Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davada, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek, silahlı terör örgütüne üye olmak, örgüte himmet toplamak" suçlarından yargılanan 16 sanıktan M.K, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak, örgütün adliye yapılanmasına ilişkin bilgiler verdi.
"EVLİLİK, BİLGİ, ARAMA, TARAMA VE HABERLEŞME SORUMLUSU"
Tutuksuz sanık M.K, FETÖ'nün yargı yapılanmasının 11 dar bölgeye ayrıldığını belirtti. Bu dar bölgelerin başında bir "abi" bulunduğunu kaydederek, bunların her hafta diğer dar bölge abileriyle toplanıp istişareler yaptığını dile getirdi.
Kırıkkale dar bölgesinde Çorum, Kastamonu, Çankırı ve Ankara'nın bir bölümünün yer aldığını iddia eden M.K, "Kayseri, Samsun, Konya, Eskişehir dar bölgeleri gibi bölümler var. Konya, Kayseri, Eskişehir, Samsun ve Kırıkkale dar bölgelerinin başında A.B. adında bir abi vardı. Bu dar bölgelerin içerisinde evlilik, bilgi, arama, tarama ve haberleşme sorumlusu vardı. Bu kişiler A.B. ile direkt konuşur, görüşür ve direktifler alırdı." ifadelerini kullandı.
M.K, 2010-2013 yıllarının, örgütün adliyelerdeki en parlak dönemi olduğunu, 17-25 Aralık sürecinin ardından adliye ve cezaevi yapılanmasının birleştirildiğine dikkati çekti.
Bu yıllarda adliyelere çok fazla eleman yerleştirildiğini ve örgüt içinde ciddi çalışmaların olduğunu anlatan M.K, şu bilgileri paylaştı:
"KPSS'den yüksek alan öğrenciler tespit edilmiş, öğrenciler komisyonlarda etkili oldukları illerde sınava sokulmuştur. 2013'te merkezi alım yapılan infaz kurumlarına girenlerin yüzde 60'ının örgütün referansıyla bunu yaptığını biliyorum. Birçok kişi bu yapıyı cemaat olarak bilir, eğitim işleriyle uğraştığını, Allah rızası için fedakarlık yaptığını düşünür ancak içine girince örgütün çıkışı olmayan bir labirent olduğunu anlar. Bu örgütün amacı paradır. Parayı çok seven, adeta paraya tapan bir gruptur. Örgüt üyelerinin din duygularını kullanarak insanların örgüte mutlak itaat etmeleri gerektiği, en ufak hatada 'şefkat tokadı' yeneceği ve Allah tarafından büyük sıkıntıların başlarına bela edileceği anlatılırdı."
Örgüt yapısı
M.K, örgütte birim ve ünite şeklinde 2 türlü model olduğuna işaret ederek, asker, polis ve yargının birim, öğretmen, işçi, memur ve doktorların ise ünite modelinde yer aldığını savundu.
Örgüt üyelerinin 2013 yılının son çeyreğine kadar haberleşmelerini cep telefonundan yaptığını ancak bu tarihten sonra akıllı telefona geçerek internet üzerinden iletişim kurduğunu söyleyen M.K, "CoverMe", "Skype", "Whatsapp", "Gmail", "ByLock", "Kakao Talk" gibi programların örgüt içinde yaygın kullanıldığını bildirdi.
M.K, 17-25 Aralık sonrası örgütün sosyal medyada faaliyette bulunduğunu belirterek, "AK Parti ile alakalı olumsuz yazılarda yazara ve akademisyene tepki gösterilecek, takip edilene AK Parti'li bir kullanıcının saldırdığı mesajı verilecekti. Bir nevi takip edilenle parti arasını açmayı düşündüler. İllerin büyüklüğüne göre Twitter hesapları bir ya da iki kişiye verilirdi." dedi.
"0 KARAKTERLİ ŞİFRE GİRİLEREK DİSK AÇILIYOR VE HAFIZA KARTLARINI KULLANMAYA BAŞLIYOR"
Örgütün içerinde bazı kişilerde BIOS ayarlarıyla oynanmış siyah renkli küçük dizüstü bilgisayar olduğuna dikkati çeken M.K, şöyle devam etti:
"Bilgisayarı ilk açtığında siyah renkli ekran açılıyor, buraya şifre yazılıyor, yazılan harf ve rakamlar gözükmüyor. İlk etapta laptop bozuk veya çalışmıyor gibi gözüküyor. Şifreler girilince makine açılıyor. Çok farklı bir formatta açılıyor. Flash bellek gibi kullanılan aparat takılıyor. Bir şifreleme programıyla yaklaşık 60 karakterli şifre girilerek disk açılıyor ve hafıza kartlarını kullanmaya başlıyor. Bu laptoplar dar bölge abilerinde, evlendirme sorumlularında, mahrem işleri yapanlarda vardı. Örgütte bu laptoplar herkese verilmezdi. Üst düzey yetkili olanlarda vardı çünkü çok sakıncalı konuları içerisinde barındırıyordu."
"HER İLDE İKİNCİ PARTİ DESTEKLENECEK"
M.K, örgütün 2014 yerel seçimlerinde her ilde ikinci partinin, 2015'teki milletvekilliği seçimlerinde de Kırıkkale ve İç Anadolu'da MHP, doğuda HDP, Antalya ve İzmir'de CHP'nin desteklenmesi talimatını verdiğini vurgulayarak, "Örgüt içerisindeki her kişiden seçimlerde 10 AK Parti'linin kazanılması istendi. Bu yönde her ilde çalışmalar yapıldı. Örgütün seçimlere dahil olması, AK Parti aleyhine çalışmaları çok yanlıştı." şeklinde konuştu.
"TOPLANAN PARALAR AMAÇLARI DIŞINDA KULLANILDI!"
Hiç kimsenin elini kolunu sallayarak örgütten ayrıldığını görmediğini söyleyen M.K, örgütten ayrılanın mutlaka zarar gördüğünü, "şefkat tokadı"yla eşi ve çocuklarına zarar verilmeye çalışıldığını öne sürdü.
Örgütte gizlilik ve takiyenin esas olduğunu ifade eden M.K, "Üstten gelen talimatlarla ilgili soru sorulmaz, sorgulanmaz ve bunlar ayıp görülürdü. Örgüt topladığı paraların adını himmet, burs, kurban veya gazete, dergi aboneliği olarak belirtmişse de bunların hiçbirisi amaçları doğrultusunda kullanılmamaktadır." değerlendirmelerinde bulundu.