Gölcük Adalet Sarayı'nın açılış töreninde konuşan Bozdağ, kamuda arındırma çalışmalarını ilgili bakanlıkların yürüttüğünü belirterek, her devletin çalıştırdığı kamu görevlisinin anayasa, yasa ve devlete yüksek sadakatle bağlı olmasını aradığını ve bunu aramanın devletin hakkı olduğunu söyledi.
Anayasal düzene sadakatinden şüphe duyduklarıyla çalışmama hakkının devletin en temel hakkı olduğunu ve kimsenin bu hakkı sorgulayamayacağını vurgulayan Bozdağ, Almanya'nın birleşmeden sonra komünist dönemden kalan 500 kamu görevlisinin devletle olan ilişiğini kestiğini, SSCB'den ayrılan ülkelerin tamamının komünizme sadakati yüksek olan kamu görevlilerinden ülke yönetimlerindeki çalışanları arındırmak için özel kanunlar çıkardıklarını belirtti.
Bozdağ, vaktinde bu ülkelere bir şeyler demeyenlerin Türkiye'ye bir şeyler söylemesinin çifte standart olduğunu dile getirerek, "Türkiye'nin Genelkurmay Başkanı, ordumuz bizim gözümüz, peygamber ocağı, Mehmetçiklerimiz... Düşünün onun özel kalemi ve emir subayı Levent Türkkan. Ne yapıyor, dinleme cihazını sabah Genelkurmay Başkanının odasına koyuyor. Akşam giderken de alıp götürüyor. Sonra kime veriyor bunu, FETÖ içerisindeki abisine veriyor. O kime veriyor, Pensilvanya'ya gönderiyor. FETO kime veriyor onu siz düşünün. Amerika'ya mı veriyor, başka ülkeler mi veriyor, başka yerlere mi veriyor?" diye konuştu.
"Şimdi siz başka bir devletsiniz, Irak'ta, Suriye'de, Türkiye içerisinde bir sürü operasyon var çok önemli bir dönemeçten geçiyorsunuz. Türkiye Genelkurmay Başkanı o gün hangi konuları konuştu, hangi kararları aldı, Türkiye'nin endişeleri ne, korkuları ne, güçlü noktaları ne, zayıf noktaları ne bunları bilmek istemez misiniz?" diyen Bozdağ, "Amerika, Avrupa, başka ülkeler dünya kadar para harcasalar Genelkurmay Başkanının odasına her gün izinsiz girip çıkacak bir CIA ajanını veya MOSSAD ajanını veya başka bir ajanı yerleştirebilirler mi? Yerleştiremezler, güçleri yetmez buna ama sizin kendi vatandaşınızdan birisi hain olursa, satılmış olursa ona güvenirseniz o gelir koyar, ondan sonra siz her türlü mahremiyetinizi kaybedersiniz." ifadelerini kullandı.
"BU İHANETİN PARÇASI OLANLARI BU DEVLETİN İÇERİSİNDEN TEMİZLEMEK BİZİM ANA VAZİFEMİZDİR"
Bakan Bozdağ, "Pentagon, Amerikan Genelkurmay Başkanının odasına böcek koyup sonra da o bilgileri Amerikan düşmanlarına servis eden bir kamu görevlisini tespit ettiği zaman ne yapar?" sorusunu yönelterek, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanının en yakınına gelecek duracak, onun koruması olacak, yaveri olacak, evindeki ofise, makamına böcek koyacak, o bilgileri alacak ondan sonra yatacak. Hani Fetullah Gülen alçağı diyor ya din, eğitim... Şimdi Cumhurbaşkanının konuşması daha çok tefsir yazmada mı işinize yarıyor yoksa hadisleri anlamada mı daha çok işinize yarıyor? Genelkurmay Başkanının konuşması dini daha iyi anlatmak için sizin hangi işinize yarıyor veya ülkenin güvenlik birimlerinin konuşması sizin hangi işinize yarıyor. Hangi devlet kendi içerisinde böyle bir ihaneti tespit eder de bunun üzerini örter, örten devlet yaşayabilir mi, ayakta kalabilir mi? Türkiye de örtmez, Türk hükumeti de örtmez, Türkiye'nin dinamikleri de buna asla izin vermez. Bunun üzerine elbette gideceğiz, bu ihanetin parçası olanları bu devletin içerisinden temizlemek bizim ana vazifemizdir.
Ordunun içerisinde FETÖ'nün lideri terörist Fetullah Gülen'in talimatıyla vatandaşına kurşun sıkmayı, onları öldürmeyi kendisini cennete götürecek amel gibi gören birileri olursa veya FETÖ'yü kastetmiyorum onun dışında başka bir ideolojinin liderine tabi olup cumhurbaşkanına, hükumete karşı şunu yapın diye talimat verdiğinde esas duruşa geçip gözünü kırpmadan bunu yaparsa veya başka ülkelerin gizli örgütlerinin talimatıyla kendi ordusunu arkadan vurursa bu ordu bu hainleri tespit ettiğinde gereğini yapmazsa iyi ordu olma vasfını koruyabilir mi? Koruyamaz. Bizim ordumuz elbette yurdumuz için önemlidir ama bu devlet, bu millet, bu vatan ve bu anayasa için gerektiği zaman yetkililerinin talimatıyla yasal ve meşru durumlar karşısında bunu yapması lazım ama öyle değil."
- "DAEŞ'ten hiçbir farkları yok"
Darbeci alçakların TÜRKSAT'ı bombaladıklarını ve 2 vatandaşı şehit ettiklerini hatırlatan Bekir Bozdağ, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Şehit eden katil bir bardak su istiyor, çömeliyor suyu üç nefeste içiyor. Sonra arkadaşı şehit edenlerden biri soruyor. 'Bak siz çömeldiniz besmeleyle üç nefeste su içtiniz ama biraz önce de burada 2 tane arkadaşımızı şehit ettiniz.' deyince 'Ben onlara iyilik ettim, onlar şehit oldular.' diyor. 'Şimdi cennetteler, ben de şehadet şerbetini içtim geldim.' diyor. Yani ben de ölürsen ben de şehidim. Şimdi öyle bir hipnotize ediyor ki bu Fetullah Gülen denen terörist mensuplarını, öldürdüğü sivillerin cennete gideceğini dolayısıyla sende bir günah yok. Sen ölürsen sen de cennete gideceksin. Şimdi DAEŞ'ta aynısı yapıyor. Geliyor bombayı koyuyor, Gaziantep'te 29'u çocuk 56 vatandaşımızı şehit ediyor. Bunlar masum, doğru masum ama cennete gidiyorlar ölünce masumlar. Ben de gidiyorum, sen de cennete gidiyorsun. Uyuşturup, kandırıp gönderiyorlar ve aynısını yapıyorlar. Ne farkları var DAEŞ'ten. Hiçbir farkları yok. Böylesi bir zihniyette olan birinin orduda, yargıda, kamunun başka yerlerinde görevde kalması Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bekası için de huzuru barışı için de çok büyük bir tehdittir. Onun için bütün vatandaşlarımıza buradan şunu söylüyorum; lütfen bu konuda hükümetimize destek olun."
"NE CHP'Lİ NE MHP'Lİ NE DE MUHAFAZAKAR BİRİ FETÖ'CÜ DİYE ASLA TASFİYE EDİLMESİ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR"
"Şimdi MHP'ye gidiyorlar 'AK Parti ülkücüleri tasfiye ediyor FETÖ'cü diye', CHP'ye gidiyorlar 'AK Parti hükümeti CHP'lileri tasfiye ediyor FETÖ'cü diye', AK Parti'ye geliyorlar 'AK Parti hükümeti, muhafazakarları tasfiye ediyor FETÖ'cü diye." ifadelerini kullanan Bozdağ, "Bakın çok net bir şekilde ifade ediyorum, ne CHP'li ne MHP'li ne de muhafazakar biri FETÖ'cü diye asla tasfiye edilmesi söz konusu değildir. Kim bunu söylüyorsa yalan söylüyor ya da Fetullahçı Terör Örgütü'nün başlattığı propaganda da o da farkında olarak veya olmayarak kendini kullandırıyor demektir. Bir eksiklik, bir yanlışlık varsa bakılacaktır ama bilirsiniz ki belki bir tane belki bir kaç tane olabilir bu atılanların içerisinde. Çünkü kılı kırk yararcasına büyük bir titizlikle bu adımlar atılıyor. Sanki hepsi yanlışmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor buna izin vermeyiz. Türkiye'nin geleceği açısından önemli kararlardır bunlar. Biz bu kararları inanarak alıyor ve inanarak gereğini yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz." diye konuştu.
"SAHTE RÜYALARLA MOTİVE EDİYOR, DİRİ TUTUYOR, UMUTLANDIRIYOR"
Bozdağ, FETÖ'nün son günlerde insanları rüyalarla daha çok kandırdığına dikkati çekerek, şunları söyledi:
"FETÖ önce rüya uyduruyor sonra da bu uyduruk sahte rüyaları örgüt üyelerini etkilemek ve bağlılıklarını artırmak için hakikat gibi kullanıyor. Sahte rüyalarla etkilediği üyelerini FETÖ sürekli yeni uydurulmuş sahte rüyalarla motive ediyor, diri tutuyor, umutlandırıyor ve onları adeta rüyalarla yaşatıyor. Özetle rüyalarla aldatıyor. Bu rüyaların inandırıcılığını anlatmak için de Kur'an'dan ve hadisten örnekler de veriyorlar. Peygamberimizin hadislerini ve Kuran'ı aldatmak için kullanıyorlar. Bu sahte rüyalar, bizzat FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve yöneticiler tarafından uyduruluyor ve örgüt üyeleri eliyle halk arasında ve örgüt üyeleri arasında gerçekmiş gibi bilinçli bir şekilde yaydırılıyor. Sahte rüyalarla adeta hipnotize edilen FETÖ üyeleri, örgüt ele başı terörist Gülen ve diğer yöneticilerin sözlerini sorgusuz doğru kabul ediyor, gerçeklikten kopuyor, ayrı bir dünyada adeta yaşıyor."
Şu anda cezaevleri ve halk arasında pek çok aslı astarı olmayan rüyaların hakikatmiş gibi anlatıldığını belirten Bozdağ, "Onun için diyorum ki buradan özellikle FETÖ ile irtibatlı olduğu için cezaevlerinde olan ve kamudan arındırılan veya bu yapının için de olan kişilerin ailelerine özellikle sesleniyorum; Allah için Allah'la aldatan bu sahte rüyalara inanmayın, inandırmayın. Peygamberle aldatan, Kur'anla aldatan, yalanla aldatan, iftirayla aldatan, rüyayla aldatan bu yapılara inanmayın." uyarısında bulundu.
Bakan Bozdağ, FETÖ'nün sahte rüyalarla umudu yarına sürekli aktararak şuanda darbe teşebbüsünden tutuklu bulunanların itirafçı olmasını, çözülmesini engellemeye çalıştığını anlatarak, şunları kaydetti:
"Bir yerde diyorlar, '3. dünya savaşı çıkacak, dışarı çıkacağız.' Başka bir yerde rüyasında ABD Başkanını görmüş, bir hanım efendiymiş rüyasındaki başkan, 'Merak etmeyin, ben sizin her türlü derdinizi takip edeceğim' diyor. Bunu gezdiriyorlar, 'Merak etmeyin seçim var, bizi kurtaracak.' Milleti sürekli aldatıyorlar. Aldatma gerekçesi çözülmeyi önlemek, itirafçılığı önlemek ve örgütün dağılmasına yol açmayı önlemektir. Buradan çağrıda bulunuyorum; Bizim ceza kanunumuz etkin pişmanlık hükümlerini içeriyor. Örgütün kuruluşu, faaliyetleri hakkında yasanın aradığı bilgileri verenler etkin pişmanlıktan yararlanma imkanına sahiptir. Bazıları belki ceza almaktan kurtulacak bazıları da çok çok az ceza alma imkanını bulacaktır. Pensilvanya'da oturan, sahte göz yaşı ve rüyalarla milleti aldatmaya çalışan zat kendi rahatı ve Amerika'ya başka batı ülkelerine kaçırdığı ekabir takımının rahatı, huzuru, düzeni bozulmasın diye bu milletin çocuklarını ateşe atıyor. Onun için diyorum ki lütfen yasalara bakın, bu terör örgütünün propagandalarına kulağınızı kapayın, avukatlarınıza danışın, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanın. Bu fırsatı değerlendirin. Örgütün gazına gelerek, örgütün aldatmalarına inanarak hareket ettiğinizde bugüne kadar söyledikleri yalan gibi yeni bir yalanla karşılaşmış olacaksınız."
FETÖ'nün son günlerde yaydığı bir diğer iftiranın da Türkiye ceza ve tutuk evlerinde kötü muamele ve işkence yapıldığı iftirası olduğuna dikkati çekerek, "Gölcük'ten ifade ediyorum, Türkiye ceza evlerinde kötü muamele yoktur, Türkiye ceza evlerinde işkence yoktur. Kim söylüyorsa yalan söylüyor, iftira ediyor. Bunu söyleyenlere şunu söylüyorum. Siz kötü muamele ve işkence var diyorsunuz. Peki nerede yapılmış, söyleyin, söylemiyorlar. Kime yapılmış söyleyin, söylemiyorlar. Şikayetçi olsunlar yasal işlem yapalım diyoruz onu da demiyorlar. Sonra batıdan gelen bazıları da aynı şeyleri söylüyor onlara da aynısını söylüyorum. Kusura bakmayın siz aslı astarı olmadık şeylerle siz Türkiye'yi karalıyorsunuz, iftira ediyorsunuz. Biz aklanmak için böyle bir şey olmadığını ispat etmek için isim ve zaman soruyoruz Türkiye'nin bu işin aslının olmadığını ispat etmesine izin vermeksizin Türkiye'yi suçluyorsunuz. Bunu biz kabul edemeyiz. Kim 'Türkiye ceza ve tutuk evlerinde işkence ve kötü muamele var' diyorsa isim verecek, adres verecek, yer ve zaman verecek biz de gereğini yapacağız. İsim vermeden, adres vermeden, yer ve zaman vermeden iftira edenler yalancıdır, müfteridir. Onlarla da yargı önünde elbette gereken hesap sorulacaktır." açıklamasında bulundu.
Konuşmaların ardından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu ile diğer protokol üyeleri Gölcük Adalet Sarayı'nın açılış kurdelesini kesti. Bozdağ, daha sonra adalet sarayını gezerek yetkililerden bilgi aldı.
Törenin ardından Cuma namazını kılmak için Gölcük İmam Hatip Camisi'ne giden Bozdağ, yol üzerindeki vatandaşlar ve öğrencilerle sohbet etti.