Devlete ve topluma düşenin, engelli vatandaşların kendilerini ve hayallerini gerçekleştirebilecekleri, eşit vatandaşlar olarak toplumda var olabilecekleri imkanları sunmak olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin son 14 yılına damgasını vuran insan merkezli yönetim anlayışının ete kemiğe büründüğü alanların başında engelli vatandaşlarla ilgili yapılan düzenlemelerin geldiğini kaydetti.
Erdoğan, 2005 yılında çıkarılan Engelliler Kanunu ile eğitim hizmetlerinden bakım hizmetlerine, istihdamdan ayrımcılığın önlenmesine kadar engellileri ilgilendiren pek çok konuda tarihi nitelikte adımlar atıldığını hatırlattı.
"DEVLET VE SİVİL TOPLUM EL ELE VERMELİ"
2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğinin, bu reform sürecini üst aşamaya taşıyarak engellilere yönelik pozitif ayrımcılığı anayasal güvence altına aldığını anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ülkemiz bugün engellilerin hayat şatlarının iyileştirilmesi, sosyal ve ekonomik olarak desteklenmesi, geleceğe güvenle bakmaları konusunda dünyada örnek gösterilecek bir konuma ulaşmıştır. Buna rağmen yapılanları yeterli görmüyoruz. Önümüzdeki süreçte değişen şartları ve ihtiyaçları dikkate alarak, devlet, üniversite, sivil toplum, iş dünyası ve tek tek fertler olarak el ele vermeli, engellilerimizi çok daha müreffeh bir seviyeye hep beraber taşımalıyız. Dünya Engelliler Günü'nde düzenlenen etkinliklerin engelli kardeşlerimin sorunları hususunda toplumumuzun her kesiminde hassasiyetin artmasına vesile olmasını temenni ediyor, engelli vatandaşlarımızı saygı ve muhabbetle selamlıyorum."