Cumhurbaşkanlığı sisteminin de içinde olduğu 18 maddelik anayasa değişikliği Meclis'ten 330'un üzerinde oy aldı. Türkiye, nisanda, tarihinin en önemli kararlarından birini vermek için referanduma gidecek.
Peki kamuoyu araştırmaları bu konuda ne söylüyor? Son seçimler öncesinde aHaber ekranlarında yaptığı cesur açıklamalarla dikkat çeken ve yine 1 Kasım seçimlerinin "tek bilen"i olarak öne çıkan A&G Araştırma Şirketi Başkanı Adil Gür ile referandumu konuştuk. Gür, "Bugün yüzde 53'ler mertebesinde olan desteğin yapılacak iyi bir kampanya ile yüzde 60'lara doğru taşınacağını düşünüyorum. Hatta üzerindeki bir oran bile benim için sürpriz olmaz" dedi.
İşte Adil Gür'ün referandum ve yeni sisteme ilişkin görüşleri ve analizleri:
TERÖRLE SEÇMENİ ETKİLEMEK İSTEYENLER REFERANDUM AKŞAMI YANILDIĞINI GÖRECEK
-Son günlerde yaşanan terör olaylarının referandum süreci ile bir ilgisinin olduğunu düşünüyor musunuz?
Hain 15 Temmuz darbe süreci ile birlikte Türkiye gerçekten tehdit altında. Bir taraftan silahlı terör, diğer taraftan ekonomik terör dış güçler tarafından tırmandırılmaya çalışılıyor. Önümüzdeki süreçte de vatandaşın tercihini etkilemek için bu tarz eylemlere başvuranlar olacaktır. Ancak dediğim gibi vatandaş feraset sahibi silahlı terörün de ekonomik terörün de arkasında birtakım güçler olduğunun farkında. Vatandaşın oyunu etkileyebileceğini sananlar referandum akşamı yanıldıklarını görecekler.
HALK REFERANDUMDA HEP DOĞRU KARARI VERDİ
-Meclis süreci tamamlandı. Şimdi referandum dönemi var. Nasıl bir propaganda süreci izleyeceğiz?
Evet önümüzdeki günlerde konu halkın önüne gelecek. Halkımız gerçekten feraset sahibi, Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan tüm seçimlerde, referandumlarda hep doğru kararlar verdiğini görüyoruz. Referandum sürecinin sert söylemlerle geçeceğini düşünüyorum.
AK Parti ve MHP ülkenin bekasını, dış tehdidi, istikrarı ve hızlı karar alma mekanizmasını anlatmaya çalışacak. Ayrıca, Türkiye üzerinde oynanan oyunları, koalisyon hükümetlerinin istikrarsızlığın bu ülkede nelere mal olduğunu çift başlılığın sonuçlarını anlatacaklar. 2001'de bir anayasa kitapçığının fırlatılmasının bu ülkede nelere mal olduğunu vatandaşa ifade edecekler.
Hayır cephesinde yer alanlar yapılan değişikliğin bir Hükümet sistemi değişikliği olarak değil, rejim değişikliği imiş gibi anlatmaya çalışıyorlar. Bu nedenle siyasi partilerin meclisin varlığını denetimini anlatmalılar.
SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİ İYİ ANLATILMALI
-Peki muhalefetin bu "tek adam" vurgusu sizce gerçekleri yansıtıyor mu?
Muhalefet tarafından sanki referandum akşamı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın otomatik olarak tüm yetkileri devralacağı havası yaratılıyor. Oysaki referandumdan sonra değişecek ve uygulanacak tek maddenin cumhurbaşkanının partisi ile bağlarının devam edeceği vatandaşa anlatılmalı. Hükümet sistemi değişikliğinin Cumhurbaşkanı Erdoğan için yapılmadığı vurgulanmalıdır.
İKİ AYLIK SÜRE İYİ KULLANILMALI
-Nisan başında referanduma gidileceği konuşuluyor. Yeni sistemi halka anlatmak için yeterli bir süre mi?
Elbette iki aylık süre yeterli değil. Biz anayasa ve hükümet sistemi ile ilgili konularda pek çok araştırma yaptık. Vatandaş anayasa ve Hükümet sistemi konusunda çok bilgili değil. Anayasa maddelerini anlatmak yerine hap şeklinde vatandaşa ve ülkeye ne getireceği ne götüreceği basit cümlelerle anlatılırsa daha faydalı olur. Az önce söylediğim gibi ülkenin bekası; istikrar, hızlı karar alma, terörle mücadele gibi.
EVET DİYENLERİN ORANI ARTIYOR
-Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ne kamuoyu desteği artıyor demiştiniz. Bu görüşünüz devam ediyor mu?
Hükümet sistemi değişikliğine hayır diyenler 15 Temmuz tarihine kadar yüksek oranlardaydı. Yani Evet'lerden daha fazla idi. 15 Temmuz ile birlikte algılar değişti. Bunun iki temel nedeni var, birincisi 15 Temmuz'daki duruşu nedeniyle Sayın Cumhurbaşkanına duyulan güven ve sempati arttı, ikincisi 15 Temmuz ile birlikte toplumda tehdit algısı güçlendi. Bu nedenle hem Cumhurbaşkanına duyulan güven hem de ülkenin hızlı karar almaya ve istikrara yönelik ihtiyacı nedeniyle sistem değişikliğine sıcak bakanların oranı artmaya devam etti.
SON ANKET %53.2 "EVET" YÜKSELMEYE DEVAM EDİYOR
-Son yaptığınız kamuoyu araştırmalarındaki verilerden de biraz bahseder misiniz?
En son 2 hafta önce yaptığımız araştırmada yüzde 15-20 civarında kararsızım - sandığa gitmeyeceğim - fikrim yok diyenleri dağıttığımızda evet diyenlerin yüzde 53,2 olduğunu gördük. Hayır diyenler ise yüzde 46,8. Bir önceki aya göre evet diyenler bir puan arttı.
AK PARTİ VE MHP'NİN TOPLAMI %65
-Evet oranındaki artış devam etme eğilimi gösteriyor mu?
Önümüzdeki dönemde kampanya sürecinde evet derim diyenlerin birkaç nedenden dolayı artacağını düşünüyorum. Birincisi Cumhurbaşkanını sevenlerin ve beğenenlerin oranı son araştırmada yüzde 61'in üzerinde. İkincisi AK Parti ile MHP'nin oy toplamı yüzde 65 civarında. Bu iki nedenden dolayı Evet oyları artacaktır. Tezimi güçlendiren veriler bunlar. Kaldı ki önümüzde bir kampanya süreci var. Evet kampanyasını yürütmek her zaman kolaydır, Evet pozitif bir kavram. Unutmayalım rahmetli Özal Hayır kampanyası yürüttüğü halde sandıktan Evet çıktı.
ARAŞTIRMALAR REHAVETE NEDEN OLMAMALI
-Referandum gecesi için bir oy oranı tahmininde bulunmak zor mu?
Özetle bugün yüzde 53'ler mertebesinde olan desteğin yapılacak iyi bir kampanya ile yüzde 60'lara doğru taşınacağını hatta yüzde 60'ının üzerindeki bir oranın benim için sürpriz olmayacağını söyleyebilirim. Ama sözlerim şöyle algılanmamalı çok rahat bir referandum sandığa gitmeme gerek yok diye düşünülmemeli. Herkes gidip oyunu mutlaka kullanmalı anayasa değişikliklerinde vatandaş onayı ne kadar yüksek olur ise sonuç çok daha değerli olacaktır.
100 REFERANDUM YAPILSA HDP BLOĞU KAZANAMAZ
-HDP/CHP bloğuna kazanma şansı hiç vermiyor musunuz?
Işin bir başka boyutu daha var, bana göre en önemli boyutu. Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en kararlı terörle mücadelesini yürütüyor ve vatandaşlar parti ayrımı yapmaksızın yüksek oranda devletin terörle mücadelesini destekliyorlar. Kamuoyunda PKK ve HDP algısı ortada. Bu nedenle şunu söylemek yanlış olmaz; HDP'nin içinde olduğu bir blogun 100 kez referandum yapılsa birinde dahi kazanması mümkün değil, algılar ortada.
EVET PROPAGANDASINDA PARTİ AMBLEMİ OLMAMALI
AK Parti en çok hangi bölgeye çalışmalı?
Öncelikle bölge ayrımı yapmaksızın kampanya tüm Türkiye'de uygulanmalı, sadece kitle iletişim araçları, mitinglerle değil, gerekirse yüz yüze, kapı kapı sistem anlatılmalı. Yaptığımız araştırmalarda Ege ve Akdeniz'de hatta Trakya'da biraz daha fazla anlatmaya ihtiyaç var. Bahsettiğimiz bölgeler muhalif seçmenlerin yoğun olarak yaşadığı bölgeler, bunun etkisi muhakkak ama ben bu konunun bir parti meselesi olmaktan daha çok ülke meselesi olduğunun anlatılması gerektiğini düşünüyorum.
Belki çok klişe olacak ama 1 Kasım seçim döneminde sloganlaştırma fikrinin bana ait olduğu "Mesele Memleket Meselesi" temasında anlatılmalı. Bana göre kampanyada siyasi parti figürü hiç kullanılmamalı yani amblem, logo vesaire.
EN BÜYÜK DESTEK KARADENİZ VE İÇ ANADOLU'DA
-Cumhurbaşkanlığı Sistemine en büyük destek hangi bölgede?
Cumhurbaşkanlığı sistemine en büyük destek İç Anadolu, Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde. Böyle olması çok doğal, hem AK Parti'nin yüksek oranda oy aldığı bölgeler, hem de MHP tabanının AK Parti tabanıyla benzeştiği bölgeler buralar. Bu nedenle destek bu bölgelerde bir hayli yüksek.
CHP TABANI HDP'DEN RAHATSIZ
-CHP ve HDP aynı kanatta yer alması bu iki partiye ne kazandırır ne kaybettirir?
CHP'nin HDP ile yan yana görünüyor olması CHP tabanında da rahatsızlık yaratıyor. Belki bugün MHP tabanının bir bölümü ikna değilmiş gibi görünebilir ama ben MHP tabanından yüksek oranda hayır çıkacağı kanaatinde değilim. MHP'li bir seçmenin HDP blogunda yer alması kolay değil. İşte CHP tabanı içerisinde yüksek oranda merkez sağ seçmen var, bu seçmenler partinin genel tavrının aksine hareket edebilirler. CHP belki HDP'den kaçan oyların peşinde ama Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olma riski yüksek. SHP tecrübesi unutulmamalı.
İKİ SEÇİMİN AYNI GÜN YAPILMASINDA SORUN YOK
Cumhurbaşkanlığı seçimi ile milletvekili genel seçiminin aynı gün yapılması bazı çevrelerce eleştirildi, bu seçimlerin aynı gün yapılması hakkında ne düşünüyorsunuz ?
Amerika Birleşik Devletleri'nde Başkanlık seçimleri ile Meclis ve Senato seçimlerinin birlikte yapılması seksenli yıllardan itibaren oldukça hararetli konuşulduğu ve tartışıldı, sistemin daha sağlıklı olacağı söylendi.
Yine aynı şekilde Fransa'da Parlamento seçimleri ile Başkanlık seçimleri arasındaki 2 yıllık fark kaldırıldı. Sözlerime başlarken halk feraset sahibidir dedim seçimlerin aynı gün yapılması aynı sonuçların çıkmasını doğurmaz. Bakın 2 seçimin bir arada yapıldığı 1999 seçimlerinde Fazilet Partisi Belediyelerde %7,5 daha fazla oy aldı. Demokratik Sol parti ise milletvekili seçimlerinde belediye seçimlerinden aldığı oydan 6 puan daha fazla oy aldı. Yani vatandaş ayırt ediyor.