Burdur'a yapılacak her türlü hizmetin, burada yetişen kişilere bir şeyler yapma adına çok büyük imkanlar sağlayacağını ifade eden Gürcan, Burdur'daki her kurum ve kuruluşla iş birliği içinde olduğunu anlattı.
Gürcan, bir gazetecinin ülkedeki kadın cinayetlerinin artıp artmadığına ilişkin soruya, "2008 yılında Aile Kurumu başkanıyken, ceza mahkemelerinden aile cinayetleri ve teşebbüsleri ile ilgili bir istatistik istemiştik. O dönem farkındalık çok artmıştı. Oradaki istatistiklerle şu anki istatistikler arası çok değişmedi. Yani artış yok. Sadece şu var. Aile cinayeti dediğimiz şeye basın biraz daha ilgi gösteriyor. Toplumun farkındalığı arttı. Eskiden kol kırılır yen içinde kalır düşüncesi vardı. Bu anlamda çıkan sorunlar çok fazla yansıtılmazdı. Şimdi artık bu noktada zaten devlet olarak politika üretiliyor." şeklinde cevap verdi.
ENGELLİLER GÜNÜ ETKİNLİĞİ
Ziyaretin ardından Gürcan, Burdur Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünce özel bir okulda düzenlenen 3 Aralık Dünya Engelliler Günü etkinliğine katıldı. Öğrencilerin İstiklal Marşı'nı işaret diliyle okuduğu ve engelli öğrencilerin çeşitli gösteriler yaptığı etkilikte konuşan Gürcan, bu anlamlı günün sadece kamunun değil toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren bir gün olduğunu söyledi.
Son yıllarda engellilere yönelik sorunların tüm toplum tarafından dikkate alınmasını sağlayan bir devlet politikası geliştirildiğini ifade eden Gürcan, "2005 öncesinde engelli olmak sanki bir cezaydı, toplumun bize verilmiş itilmişliğiydi. Ta ki 2005'e kadar. Bu tarihte gelen yasayla birlikte biz biliyoruz ki engelli ile birlikte olmak toplumun tüm kazanımlarını hayata fırsat olarak sunmayı gerekli kılıyor. Çünkü Allah'tan gelenin asla cezası olmaz. Eminim onun bir hikmeti var ve o hikmetin değerini sizler bizlerden çok daha iyi biliyorsunuz." diye konuştu.
"FETÖ BİR BELADIR"
MAKÜ Konferans ve Sergi Salonu'nda düzenlenen ve moderatörlüğünü MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz'ın yaptığı "Türkiye ve Dünyadaki Son Gelişmeler Üzerine" konulu söyleşiye katılan Gürcan, güncel konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Gürcan, Türkiye'nin tam anlamıyla ne bir Batı ne de bir Doğu ülkesi olduğunu ifade ederek, ülkenin coğrafi ve kültürel konumu nedeniyle hep saldırılara ve kavgalara maruz bırakıldığını vurguladı.
Türkiye'de din ve etnik kavga olmadığını dile getiren Gürcan, şöyle konuştu:
"Baktığımızda etnik yapının beraber yaşamaya da engeli yok. Huzur içerisinde yüzyıllarca birlikte yaşadılar. Ancak son yüzyılda bir takım fitnelerle ayrılık yolları oluşturulmaya çalışıldı. Beraberlik kültürünü yaşatabilecek ortak kodlar var. Bunun başında öncelikle ortak değerlerde beraberliği sağlamak geliyor. Senin için doğru olanları, benim için olanları ortaya koyalım. Öncelikle doğru olanlarda bir birlik sağlanmalı. İşte burada şeffaf olmak devreye giriyor. İçinizdeki neyse dışınıza da bunu yansıtmak ve gizli ajanda tutmamak gerekiyor. Bizim toplumumuzun sağduyusunun kavrayamadığı buydu, gizli ajanda tutarak iş yapmak. Yani iyi bir iş yapıyor gibi gösterip arka planda başka planlar kurgulamak. Ancak ne oldu ortaya çıktı. Çünkü hiçbir kötülük yerinde kalmaz. Kötülüğü başkasına yapıyorsunuz gibi gözükür ama yaptığınız ayağınıza dolanır. Bugün de FETÖ bizim için öyle bir beladır. Fakat gördük, halkımız çok güzel bir birliktelikle bu mücadeleyi sürdürdü. Adil, şeffaf ve net bir şekilde bu mücadeleyi devam ettirmek gerekiyor."
Maarif Vakfına ilişkin bilgiler de veren Gürcan, vakfın Türkiye'yi eğitim alanında da tüm dünyada temsil edecek bir kurum olduğunu söyledi. FETÖ'nün yıllardır kendisini yurt dışında Türkiye'nin temsilcisi olarak tanıttığını vurgulayan Gürcan, Maarif Vakfının çok önceden kurulması gereken bir vakıf olduğunu belirtti.
"FETÖ'NÜN OKULLARINI DEVRALIYORUZ"
Vakfın, devletin eğitim politikalarını dış ülkelerde yürüteceğine dikkati çeken Gürcan, şöyle devam etti:
"Maarif Vakfı ile 193 ülkede eğitim çalışmalarında bulunmak istiyoruz. Afrika'nın birçok yerinde var olan FETÖ'nün okullarını devralıyoruz, devralmaya kararlıyız. Hiçbir şekilde o okulların varlığının Türk adıyla anılmasını istemiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Maarif Vakfı Okulları şeklinde açmayı düşünüyoruz. Yeni kurulan bir vakıf gibi gözükse de idealleri büyük bir vakıftır. Vakıf sayesinde kendi insani değerlerimizi birçok ülkeye tanıtmak, kazandırmak istiyoruz. Türk olmanın insani değerlerini sağlayacak, kazandıracak eğitim modellerini gösterecek bir yapılanma. Çok güçlü bir yapılanmaya ihtiyacımız var. Yurt dışında çalışacak çok öğretmene ihtiyacımız var. Hemen görevlendirebiliriz."
Başkanlık sistemine değinen Gürcan, şu anda fiili bir başkanlık bir sistemin olduğunu, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiğini anlattı. Bu konuda nihai kararı milletin vereceğini ifade eden Gürcan, başkanlık sisteminin Türkiye'ye büyük yol kat ettireceğini kaydetti.
Şu anda iki partinin mutabakat sağlandığını dile getiren Gürcan, milletin vereceği karara saygı duyacaklarını anlattı.
Programın ardından MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Korkmaz, Gürcan'a İstiklal Marşı tablosu hediye etti.
Gürcan, söyleşinin ardından İl Nüfus Müdürlüğüne giderek, çipli kimlik kartı başvurusunda bulundu.