Türkiye'nin Arap Baharı hareketi sonrası bölgede takip ettiği politikalardan sonra içte ve dışta teröre maruz bırakıldığını belirten HDP Milletvekili Altan Tan, "2011 yılına kadar Ak Parti ve Sayın Erdoğan'ı destekleyen Amerika, İngiltere, Avrupa Birliği'nin diğer ülkeleri dost olan Suriye, Irak ve Rusya bunlarla bütün ilişkilerimiz niye bozuldu? Bugün geldiğimiz noktanın sebebi; özelliklede Suriye politikası bunun son noktası oldu. Ondan önce Filistin ve İsrail meselesi var. Mısır var Libya meseleleri var. Kürt meselesi var. Bu sorunların en belirginleştiği nokta Suriye politikasıdır. Bu Amerika, İngiltere, Avrupa Birliği, Rusya ve İran açısından da böyledir. Bu olayları derinlemesine incelerseniz ''A'' devletinin istihbaratını görürsünüz. Bir başka olaya girerseniz ''B' devletinin istihbarat örgütünü görürsünüz. Şuan Türkiye'de yapılmak istenen Ak Parti'yi ve Türkiye'yi kendi siyasetlerine, hedeflerine razı etmektir. Neticede Türkiye'yi bir şeylere razı etmeye çalışıyorlar. Türkiye halkı ise buna tepki veriyor. Türkiye'de ciddi bir kesim Ak Partiye destek veriyor. Geri kalan kesim ise Ak Partiye ciddi bir şekilde muhalefet ediyor. Ama hiç kimse Türkiye'nin iç savaşa teröre kurban gitmesini de istemiyor" dedi.
TÜRKİYE HALKLARI İÇ SAVAŞ PLANINI BOZDU
Türkiye'yi kendi siyasetlerine razı etmek isteyen ülkelerin iki yol izlediği tespitinde bulunan Tan, "Bu güçler iktidarı düşürmek için bir iç savaş, iki darbe yolunu denedi. Bu halk AK Parti'yi destekleyeni ve desteklemeyeni ile bu kaosu istemiyor. Burada sorun darbeden mi, kaostan mı yanasın. Yoksa Sayın Erdoğan ve AK Parti'den mi yanasın. Bu yaman çelişki yapılmasın. Bazı odaklar ısrarla iç savaş çıkartmak istiyor. Bu savaşı ilk önce Kürtler bozdu. Hendek döneminde sokağa çıkmadılar ve oyun bozuldu. Arkasından da Türkiye'nin batısında bu iş yapılmak istendi. Çok şükür Kürdü ile Laz'ı, Çerkez'i ile bu oyuna gelmedi. Ben çok şükür Allah'a ham ediyorum. Bu birlik bozulmadığı için iç savaş oyunları da bozuldu." dedi.
HDP, PKK'YA KARŞI ÇIKMALIYDI!
Kürt meselesinin Türkiye'nin ikinci büyük meselesi olduğunu belireten Tan, "İçeride barış, dışarda barış. Türkiye'nin içte fay hatları var. Her an kırılmaya müsait bu hatlar. Bu fay laik-anti laik, hayat tarzları üzerinden bir kamplaşmadır. Bana göre en büyük fay hattı budur. Çünkü bu fay hattı herkesi kapsar. İkinci mesele Kürt meselesi, içeride ve dışarıda olan küresel bir Kürt sorunudur. Üçüncü ciddi mesele ise ekonomik sorunlardır. Turizm işsizlik ithalat ve ihracat problemleri Türkiye'ye ciddi bir ekonomik problemin içine girdi. Çözüm çok açık ya kıyamete kadar savaşacağız ya da barış içerisinde kalacağız. Çözümsüzlüğün kimseye faydası yoktur. İçeride barış dışarda hayat tarzı meselesinden, Kürt sorununa kadar bu sorunları çözecek ve barış modeli sayesinde ticaret ve ekonomide rayına oturacak bunun haricinde bir çözüm kimseye faydası yoktur. Bu durum sürdürülebilir bir durum değildir. Bu kavgayı isteyende HDP değil bu kavgayı çıkaranda HDP değil. PKK ile devletin arasında ki kavgaydı. HDP, bu kavganın arasında kaldı günah keçisi oldu. HDP'den beklenen PKK'nın yanlış olan şiddet tarzına yüksek sesle karşı çıkması beklendi. Daha güçlü daha algıları kuvvetlenebilir bir tarzda PKK'ya karşı tavır sergilemesi gerekirdi" şeklinde konuştu.
HAK ARAMANIN YOLU SİLAH DEĞİLDİR
Kürt meselesinde çözüm olacaktır ve bundan kaçınılamayacağını belirten Tan, "Bu sorun ancak ertelenebilir. Ertelendikçe bizler zarar görürüz. Çözüme her zaman dönülebilir. Peki, nasıl gelinecek o noktaya. Devlet diyor ki 'PKK şiddete teröre başvuruyor. Sözünde durmadı dolayısı ile biz terör bitene kadar mücadele edeceğiz.' PKK, dağdan inse de inmese de demokratikleşme mutlaka olacaktır. Devlet hiçbir adım atmasa dahi Türkiye'de hak aramanın yolunda teröre silaha başvurulamaz. Bu söylemlerimizle dalga geçiyorlar. Hani şu güvercin, şahin meselesi var ya bana da 'Cik cik ötüyorsun' diyorlar. Kürt siyasi hareketi ve demokratik hareketinde en büyük başarısını 7 Haziran seçimlerinde kazanmıştır. Toplumsa meşrutiyet açısından en büyük başarısıdır. İşte bu sivil itaatsizliği küçümseyenler siz nereye vardınız? Libya da, Suriye de, Irakta varılan şey kan ve gözyaşından başka bir şey değil." diyerek PKK'nın Kürt meselesinin çözümsüzlüğüne katkı yaptığını belirtti.
"HDP'den, PKK'nın yanlış olan şiddet tarzına yüksek sesle karşı çıkması beklendi. Daha güçlü bir şekilde PKK'ya karşı tavır sergilemesi gerekirdi." (Milat)