Başbakan Binali Yıldırım anayasa değişikliği teklifinin ardından referandum kampanyasıyla ilgili olarak dün AK Parti İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. Yıldırım sözlerinden satırbaşları şöyle:
TARİHE GEÇTİK: Anayasa değişikliği konusunda TBMM kararını verdi. AK Parti felsefesine yakışır dayanışma ruhunu bu grup mecliste gösterdi. Yoldaş olmanın gururunu yaşadık. Tarihi bir görev yapıyoruz. Örnek dayanışma şimdiden siyasi tarihe geçti, teşekkür ediyorum.
SON TARİH 20 NİSAN: Anayasa değişikliği muhtemelen nisanın ilk yarısında 20'sine kadar uygun bir tarihte yapılacak. Bu hafta kesin tarih açıklanmış olur. Yapılan değişiklik Cumhurbaşkanı onayına sunuldu. İmzalayacak, resmi gazetede veya imzalamayacak tabi. Resmi gazetede yayımlandıktan sonra 60 günü takip eden ilk pazar günü referandum yapılır diyor. X tarihinde imzaladı, 60 gün koyacaksınız. 60 günden önce 67 günden sonrası da olmuyor.
SOKAKLARDA OLACAĞIZ: Hepimize iş düşüyor, il başkanları, kadın kolları gençlik kolları başkanları, il genel meclisi, delegeler, 10 milyonu aşan AK Parti ailesiyle sokaklarda olacağız, vatandaşımızla kucaklaşacağız. Türkiye yeni sistemle beraber terörle mücadele etkinliği daha da artacak. Zamanı daha etkin kullanacak, kararları daha hızlı alacak. Bugünün işini yarına bırakmayacak, bürokrasi ayrı bir erk olarak yürütme karşısında dikilemeyecek. Yargı işini yapacak. FETÖ ve BTÖ gibi örgütler canlanmayacak.
MHP AYRI BİZ AYRI: Hayırcılar, istemezükcüler bir tarafta, bizbir tarafta nlatacağız Düzenlemeyi MHP ile yaptık. Kendi partisi ilkelerinde Meclis'teki duruşunu sokakta da gösterecek. Amacımız cumhurbaşkanı ile koordinasyon içinde yanlışları düzeltmek.
O ZAMAN ATATÜRK'ÜN SEÇİMİ DE YANLIŞ: Anamuhalefet 2007'de 363 vekillle "Cumhurbaşkanı seçemezsin" dedi. Kendi fikrini değil arkadaki vesayetçilerin sözcülüğünü yaptı. 367 olmazsa Meclis toplanamazmış. O zaman Atatürk'ün seçimi de yanlış. Onların kafasına göre düşünürsek Atatürk, İnönü, Bayar hepsinin seçimi hukuken sakat, öyle mi?
"KARARIMIZ EVET" KİTAPÇIĞI
Toplantıda
teşkilat mensuplarına "kararımız evet" başlığını taşıyan kitapçık dağıtıldı. 50 sayfadan oluşan kitapçıkta yeni sistemin sağlayacağı katkılar şöyle sıralandı: Kalıcı istikrar. Güvenli ve huzurlu Türkiye. Tek başına iktidar. Hızlı ve etkili icraat. Birlik ve uzlaşma. Güçlü yönetim, güçlü Türkiye.
KENDİ İKBALLERİNİN TELAŞINDALAR
"Gürültü patırtı; 'Rejim değişiyor, Türkiye elden gidiyor.' Onlar kendileri gidiyor. Feryadı figanları Türkiye için değil kendi ikbal meseleleri için. 1923'te rejim tartışması sona erdi. Padişahlık gitti cumhuriyet geldi. Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'nin kaptanı oluyor. 93 yıl 65 hükümet kurulmuş ortalaması 14-15 ay. Hizmet başka bahara. ABD'de 228 senede 45 başkan değiştirmiş. 5 senede bir. Biz 4 yılda bir seçim yapsaydık, 65'inci hükümet 2016 değil, 2183 senesinde kurulacaktı, 167 sene sonra."
TAM TERSİ MECLİS'İN GÜCÜ ARTIYOR
"'Meclis'in
etkinliği azalıyor' deniyor. Hadi oradan, neresi azalıyor. Genel görüşme, yazılı soru önergesi, Meclis araştırması, kanun yapma bakanları sıraya çekme, hesaba çekme hakkı var. Cumhurbaşkanlığını yargılama hakkı var. Aslında gücü artıyor. Yargının başındaki yapıyı da Meclis belirliyor. Mevcuda göre cumhurbaşkanı bu kadar yetkiye rağmen yargılanamıyor. Sadece vatana ihanet ile. Şimdi atılan isnat edilen her suçtan yargılanabilecek. Vekillerin yüzde 75'i değil yüzde 66'sının çoğunluğu ile. Meclis'i güçlendiren diğer taraf, kanunları vekiller yapıyor."
CHP'LİLERİN ANLAYACAĞI İŞ DEĞİL
"Ben 'İki kaptan gemiyi batırır' dedim kıyamet koptu. 'Uçakta da iki kaptan var, gemiler batmıyor' dediler. Gemide Süvari ve 1. Zabit var. Süvari çok konuşmaz, herkesi bağlar. Mürettebat bakar işlere. 1. Zabit onun yardımcısıdır, beynidir. O emirleri silici yağcı ve miçoya kadar ulaşıp ulaşmadığına bakar. Süvari tektir. Uçakta da böyle. Bir kaptan var. Soldaki asıl kaptandır. CHP'lilerin anlayacağı iş değil, ne bilirler. CHP'ye oy verenleri kastetmiyorum, onlar bayrağını, milletini ülkesini seven insanlar. Biz bu CHP'nin önceki çağdan kalan yönetimini kastediyoruz."