Duruşmada, savunması alınan tutuklu sanıklardan eski Üsteğmen Şevket Hamdi Akkaya, Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri Bölük Komutanlığında takım komutanı olarak görev yaptığını belirterek, firari olan eski 11. Komando Tugayı Kurmay Başkanı Yarbay Fahrettin Demir'in havaalanında yapılan toplantıda "Polise teslim olmayacağız." dediğini duyduğunu söyledi.
Tutuksuz yargılanan sanıklardan teğmen Mustafa Emre Temlioğlu, ise 15 Temmuz gecesi Çardak Hava Meydanı Komutanlığına giderken yolda İstanbul'da Boğaz Köprüsü'nün (15 Temmuz Şehitler Köprüsü) kapatıldığı haberi aldığını, bunun terör saldırısı olduğunu düşündüğünü ileri sürerek, cep telefonları şarjları olmadığı için olayları tam olarak takip edemediklerini öne sürdü.
Tutuklu sanıklardan eski Üsteğmen Çetin Öztürk, 15 Temmuz gecesinde Topçu Taburunda takım komutanı olarak görev yaptığını, güvenlikleri için 2 şarjör mermi verildiğini söyleyerek "Havaalanında komutanlarımız beklememizi söyledi. Sabah teçhizatları teslim edip araçlara bindik. Araçta televizyon açıktı, olanları televizyondan izleyince öğrendim ve eğitim adı altında kandırıldığımızı anladım." iddiasında bulundu.
"14-17 TEMMUZ'DA ÇAĞRILINCA HEMEN GELECEKSİN" ŞARTI İLE İZİN
İfadesi alınan tutuklu sanıklardan eski Üsteğmen Ferdi Acar ise 15 Temmuz gecesi izinli iken ve ev eşyalarını taşırken göreve çağrıldığını söyledi.
Acar, Söke Komando Taburu İkinci Bölükte takım komutanı olarak görev yaptığını, mayıs ayında Denizli'ye havan bölümüne atandığını fakat daha göreve başlamadığını, evini taşıma işlemlerinden dolayı 14-15 Temmuz günleri için izin istediğinde "14-17 Temmuz tarihleri arasında Kara Kuvvetlerinden üst düzey bir komutanın gelişi nedeniyle Denizli'de eğitim faaliyeti düzenlendiği, çağrılması halinde oraya hemen gelmesi" şartıyla izin aldığını belirtti.
Acar, göreve giderken Çardak havaalanına intikal sırasında internetten haberleri gördüğünü, "Boğaziçi Köprüsünün" (15 Temmuz Şehitler Köprüsü) tek yönlü kapatıldığını, ancak bunu terör olaylarına karşı önlem diye düşündüğünü, sonra Genelkurmay Başkanının rehin alındığı haberlerini öğrendiğini, haberlerin İstanbul ve Ankara'da olduğunu düşünerek intikal faaliyetine devam ettiklerini, internetteki haberleri yorumlamaya başladıklarını, kendilerinin ne tarafta olduğuna karar veremediklerini ileri sürdü.
"POLİS GELDİĞİNDE GEREKİRSE DİPÇİĞİNİZİ SAĞLAM VURUN, ATEŞ EDİN"
Eski Yüzbaşı Celil Basıkar ile eski Üsteğmen Birant Yönel, eski Söke Garnizon ve 11. Komando Tugay Komutan Yardımcısı Kurmay Albay Erol Akman'ın yanına giderek bu haberleri sorduğunu, Akman'ın bu haberlere "itibar edilmemesini, bunların yanlış olduğunu söylediğini" aktardıklarını dile getiren Acar, şunları kaydetti:
"Erol Albay, 'Yat' emri verdiği için saat 04.00 civarında uyuduk. Daha sonra kalktığımızda, Birant Üsteğmen askerlere konuşma yaptı. Erol Albay'ın uçakla Ankara'ya gidileceğini söylediğini fakat kendilerinin buna uymayacaklarını, kanun dışı bir emir vermeyeceklerini söyledi.
11. Komando Tugayı Kurmay Başkanı Yarbay Fahrettin Demir beni yanına çağırdı. 'Nizamiyeye az sonra polisler gelecek askerinle buranın emniyetini al, askerlerini mevzilendir' emrini verdi. Ben bunu anlamlandıramadım. 'Kime karşı?' dedim. 'Polise karşı' diye cevap verdi. Polise karşı direnmemizi, teslim olmamamızı, onları geçirmememizi, sağlam durmamızı, kenetlenmemizi söyledi. 'Polis geldiğinde gerekirse dipçiğinizi sağlam vurun, gerekirse ateş edin' dedi. Başımdan kaynar sular döküldü, kulaklarıma inanamadım. 'Emirlerinizi dinlemiyorum' dedim. 'Sonuçlarına katlanırsın' dedi. Sonra benim yanımdan uzaklaştı. Bir süre sonra kendisinin şoförü ya da habercisi olduğunu öğrendiğim Koray'dan Fahrettin Demir'in firar ettiğini öğrendim."
Savcının, "polislere gerekirse silah kullanma" sözünü kendisinin söylediğini bildiren askerler olduğunu hatırlatması üzerine Acar, "Bunu ben demedim. Ben Fahrettin Demir'in bana söylediklerini askerlere anlattım. Fakat bunlara uymayacağımızı söyledim, zaten bunu yapmadık. Askerlerimizin çoğu uyuşturucu, bonzai kullanıcısı." iddiasında bulundu.