FETÖ'NÜN DERBİ PROVOKATÖRÜ POLİS MÜDÜRLERİ ORANTISIZ GÜÇ TALİMATINI BÖYLE VERMİŞ: ELDE NE VARSA HEPSİNİ SIKIN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca "Futbolda şike kumpası" iddianamesi hazırlandı. Buna göre; FETÖ 15 Temmuz darbe girişimine kadar bir dizi olayı planlayıp devreye soktu ve dönemin hükümetini devirmeyi amaçladı. Hükümeti devirmek adına toplumda kaos oluşturabilecek argümanlar sırasıyla devreye sokuldu. MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın KCK operasyonunda şüpheli olarak ifadeye çağrılması, Gezi, 17-25 Aralık süreci ve Selam Tevhid soruşturması örgütün karanlık planları arasındaydı. Dönemin hükümetiyle Fenerbahçe camiasının karşı karşıya getirilmesi hedeflendi.
Bu planlı ilerleyişte 12 Mayıs 2012'de oynanan ve ardından büyük sokak olaylarının yaşandığı FB-GS derbisi de önemliydi. Futbol camiasını kontrol altına almayı da hedefleyen örgüt, Kadıköy Şükrü Saracoğlu Stadı'nda oynanan ve beraberlikle biten maç sonrasında hiçbir gerekçe yokken stattan çıkmaya çalışan Fenerbahçe taraftarına biber gazı ve tazyikli su sıktı. Soyunma odası koridorlarına kadar gaz sıkıldı. Sokakların savaş alanına döndüğü, polis araçlarının ters çevrilip yakıldığı ve birçok işyeri ve mekânın zarar gördüğü olaylar sonrasında FB 6 maç seyircisiz oynama ve para cezası aldı. Olayların fitilini ateşleyen, dönemin Çevik Kuvvet'ten Sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Avcu ile Çevik Kuvvet Şube Müdürü Muhammet Fatih Sarıyıldız'dı. O dönem Çevik Kuvvet'te görevli polislerin iddiasına göre; maç öncesinde "Elde ne varsa hepsini sıkın" diyerek polisi maç öncesi şartlandırdı. Bu olaylar, örgüt tarafından Gezi olaylarının altyapısı olarak planlandı. Avcu ve Sarıyıldız, 17-25 Aralık darbe girişimi sonrası FETÖ soruşturmaları kapsamında açığa alınıp, FETÖ üyeliğinden meslekten ihraç edildi. Avcu, Gezi olayları sırasında da Çevik Kuvvet'in başındaki isimdi. Avcu, Gezi olaylarındaki orantısız müdahalelerin emrini verdiği gerekçesiyle soruşturma dosyalarına girdi. Kumpas için olayların başında orantısız güç kullanma talimatı veren Avcu, Gezi olaylarının büyüyüp örgütlerin devreye girmeye başladığı dönemde ise sevk ve idaresinde bulunan Çevik Kuvvet ekiplerini Taksim'e çıkarmayıp, Dolapdere ve Beşiktaş Kadırgalar Caddesi'nde bekleterek müdahalede bulunmadı ve olaylara seyirci kaldı.