İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında örgüt mensuplarının, yönetimine sızdıkları Sancak Camisi Yaşatma Derneğine ait 99 iş yerini örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in talimatıyla kurulan Akyaka Vakfına nasıl geçirdiğine dair ayrıntılar ortaya çıktı.
AA muhabirinin emniyet kaynaklarından aldığı bilgiye göre, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in İzmir'de bulunduğu yıllarda en yakın arkadaşları olarak tanınan Akyaka Vakfı yöneticilerinin, Bayraklı ilçesi Çay Mahallesi semtinde bulunan Sancak Tepe Camisi'nin altındaki 99 iş yerinin mülkiyetini vakfa geçirmek için 12 Eylül 1980 darbesinden yararlandıkları belirlendi.
İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şubesinde ifade vererek şikayetçi olan Sancak Camisi Yaşatma Derneğinin eski bir yöneticisi, mülkiyeti derneğe ait 99 iş yerini FETÖ elebaşı Gülen'in "kurmay heyeti" olarak nitelendirilen Akyaka Vakfı yöneticilerinin nasıl elde ettiğine dair önemli bilgiler verdi.
Mali Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerinin yaptığı soruşturmada, FETÖ/PDY mensuplarının dini duyguları istismar ederek sağladığı rant da böylece ortaya çıkarıldı.
"İŞ YERLERİNE EL KONULACAK YALANINI YAYDILAR"
Şikayetçi olarak ifade veren dönemin cami derneği yöneticisi, Bayraklı ilçesinde hayırseverlerin desteğiyle cami inşaatına başladıklarını, "Sancaktepe" ismini verdikleri caminin altına iş yerleri planlandığını, bu iş yerlerinin kirasıyla da öncelikle caminin inşaatını bitirmeyi, sonrasında da her türlü ihtiyacının karşılanmasının hedeflendiğini söyledi.
Şikayetçi dernek yöneticisi, "camiye gelir olsun" diye inşa edilen iş yerlerinin FETÖ/PDY mensuplarının eline nasıl geçtiğini şöyle anlattı:
"12 Eylül 1980 darbesi sonrası tekrar demokrasiye geçiş sürecinde 1982 Anayasası hazırlanırken bazı kişiler gelerek, 'Yeni anayasa ile artık cami dernekleri kapatılacak. Dolayısıyla buradaki tüm mülklere de devlet el koyacak. 'Akyaka' adıyla yeni bir vakıf kuruluyor. Dernek kendisini feshederek bu mülkiyetleri kurulan Akyaka Vakfına devretsin. Böylece faaliyetler de kesintiye uğramadan devam etsin. Buradan elde edilen gelirlerle de hem Allah rızası için çocuklar okutulacak, aynı zamanda caminin her türlü ihtiyacı da karşılanır.' sözünü verdiler.
Bu dedikoduları mahallede ve cemaat arasında da yaymaya başladılar. Cami derneklerine el konulacağına dair hazırladıkları sahte belgeyi dernek yöneticilerine de göstererek feshini sağladıkları derneğe ait iş yerlerinin mülkiyetlerini yeni kurulan Akyaka Vakfına devrettirdiler. 'Vermeyelim.' diyenler de olmuştu ama onları da 'Vermezseniz burası dinsizlerin eline geçecek' diye cemaati kışkırtarak ikna ettiler."
"BİR ÇİVİ DAHİ ÇAKILMADI"
Örgüt mensuplarının 12 Eylül sonrası oluşan ortamı kullanarak ele geçirdikleri iş yerlerinden elde edilen kira gelirlerini FETÖ/PDY'ye aktardıklarını, camiye hiçbir katkı sağlanmadığını belirten şikayetçi, "Biz varımızı, yoğumuzu bu camiye aktarmıştık. Söz vermelerine rağmen, derneğin iş yerlerinden elde edilen gelirlerden caminin bir elektrik prizini dahi değiştirmediler. Bırakın badana boyayı, bir tek halısını dahi yıkatmadılar. 'Camiye ait iş yerleri dinsizlerin eline geçmesin' diye cemaati kandırdıklarını anladık." ifadelerini kullandı.
Öte yandan, soruşturma kapsamında aranan firari avukat Mehmet Alan'ın örgütün "adliye imamı" olduğu, tutuklanan Uğur Öztaş ve Bünyamin Çakar gibi isimlerin de örgüte ait kapatılan televizyon kanallarında hazırlanan, Gülen'in hayatını anlatan belgesellerde örgüt elebaşına ilişkin hatıralarını anlatmalarının dikkati çekici olduğu ifade edildi.