Geçtiğimiz haftalarda Alman basınına düşen iki ayrı haber herkesi şaşırttı. Birincisi hemen yılbaşından önceydi. Kai'ın, Axel Springer'deki bütün görevlerinden, durup dururken istifa etmesi şok etkisi yarattı.
Bu yaşta yıllık 2 milyon euro net kazancı bırakıp köşesine çekilmesi, çok anlamlı bulunmadı...
BİRKAÇ GÜN SONRA BİR HABER DAHA PATLADI...
İddiaya göre, Kai, Bild'in bir kadın çalışanını taciz etmekle suçlanıyordu.
Axel Springer hemen bir açıklama yaptı... "Biz Kai'ın böyle birşey yaptığını düşünmüyoruz. İşten ayrılmasının, istifasının, taciz iddialarıyla alakası yoktur..."
Ancak sonrasında ortaya çıkanlar, Axel Springer'in açıklamasının çok da gerçeği yansıtmadığını gösteriyordu...
Birincisi, "Kai beni taciz etti" diye kadının hala medya grubunda çalışıyor olmasıydı.
Daha vahim olan ikincisi ise Potsdam Savcılığı'nın açtığı soruşturmaydı... Savcılıktan alınan bilgilere göre, Kai'a yönelik suçlama, 22 Temmuz 2016 tarihli bir etkinlikte yaşanmıştı. İddia sahibi kadın çalışan, Kai Diekmann'ın, kendisine, Jungfernsee Gölü'nde yüzerken cinsel istismarda bulunduğunu söylüyordu...
Kai Diekmann'ın evi de bu gölün kıyısında bulunuyordu. Axel Springer grubu, gölün kıyısındaki bir tesiste etkinlik düzenlemişti. Adı açıklanmayan kadın çalışan boş bir zamanda gölde yüzerken, Bild'in yayın yönetmeni Kai Diekmann da göle girmiş ve kadına yakınlaşarak istismarda bulunmuştu.
İddiaların ne denli ciddi olduğu, yine savcılığın resmi belgelerinde açıkça görülüyordu. Savcılığın Kai'a, 177'nci maddeden yani "tecavüz" maddesinden soruşturma açmıştı.
Durumu yönetime bildiren kadın, aynı zamanda Ayrımcılık Yasası uyarınca şirketten tazminat istiyordu.
Bütün bu iddialar ve gelişmeler, Kai Diekmann'ın, istifa etmediğini, "görev başındayken mahkûm olmamak ve büyük bir rezalete sebep olmamak için kovulduğu" yorumlarını güçlendiriyordu.
Tacizci Kai Diekmann tam ortadan kayboldu derken, bugün bizim Ertuğrul'un köşesinde ortaya çıktı. En yakın arkadaşı Ertuğrul Özkök'ün...
Hem de Amerika'da... Kai sadece görevlerini bırakmamış, Almanya'dan kaçmıştı.
Ertuğrul, "Kai'le yemek yemek için" New York'ta buluştuklarını yazdı.
Ertuğrul'la Kai, birlikte Başkan Donald Trump'ın halen çalışmalarını yürüttüğü 5'inci Cadde'deki Trump Towers'a gitmişler... Binanın alt katındaki restoranda yemek yemişler...
Üstüne üstlük bir de Fransa'nın ünlü faşist siyasetçisi Marine Le Pen'le aynı ortamda bulunmuşlar...
Dünyanın en faşist siyasetçilerinden biri olan Le Pen'i, "Dünyanın yeni normali" diye tanımlaması, ülkesindeki taciz skandalından kaçan bia adamla yemek yemek için taa New York'a, 5'inci Cadde'ye gitmrsi de Ertuğrul'un "normal"i tabii ki...
ÖZKÖK'ÜN SORAMAYACAĞI SORU
Bizim merak ettiğimiz şu: Kendince, gazetesinin olanaklarıyla iyi bir organizasyon yapan Ertuğrul Özkök acaba, arkadaşı Kai Diekmann'a, taciz/tecavüz olayının ayrıntılarını sordu mu... Çünkü gazetecilik bunu gerektirir.
Özkök'e çağrı yapıyoruz... Eğer bu soruları sorduysa... Gazetesi, Doğan Grubu'nun Axel Springer ile ortaklığı hasebiyle bu haberi yayınlamak istemeyebilir. Biz SABAH olarak yayınlamaya hazırız...