İzmir Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yılmaz'ın tutuklu sanıklar "Üniversite imamı" olduğu iddia edilen Yaşar Narı ile üniversitenin eski Sürekli Eğitim Merkezi (SEM) Müdürü Atilla Ediz hakkında "Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçlamasıyla 22,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırladığı ve İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Çiğli'deki 44 dönümlük ve 80 milyon lira değerindeki arsasını, kendi ya da ailesinin adını taşıyacak bir hastane yapılması için Gediz Üniversitesi'ne bağışlayan Hatice Bahriye Yağcı'nın iyi niyetinin örgüt mensuplarınca nasıl istismar edildiğine yer verildi.
Şikayetçi olarak emniyete ifade veren bu hayırseverin beyanları iddianamede yer bulurken, Yağcı 1971'de babasının ve erkek kardeşinin, 2009'da ise kız kardeşinin hayatını kaybetmesiyle arsanın kendisine miras kaldığını belirterek, yalnız kaldığından boşluğa düştüğünü bu sebeple daha önceden tanıdığı ve güvendiği AK Parti yöneticisi A.Y'den yardım isteyerek, buranın bir hastane yapılması için bağışlayacağını kararlaştırdıklarını ifade etti.
Daha önce bir cami, iki okul ve bir kaymakamlık binası için arsalarını bağışladığını dile getiren Yağcı, A.Y.'nin yaptığı araştırmalar sonucu arsayı, başka bir FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan iş adamı ve Gediz Üniversitesinin kurucu üyelerinden Abdullah Kavuk aracılığıyla bu üniversiteye verilmesi için çalışma yaptıklarını, Kavuk ve üniversitenin eski rektörü S.Ç. ile yaptıkları görüşmede bu taleplerini ilettiklerini söyledi.
BİLMİYORDUM
"Abdullah Kavuk 'Hemen gidip bu arsayı göreyim.' dedi ve orada beklerken arsayı göru¨p geldikten sonra 'Buraya Gediz Üniversitesi Tıp Faku¨ltesi yaparım.' dedi. Bu duruma hem hastane olacağından hem de çocukların eğitim göreceğinden dolayı çok sevindim." diye ifade veren Yağcı, üniversitenin örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in talimatları doğrultusunda FETÖ tarafından yönetildiğini bilmediğini, 17-25 Aralık sürecinin ardından buranın örgüte ait olduğunu öğrendikten sonra derin bir üzüntü duyduğunu kaydetti.
A.Y, Kavuk ve dönemin Çiğli Belediye Başkanı'yla İzmir Valiliğine gittiğini, oradaki görüşmelerin olumlu geçmesinin ardından arsanın tapu devrine kadar sürede Kavuk ile eski rektör S.Ç'nin çoğu kez ailecek, bazen de öğrencilerle kendisini ziyaret ederek tıp fakültesi projesini anlattıklarını belirten Yağcı, yine örgüt mensuplarının yardımıyla çok hızlı bir şekilde hastaneden "sağlamdır" raporu almasından sonra tapu işlemlerini başlattıklarını beyan etti.
2010'DAN BERİ HASTANE YOK
Yağcı, ifadesine şöyle devam etti:
"A.Y, Abdullah Kavuk, eski rektör S.Ç. ve üniversitenin muhasebecisi ile Çiğli Tapu Mu¨du¨rlu¨ğu¨ne gittik. Arsaya hastane yapılması ve 5 yıl sonra bitmesi şartıyla tapuya şerh du¨şu¨ldu¨, imzayı attım ve bağışı yaptım. Kavuk ve S.Ç. şartımı kabul ederek, 2010'da bağış işlemini tamamladık. Bu işlemlerle ilgili tapuda ve evimde protokole imza attığımı biliyorum. Protokolde yine arsa ile ilgili hastane veya tıp faku¨ltesi yapılması, bunun 5 yılda bitirilmesi şartı olduğunu biliyorum. Bağış işleminin ardından Kavuk başta olmak u¨zere S.Ç, Işılay Saygın (Eski Gediz Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı), Şeref Sipahi (Başka bir soruşturmadan tutuklu iş adamı) ve üniversite yetkilileri bana arsayla ilgili yapacaklarını söyledikleri hastanenin projelerini gösterdiler. Evime gelip gittiler. Yapacaklarını anlattılar. Ancak 2010'dan beri bağışladığım arsam ile ilgili hastane ya da tıp faku¨ltesi yapılması ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadı."
Kavuk'un mütevelli heyeti başkanlığını Işılay Saygın'a devrettiğini ve artık muhatabın Saygın olduğunu söylemesinin ardından sinirlendiğini anlatan Yağcı, "Kavuk'a 'Siz arsama hastane yapmayacaksınız, beş yıldır beni oyalıyorsunuz, kandırdınız.' diyerek arsamı geri istedim. Ancak o hala 'Buraya tıp faku¨ltesi yapacağız.' diye ısrar etti. Ben de artık 'Bu arsayı kesinlikle geri istiyorum, sizden alacağım.' dedim ve avukatım aracılığıyla sözleşme şartlarının yerine getirilmemesinden dava açtım. 2015'te haberim ve imzam olmadan arsanın bir kısmına lunapark kurulup çeşitli organizasyonlar du¨zenlenmiştir." dedi.
2014'te hayır işleri yapmak için kurduğu vakfa tüm mal varlığını bağışladığını ve davayı kazanması halinde bu arsayı da hastane yapılması için vakfa vereceğinin altını çizen Yağcı, dini duyguları ve iyi niyetini kullanan Kavuk, eski rektör S.Ç, üniversitenin muhasebecisi ve mütevelli heyetinden şikayetçi olduğunu ifadesine ekledi.
OPERASYON YAPILDI
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Ayhan Yılmaz'ın, kapatılan Gediz Üniversitesine yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında, hakkında gözaltı kararı çıkarılan 101 şüpheli hakkında yakalama kararı verilmiş, aralarında "üniversite imamı" olduğu iddia edilen Yaşar Narı ile üniversitenin eski Sürekli Eğitim Merkezi (SEM) Müdürü Atilla Ediz'in de bulunduğu birçok şüpheli gözaltına alınmıştı.
Narı ile Ediz hakkında "Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçlamasıyla 22,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.