sistemin gelmesi gerektiğini söylemiştir. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bu değişikliği bundan sonrasını düşünerek yapmak istediğinı düşünüyorum.