Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öncülüğünde, SABAH gazetesi sponsorluğunda Altunizade Raşit Küçük Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen "Başarısız Darbe Girişimi Sonrası Türkiye'de Sivil Toplumun Geleceği" sempozyumunun ikinci gününde akademisyenler ve STK temsilcileri, 15 Temmuz darbe girişimini ele aldı.
DÖRT ÖZELLİĞİ
FETÖ'nün dört ayrı özelliği olduğunu vurgulayan SETA Genel Direktörü, SABAH gazetesi yazarı Dr. Fahrettin Altun, "Birincisi Gülen'in etrafında örgütlenen tek adamcı bir topluluk, ikincisi başarı ve büyüme odaklı bir iktidar hareketi olması. Üçüncüsü soğuk savaş zamanlarında uluslararası faaliyet yapan istihbarat örgütü olması, son özelliği ise milyarlarca dolar ekonomiyi kontrol eden bir örgüt niteliği taşımasıdır. FETÖ'nün tarihsel süreci hakkında da değerlendirmelerde bulunan Altun, "1980'den sonra Türkiye'de bürokrasiye sızmaya başladı. O zamanlar aşırı baskıcı devlet, radikal dini grupları istemiyor diye gizlilik esas alınarak gelişti. Bu yüzden FETÖ, sadece 15 Temmuz'la iktidar örgütü olmadı. Başından itibaren iktidar hareketli bir örgüttü." diye konuştu. Altun şöyle devam etti:
150 VEKİL İSTEDİLER
"FETÖ'nün neden ve nasıl bu aşamaya geldiğine bakacak olursak; 2002'den sonra Türkiye siyasetinde önemli gelişmeler oldu. Sivil siyaset güçlendi. Bu süre zarfında evet, AK Parti iktidarına destek verdi, AK Parti, başından beri STK'lara önem veren bir partiydi ve bir STK olarak bazı konularda destek sağladı. Ancak ne zaman ki AK Parti daha çok güçlenmeye başladı, FETÖ de o kadar çok pay istedi. 2011 seçimlerinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'dan parlamentoda 150 sandalye istemiş ve reddedilmiştir. Çünkü Erdoğan, bir grubun temsilcisi olarak Meclis'te bir şey istemiyordu... İlk çatlak bu olayla başladı. Kendi iktidarı için, seçilmiş iktidarı devirmeyen çalışan bu örgüt 7 Şubat 2012'deki MİT Müsteşarı olayıyla da bu isteğini açıkça göstermiş oldu. Bundan sonraki süreçlerde 2013'te Gezi olayları ve 17-25 Aralık darbe girişimiyle devleti ele geçirmeye çalıştılar. Bu süreçten sonra amacı daha iyi anlaşılan bu örgüt, 7 Haziran seçimlerinden sonra PKK-FETÖ işbirliğiyle kısmi bir başarı elde etti. Bu seçim sürecinde iki örgüt beraber hareket etti. Ancak 1 Kasım seçimleri, bunların oyunlarını bozdu ve devlet, kendi içindeki bu yapıyla daha büyük bir mücadeleye girdi. 15 Temmuz darbe girişiminde de askeriyenin içindeki yapının deşifre olacağını anladıkları için yapılan bir saldırı oldu" dedi.