Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında, örgütün şifreli yazışma uygulaması "ByLock"u kullandıkları iddiasıyla gözaltına alınan, aralarında 5 emniyet müdürü, 3 emniyet amiri, 37 başkomiser ve yardımcısının da bulunduğu 60 polis soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen işlemleri sonucu tutuklama talebiyle, 1 komiser yardımcısı ise adli kontrol istemiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilmişti.
Nöbetçi Hakimlikte işlemleri tamamlanan 60 şüpheliden hamile olan bir polis memuru serbest bırakılırken 59 şüpheli 'terör örgütü üyeliği' kapsamında tutuklandı. 1 komiser yardımcısı ise savcılıkta etkin pişmanlıktan yararlanıp bilgi verince adli kontrol şartı ile hakimliğe sevk edilmiş ve yurtdışına çıkışı yasaklanarak serbest bırakılmıştı.
SORUŞTURMANIN GEÇMİŞİ
Soruşturmayı yürüten savcılığın ''ByLock'' kullanan şüpheli polisler hakkındaki sevk yazısında, FETÖ'yü diğer örgütlerden ayıran ve etkin kılan en önemli faktörün, istihbarat ve casusluk şebekesi gibi yapılanıp faaliyet göstermesi olduğu belirtilerek, kamu kurumunda çalışan örgüt mensuplarının elde ettikleri bilgileri ve temin ettikleri belgeleri, bağlı oldukları kişi aracılığıyla örgüte aktardıkları kaydedilmişti. Toplanan tüm bilgiler ve belgelerin, örgüt tarafından amaca uygun hale getirilip hedef alınan, hasım görülen kişi ve kurumların aleyhine kullanıldığı vurgulanan yazıda, örgütün yasal takibattan kurtulmak için, özel iletişim ve haberleşme yöntemleri kullandığı dile getirilmişti.
Yazıda, FETÖ tarafından geliştirilen "ByLock", "17-25 Aralık sürecinden sonra örgüt elebaşısının 'tüm üyeler ByLock programı üzerinden görüşmeler yapsın, normal telefonla görüşme yapanlar hizmete ihanet etmiş olur.' talimatıyla örgütün kullanmaya başladığı kriptolu haberleşme programı" olarak tanımlanmıştı.
Soruşturma kapsamında, ''ByLock'' programını kullandığı tespit edilen, aralarında amir ve komiserlerin de bulunduğu 40 polis ise daha önce tutuklanmıştı.