Anadolu Ajansı Editör Masası'na konuk olan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Bakan Bozdağ'ın açıklamalarından önemli başlıklar şöyle:
"REİNA SALDIRGANININ YAKALANMASI"
"Bütün imkanları seferber ederek, kameralardan tutun dijital verilere kadar en ince detayına kadar değerlendirmek suretiyle teröristi adeta izlerine baka baka takip ettiler ve neticede yakaladılar. Bu, polis teşkilatımızın büyük başarısıdır."
Adalet Bakanı Bozdağ'dan önemli açıklamalar
"DEAŞ BAĞLANTISI GÜNEŞ GİBİ ORTADA"
"DEAŞ terör örgütü ile bu eylemin bağlantısı güneş gibi ortada. Zaten ortaya çıkan şu ana kadar bütün veriler de DEAŞ terör örgütünü işaret ediyor. Saldırgan sorgu aşamasında ve DEAŞ'la ilgili önemli bilgilere ulaşılacak."
"ADİL ÖKSÜZ'ÜN YAKALANAMAMASI"
"Ortaya çıkan deliller gösteriyor ki Adil Öksüz, darbe teşebbüsünde kilit rol oynayan isimlerden birisi. Elde edilen veriler önemli bir aktör olduğunu gösteriyor. Adil Öksüz bu kadar saklanma becerisine sahip birisi değil. Onun birileri tarafından saklandığını düşünüyorum. Adil Öksüz'ün kafasını bulunduğu yerden dışarı çıkarabilme şansının olduğuna pek ihtimal vermiyorum. Ama eninde sonunda Türk polisi veya jandarması, güvenlik güçlerimiz, halkımızın da desteğiyle Adil Öksüz'ü saklandığı inde bulacak, onu da yargıya teslim edecektir. Ben Adil Öksüz'ün Türkiye sınırları dışına çıkmayı başardığına ihtimal vermiyorum. Çünkü olay oldu, hemen arkasından konu deşifre oldu, güvenlik güçleri harekete geçti ve Türkiye'nin bütün hudut kapıları ve dışarı çıkabilecek ne varsa hepsi bilgilendirildi ve tedbirler alındı"
CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ
"Cumhurbaşkanlığı sistemi, doğası gereği siyasi istikrar ve güçlü iktidar kuracak. Çünkü sistemin zorunlu sonucu, hangi seçime giderseniz gidin seçimin sonunda birisi iktidar olacak, hem de güçlü iktidar olacak, iktidar yetkisini de halktan alacak. O nedenle Türkiye'nin geleceği bakımından bunun son derece büyük önemi var. Bugün Türkiye'de çift başlılıktan kaynaklanan sorunları yaşamıyor görünebiliriz ama geçmişe dönüp baktığınızda yürütmenin çift başlı olması çok büyük tartışmalara neden olmuş."
"Yürütme çift başlı olmamalı. Yeni sistem cumhurbaşkanlığı sistemi daha aktif. Düşünün birparti 290 ile iktidar. O zaman milletvekilleri genel başkanı tehdit edebiliyor. Şunu şöyle yaparsan istifa ederim, üstelik benimle birlikte başka arkadaşlarım da var. Cesur kararlar verilemiyor. İktidar düştü düşecek havası. İnsanların nasıl psikolojisi bozuluyorsa, devletin de bozuluyor. İşte bunların hepsi tamamen ortadan kalkacak. Şimdi iktidara getiren de götüren de halk olacak. Hızlı karar alınacak. Türkiye'nin etrafı yangın yeri."
"Geçmişte merhum Erbakan ve Türkeş o dönemde sistem değişikliği istemiş. Merhum Özal ile Demirel de tek başlı yürütme sistemi istemişler. Merhum Özal ve Demirel güçlerini kaybettiği zaman bunu istediklerini görüyoruz. Ak Parti'nin tek farkı gücünün zirvesinde olduğu dönemde bunu istiyor. Biz bunu Türkiye'nin geleceği için istiyoruz. Cumhurbaşkanlığı Sistemi ayrışmanın kutuplaşmaın da panzehiri bir sistem."
ANAYASA DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ GÖRÜŞMELERİ
Bunun 340 ile 347 arasında bir oyla geçeceği şeklinde bir kanaatim var, ikici turda herhangi bir olumsuzluk beklemiyorum.Anayasa'nın ilk 4 maddesinde, teklifle değişiklik kesinlikle öngörülmüyor. CHP, 'İlk 4 madde değiştiriliyor' diye argümanlar kullanıyor, resmen yalan söylüyorlar. Milletin gözünün içine bakarak yalan söylüyorlar. Bu maddeleri doğrudan değiştiren hüküm olmadığı gibi dolaylı değiştiren hüküm de yok, zayıflatan hüküm de yok.
1960'TAN SONRA VESAYET ANAYASASI OLDU
Partili Cumhurbaşkanı olmaz diyen çarpıtma yapıyor. Eğer partiyle ilişkisi kesilecekse o zaman Başbakan'ın, bakanların da ilişiğini kesmemiz lazım. Bu işe siyasileri karıştırmayın diye yanlış bir anlayış var. Siyaseti küçümseyen bir anlayışın yansımasıdır. Cumhurbaşkanları içerisinde partili olmayan kim var. Atatürk, İsmet İnönü, Celal Bayar.. 1960 darbesinin ardından bu durum değişiyor. CHP zihniyetinin farklı benimseyicileri. CHP'nin haltan tek başına yetki alma ihtimali olmadığını anladıkları zaman böyle bir sistem kuruluyor. 1960'tan sonra vesayet sistemi oluşmuştur. Bakanları, Başbakan teklif eder. Şu anda anayasadaki mevcut hükümler var. Yargıda yasama yetkisi var. Cumhurbaşkanı marifetiyle sistemi kontrol eden bir sistem seçmişler.. Halktan alamadıkları iktidarı cumhurbaşkanı üzerinden kullanmak istemişler. Cumhurbaşkanı üzerinde bir vesayet organı bundan sonra olmayacaktır. Daha önce sayın Demirel Doğru Yol Partisini kurmuş ve sonra Cumhurbaşkanı olmuştu. Kağıt üzerinden parti ilişiği kesilince Sayın Demirel'in partisiyle zihinsel bağı kesildi mi?