"Türk-Amerikan ulusal yönlendirme komitesinin faaliyetlerinden duyduğum memnuniyeti dile getirmek istiyorum. ABD'deki Türk-Amerikan derneklerini esnek bir çerçeve içinde ortak bir paydada birleştirmeyi hedefleyen bu komiteyi hep birlikte desteklemeliyiz. Bu komitenin amacı diğer derneklerin yerini almak değildir. Komite önde gelen dernek ve çatı kuruluşlarının ortak meselelerde hep birlikte süratle ve etkin şekilde harekete geçme kabiliyetini hedefliyor. Bu komiteyi sahiplenerek etkin şekilde işleyen bir mekanizma haline getirmek sizleriny ararına olacaktır."
"Türkiye'de olan bitenleri sizlerin de buradan çok yakından takip ettiğini biliyorum. Son olarak 15 Temmuz gecesi milletçe darbe girişiminde bulunan teröristlerle mücadele ederken sizlerin de burada kalben bizimle beraber olduğunuzdan şüphem yok."
Cumhurbaşkanı Erdoğan Amerika'da konustu
"DÜNYADA BUNUN BENZERİ BAŞKA BİR MİLLET YOK"
"Türkiye 17-25 Aralık'ta yargı ve emniyet bürokrasisi içindeki örgüt mensuplarının darbe girişmine muhatap olmuştu. 15 Temmuz'da ise TSK içindeki askeri üniformaya bürünmüş bir azınlık terörist grubunun darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı. Can alan, kan döken gözü dönmüş terörristler hüsrana uğradılar. Ele geçirdikleri, gasp ettikleri silahlı görünce dağılıp gideceklerini sandıkları aziz milletimiz sokaklarda, caddeelerde darbecileri kovalamış ve dünyayı onlara dar etmiştir. Dünyada bunun benzeri başka bir millet yok. Dolayısıyla milletimle iftihar ediyorum. Bu millet karakteriyle üstün millet, farklı millet. Benim milletim şehadete yürüdü. Benim milletim demokrasisini, iradesini kimseye teslim etmeyeceğini göstermek suretiyle yürüdü"
"BİZ BUNLARA ARAZİLER VERDİK, ARSALAR VERDİK, NE DİYE VERDİK?"
"Güç silahlarda değil. Onların tankları, topları helikopterleri varsa, benim milletim de 'benim imanım var' dedi. Şairimizin de dediği gibi 'İmandır o cevher ki ne yüktür, imansız olan paslı yürek sinede yüktür.' Şu andaki süreç içerisinde normal zamanlarda yapamayacağımız birçok şeyi hamdolsun yapabilme imkanına, gücüne sahip olduk. Ne oldu? Biz bunlara araziler verdik, arsalar verdik. Ne diye verdik? Gelin bu ülkede eğitim için okul yapın dedik. Ülkenin ekonomisine katkı olsun diye verdik. Normal şartlarda bunları geri alabilir miydik? Alamazdık. Ama şimdi KHK ve OHAL ile bunların hepsini toparlayarak bu okulları devlete teslim ettik"
"BİR MECZUBUN, ŞARLATANIN ARKASINA TAKILDILAR"
"İhanet şebekesinin üzerindeki mal ve mülk varsa devlet el koymaya başladı. Bunlar kendilerini akıllı zannettiler. Buradaki bir meczubun, şarlatanın arkasına takıldılar. Zannettiler ki biz gideceğiz. Hayır gidemeyeceksiniz. Hesapların üzerine bir hesap vardır o da Allah'ın hesabıdır. Bunun için milletimle ne kadar iftihar etsem azdır. Bu ihanet teşebbüsünü milletimizin destansı direnişi, siyasi partilerimizin ve medyamızın ilkeli duruşu sayesinde bertaraf ettik."
"SENİNLE OTURUP AYRI KONUŞACAĞIZ DEDİK"
"Şehit ve gazilerin evlerini dolaşıyoruz. Bir tanesine 'Sen nereden mezun oldun' dedim. Ben imam hatip ve sonra ilahiyat bitirdim dedi. Ne yapıyorsun dedim. 6 yaşından beri savunma sistemlerinin yazılımlarıyla uğraştım dedi. Tahsilinin bununla alakası yok. Şimdi özel sektörde bir firmada bu sistemlerin yazılımlarıyla ilgileniyormuş. Çok başarılı da bir yazılımcı. Bir an önce rabbim şifayı versin, seninle oturup ayrı konuşacağız dedik. Bir başka Sivaslı genç. Köprüye doğru herkes yürüyünce eşine 'hanım ben çıkıyorum' diyor, abdestini alıyor, iki rekat şehadet namazı kılıyor. Eşi 'ben de geliyorum' diyor. Beraber köprüye gidiyorlar. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne gidiyorlar. Bu kardeşimiz Çetin orada şehit oluyor. Eşi dönüp geliyor. İnşallah bunların hepsini kaleme alıyoruz. Tarihçilerimiz bunu yazacak. Bunun yanında gençliğimiz bizim göremediğimiz bu tür darbe girişimini yaşamış olduğu için bunun bir tarih olarak da kaleme alındığını görmek suretiyle farklı yaşamış olacak"
"ABD'ye şu ana kadar 85 koli dosya gönderdik"
"BİZ BUNUN AMERİKALI DOSTLARIMIZA ANLATAMADIK"
"O gece Türk milleti sadece ülkemiz içindeki vesayet odaklarına değil, tüm dünyadaki şiddet yanlılarına ders verdi. 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında FETÖ ve Pensilvanya'da yaşayan kişi var. Biz bunun Amerikalı dostlarımıza hala anlatamadık, kabul ettiremedik. Hala yargı vesaire vesaire. 85 koli dosya gönderdik. Ama bu dosyalar onun size iadesini gerektirmiyor. Bizden 10 teröristi yakalamamızı istediler. 9'unu yakaladık teslim ettik. Kendileri hala bu teröristi saklıyorlar."
"BÖYLE BİR ŞEY OLAMAZ"
"Ne yaparlarsa yapsınlar. Bu şahsın iadesini veya tutuklanmasını kendilerinden istedik. Aramızdaki suçluların aidesi sözleşmesine göre tutuklamaları gerekir. Ama bunlar bunu hala temin ediyorlar. Bu ilişkilerimize er veya geç zarar verecektir. Biz stratejik ortağız. NATO'da beraberiz, birçok ikili bağlantılarımız var ve hala bu konuda gerekli adımların atılmasını sabırla bekliyoruz. ABD'deki FETÖ unsurları tarafından özellikle kongre nezdinde ülkemiz aleyhinde karalama faaliyetine girişileceği anlaşılıyor. Orada FETÖ'cüleri konuşturuyorlar. Biz ABD düşmanı birisini çıkartıp parlamentomuzda konuştursak ABD yönetimi buna nasıl bakacak? Herhalde pek de memnun olmayacaklar. Bize kendileri anti-Amerikancılık yaygın diyorlar. Kusura bakmayın. Bu milletimizin kararıdır. 15 Temmuz'u darbeye maruz kalan milletimizden değil, bizzat darbeyi yapanlardan dinleyecek kadar siyasi iradelerini kaybetmişler. Böyle bir şey olamaz."
"ABD'DEKİ OKULLARININ KÂRI 25-300 MİLYON DOLAR"
"Türkiye'de yaşanan hadisenin demokrasi ve hukuk dışı bir darbe girişimi, daha da ötesi terör eylemi olduğu konusunda ABD kamuoyunu ikna etmek mecburiyetindeyiz. Bu yapının dini, ekonomik, eğitim ya da yardım kuruluşu olmadığın muhataplarınıza göstermelisiniz. 170 civarında ABD okullarındaki karı yılda 250-300 milyon dolar. Fazlası var azı yok. Onlar da bu imkanlarını bu komisyondaki bazı kişilerle irtibat kurmada kullanabiliyorlar"
"ŞU ANDA GÜNEYE DOĞRU İNİYORUZ"
Suriye'de yaşanan trajedi dünyanın gözü önünde yaşanıyor. Hep sabrettik, ne oldu? Gaziantep'te 14 yaşında bir çocuğun gövdesine bombaları bağladılar ve çocuğu bir kına törenine saldılar. Ve çocuk da Messi'nin formasını giydirmişler. Daha sonra bomba patlatıldı 56 kişi öldü, 100'e yakında kardeşimiz yaralandı. Bu ölenlerin 29'u çocuk ve genç. Dedik artık bitti. Şimdi biz ılımlı muhaliflerle Cerablus'a gireceğiz dedik ve girdik. DAEŞ'i oradan attık. Rai'den de girdik. Bitmedi, daha ineceğiz dedik. Şu anda güneye doğru iniyoruz. Azez'le Fırat'ın arasını birleştirdik. Buradaki hat artık terör koridoru olmayacak. Biz istiyoruz ki Suriyeli kardeşlerimiz ülkelerine dönsünler."
Cumhurbaşkanı Erdoğan Gaziantep saldırısıyla ilgili detayı açıkladı
"BUNU GÖREMİYORSAK YAZIK OLSUN BİZLERE"
"Halep'e insani yardım yollandı ve konvoy Halep'e girerken vuruldu. Rejim tarafından. Bunu görmemiz lazım. Göremiyorsak yazık olsun bizlere. Hedefimiz şu; 95-45 km hesabıyla 4 bin, 5 bin km karelik güvenli bölge ilan edelim. Buna da bizler mülteci kardeşlerimizi yerleştirelim. Bize iltica etmek isteyenleri ve iltica edenleri buraya yerleştirebiliriz. Yerli mimariyle buralarda konutlar yapalım ve Suriyeli kardeşlerimiz de burada yerleşmiş olsun. Kendi topraklarımızda konutlar yapmaya da hazırlanıyoruz. Vakit kaybına tahammülümüz yok. Uçuşa yasak bölge ilan edelim diyoruz yaklaşmıyorlar. Karayla ilgili adım atalım diyoruz işi gevşek tutuyorlar. Öyle veya böyle, bu işi başaracağız"
"PYD'YLE YPG'YLE DAEŞ'İ BİTİREMEZSİNİZ"
"Koalisyon güçlerinin içinde 65 ülke var. Bir DAEŞ'i halledemeyeceğiz öyle mi? DAEŞ'in şu an Suriye'de 10 bin rakamı var. Irak'ta orda da bi 10 bin var. Ben kendilerine defaatle söyledim. Verelim el ele, bu DAEŞ'i bitiririz, kaçacak delik ararlar. Yine söylüyorum. Ama siz kalkar da bir başka terör örgütüyle pazarlığa girerseniz, PYD'yle YPG'yle bitiremezsiniz. Çünkü onlar da terör örgütü. Hepsi terörist, hepsi kötü. El Nusra da DAEŞ'e karşı savaşıyor. Ona iyi demiyorsunuz. Ama YPG, PYD'ye iyi diyorsunuz. Gelin bunu kendimiz yapalım. Terör örgütlerine Kobane'ye silah indirdi ABD. Dün de sayın Biden'e söyledim, 'haberin var mı?' dedim, 'yok' dedi. 'Benim haberim var' dedim. Aynı şey daha önce de oldu. Yine Kobane'ye 3 uçak indirdiler, silahların yarısı DAEŞ'e yarısı PYD'ye gitti. Ortada böyle acı bir tablo var. Sağlıklı şekilde ABD ile el ele vermek suretiyle bu bölgedeki sıkıntıyı aşmamız lazım. ABD'den samimiyet bekliyoruz. Türkiye'nin hassasiyetlerine yeteri kadar dikkat gösterilmediğini biliyoruz. Daha önce de böyle oldu."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "O gece (15 Temmuz), Türk milleti, sadece ülkemiz içindeki vesayet odaklarına değil, tüm dünyada şiddetle, silahla güç devşirmeye çalışan herkese büyük bir ders verdi." dedi.
Erdoğan, New York'ta Türk-Amerikan Kültür Toplumu tarafından organize edilen ABD'deki yerleşik Türk sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcileriyle bir araya geldi.
FETÖ'nün darbe girişimini "ihanet teşebbüsü" olarak nitelendiren Erdoğan, "Milletimizin o destansı direnişi, siyasi partilerimizin ve medyamızın ilkeli tutumu, hükümetimizin kararlı duruşu sayesinde bertaraf ettik." diye konuştu.
15 Temmuz gecesi hayatını kaybeden şehitlerin evlerini ve yaralanan gazileri ziyaret ettiğini belirten Erdoğan, gittiği her evde yeni yeni bazı destansı hikayeler dinlediğini kaydetti.
Erdoğan, 15 Temmuz gazisi Sabri Ünal ile arasında geçen konuşmayı şöyle anlattı:
"Bazıları bakıyorsun, o tankın altına nasıl kendini attığını sorduğumda verdiği cevap manidar ve 'Sayın Reis'im' diyor, 'Ben atmazsam, bir başkası atmazsa bu tanklar nasıl duracaktı' diyor. Birincisi tankın altına atıyor kendini, ardından ikinci tank geliyor, onun iki paleti arasına da kendini atıyor. Orada kolu parçalanıyor ma koruyan Allah koruyor ve bir, iki, üç, beş, on operasyon geçiriyor, hala devam ediyor, düşünebiliyor musunuz? 'Sen nereden mezun oldun?' dedim. Söylediği, 'Ben imam hatibi bitirdim' dedi, 'sonra ilahiyat bitirdim' dedi. 'Peki şimdi ne yapıyorsun?' dedim. 'Ben aslında 6 yaşından itibaren savunma sistemlerinin yazılımlarıyla uğraştım' dedi, Reis'im. Tahsilinin bununla alakası yok. Şimdi ne yapıyorsun? 'Özel sektörde bir firmada yine bu savunma sistemlerinin yazılımlarıyla ilgileniyorum' dedi ve çok başarılı da bir yazılımcı. 'Hadi bakalım bir an önce inşallah Rabbim şifayı versin, seninle oturup ayrı konuşacağız' dedik."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz şehidi olan Sivas Koyulhisarlı Çetin Can ile ilgili de şunları kaydetti:
"Boğaz Köprüsü'ne doğru herkes yürüyünce o da eşine diyor ki 'Hanım ben çıkıyorum' diyor, abdestini alıyor, iki rekat şehadet namazı kılıyor. Eşi diyor ki 'ben de geliyorum' diyor. O da aynı şekilde abdestini alıyor, o da namazını kılıyor ve beraber köprüye gidiyorlar, yani 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne gidiyorlar. Bu kardeşimiz Çetin, orada şehit oluyor, eşi dönüp geliyor."
Erdoğan, "İnşallah bunların hepsini kaleme alıyoruz, alacağız ve tarihçilerimiz bunu yazacak ama bunun yanında tabii şu anda gençliğimiz bizim göremediğimiz bu tür bir darbe girişimini yaşamış olduğu için, hem de bunun bir tarih olarak kaleme alındığını görmek suretiyle bunu çok daha farklı yaşamış olacak." ifadelerini kullandı.
- "ŞU ANA KADAR 85 KOLİ DOSYA GÖNDERDİK"
Erdoğan, "O gece, Türk milleti, sadece ülkemiz içindeki vesayet odaklarına değil, tüm dünyada şiddetle, silahla güç devşirmeye çalışan herkese büyük bir ders verdi." dedi.
"15 Temmuz darbe girişiminin arkasında Fetullahçı Terör Örgütü ve onun Pensilvanya'da yaşayan malum kişi var" ifadesini kullanan Erdoğan, "Ama biz bunu Amerikalı dostlarımıza hala anlatamadık, hala kabul ettiremedik, hala 'yargı şöyle karar verecek, o kararı beklemek zorundayız', vesaire vesaire. Şu ana kadar 85 koli dosya gönderdik ama diyorlar, 'bu dosyalar onun size iadesini gerektirmiyor, buna yeterli değil' ve bizden 10 teröristi yakalamamızı istediler, 9'unu yakaladık, kendilerine teslim ettik ama kendileri hala bu teröristi ne yazık ki burada saklıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ile ABD arasındaki "Suçluların iade edilmesi sözleşmesini" anımsatan Erdoğan, "Biz bu şahsın iadesini veya tutuklanmasını kendilerinden istedik ki aramızdaki suçluların iadesi sözleşmesinde de aslında bunu tutuklamaları gerekir, bunun medyayla, şurayla, burayla herhangi bir röportaj yapmamasını temin etmeleri gerekir ama bunlar, bunu hala temin ediyorlar. Bu ilişkilerimize ne yapacaktır? Er veya geç ne yazık ki zarar verecektir. Çünkü biz stratejik ortağız, biz NATO'da beraberiz, birçok ikili bağlantılarımız var ve biz hala bu konuda gerekli adımların atılmasını sabırla bekliyoruz." diye konuştu.
- "TÜRKİYE ALEYHİNE YOĞUN BİR KARALAMA FAALİYETİNE GİRİŞİLECEĞİ ANLAŞILIYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"ABD'deki Feto unsurları tarafından özellikle Kongre nezdinde ülkemiz aleyhine yoğun bir karalama faaliyetine girişileceği anlaşılıyor. Orada Fetocu birilerini çıkartıp konuşturabiliyorlar. Peki biz acaba Amerika düşmanı birisini çıkartıp parlamentomuzda konuştursak, Amerika yönetimi buna nasıl bakacak? Herhalde pek de memnun olmayacaktır. 'Şu anda Türkiye'de anti-Amerikancılık yaygın' diye bize söylüyorlar kendileri. Kusura bakmayın o milletimizin kararıdır. Niye? Çünkü böyle bir teröristi Pensilvanya'da misafir ettiğiniz takdirde şu anda benim milletimle bir referanduma gidecek olsanız, milletim inanıyorum ki en az yüzde 90'ı ile burada diyecektir ki 'Amerika bunu burada sakladığına göre, buna destek verdiğine göre bizim Amerika'ya olan muhabbetimiz azalmıştır' diyecektir."
Toplantıya katılanlardan birisinin "Uyandık Sayın Cumhurbaşkanım, uyandık" sözleri üzerine Erdoğan, "Tamam da senin uyanman yetmiyor, asıl uyanması gerekenler var." karşılığını verdi.
- "BİR KULAĞIMIZDAN GİRER, ÖBÜR KULAĞIMIZDAN ÇIKAR"
Geçen hafta ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nin bir toplantısında FETÖ mensubu bir kişinin 15 Temmuz'u anlattığına dikkati çeken Erdoğan, "Nasıl oluyor bu iş, nasıl bunu yaparsın? Düşünebiliyor musunuz, 15 Temmuz'u darbeye maruz kalan milletimizden değil, bizzat darbeyi yapanlardan dinleyecek kadar siyasi iradelerini kaybetmişlerdir. Böyle bir şey olamaz. Teröristlerden demokrasiye darbenin yapıldığı gece dinlenir mi? Bunlar teröristlerden bunu dinliyor, böyle bir şey olamaz. Üstelik bu Komite, yapılan toplantının ardından Türkiye ile ilgili bir kanaat edinip, belki de ilişkilerimizi ilgilendirecek adım atacaklar ama kusura bakmasınlar ne yaparsanız yapın, bir kulağımızdan girer, öbür kulağımızdan çıkar." diye konuştu.
Toplantıya katılanlara, terör örgütü elebaşının ve FETÖ bağlantılı kuruluşların Türkiye'ye karşı çalışmalarına engel olmaları gerektiğini ifade eden Erdoğan, "Dik durmanız lazım, kesinlikle dik duracağız, eğilmeyeceğiz. Bu bizim şanımızdandır, milletimizin şanındandır. İşte 15 Temmuz gecesi gördüğünüz o millet neyse, inanıyorum ki siz de osunuz. Yapmanız gereken, her yerde, her pozisyonda doğruyu anlatmanızdır. Yalan, yanlış şey anlatmanıza gerek yok, olanları anlatın yeter. Bunlar da zaten yayınlarımızda, her şeyimizde var." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de yaşanan hadisenin demokrasi ve hukuk dışı bir darbe girişimi, daha da ötesi bir terör eylemi olduğu konusunda Amerikan kamuoyunu ikna etmeleri gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, "Bu yapının sivil toplum kuruluşu, dini kuruluş, ekonomik kuruluş, eğitim kuruluşu veya yardım kuruluşu olmadığını muhataplarınıza göstermelisiniz." dedi.
FETÖ'nün, ABD'de 170 civarında okulu olduğunu bu okullardan elde ettiği karın 250-300 milyon doları bulduğunu belirten Erdoğan, "Devlet bütçesinden bunlar veriliyor. Fazlası var, azı yok. Onlar da bu imkanlarını işte az önce söylediğim gibi bu Komisyondaki bazı kişilerle irtibat kurmada çok daha farklı bir şekilde kullanabiliyorlar." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Üç gün önce Kobani'ye yine iki uçak dolusu silah indirdi Amerika. Kusura bakmasınlar, dün de Sayın Biden'a söyledim, 'Bundan haberin var mı?' dedim. 'Haberim yok' dedi. 'Benim haberim var' dedim. Aynı şey daha önce de oldu, yine Kobani'ye üç uçak indirdiler, silahların yarısı DAEŞ'e gitti, yarısı PYD'ye gitti. Ortada böyle acı bir tablo var. Dolayısıyla bizim sağlıklı bir şekilde Amerika ile el ele vermek suretiyle bu bölgedeki sıkıntıyı aşmamız lazım." dedi.
Erdoğan, New York'ta Türk-Amerikan Kültür Toplumu tarafından organize edilen, ABD'de yerleşik Tu¨rk sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katıldığı programda yaptığı konuşmada, başta Türk Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi olmak üzere 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türkiye'ye destek veren herkese teşekkür etti.
Türkiye'nin adeta akrebin kıskacında yoğrulmuş bir coğrafyada zorlu sınamalarla karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Suriye'de yaşanan trajedinin bütün dünyanın gözü önünde devam ettiğini belirtti.
- "BU HAT BİR BARIŞ KORİDORU OLACAK"
Türkiye'nin hep sabrettiğini ancak Gaziantep'te 14 yaşında bir çocuğun gövdesine bombaları bağladıklarını ve çocuğu bir kına merasimine saldıklarını anımsatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Çocuk da Messi'yi çok sevdiği için Messi'nin formasını giydirmek suretiyle onu oraya saldılar. Daha sonra bu bomba patlatıldı, 56 kişi öldü, 100'e yakın kardeşimiz de yaralandı. Bu ölenlerin 29'u çocuk ve genç. 'Artık bitti, şimdi biz ılımlı muhaliflerle Cerablus'a gireceğiz' dedik ve Cerablus'a girdik. Ne oldu? DEAŞ'ı oradan attık ama bitmedi devam edeceğiz dedik ve Rai'den de girdik. Rai'den de yine aynı şekilde DEAŞ'ı attık, bitmedi, 'Daha ineceğiz.' dedik ve şu anda güneye doğru iniyoruz ama Azez ile Fırat'ın arasını şu anda birleştirdik, dedik ki 'Buradaki hat artık bir terör koridoru olmayacak'. 'Bu hat bir barış koridoru olacak.' dedik."
Suriye'nin topraklarında gözlerinin olmadığını belirten Erdoğan, "Bize topraklarımız yeter. Biz istiyoruz ki Suriyeli kardeşlerimiz kendi evlerine dönsünler, kendi topraklarına dönsünler onların güvenliğini sağlayalım. Hemen bayramda Cerabluslu kardeşlerimiz Cerablus'a yerleşmeye başladılar. Rai yerleşmeye başladı, birçok köydekiler yerleşmeye başladı. Koalisyon güçlerinin, Amerika da içinde olmak üzere burada desteğini inkar edemem ama yeterli değil." diye konuştu.
- "4-5 BİN KİLOMETREKARELİK BİR ALANDA GÜVENLİ BÖLGE"
Erdoğan, Birleşmiş Milletler'in Halep'e insani yardım gönderdiğini, yardım konvoyunun arkasında Türk Kızılayı'nın da olduğunu, konvoyun Halep'e girerken rejim tarafından vurulduğunu, bunun mutlaka görülmesi gerektiğine dikkati çekti.
"Bunu görmemiz lazım. Eğer bunu göremiyorsak yazık olsun bizlere. Hedefimiz şu 95-45 kilometre hesabıyla istiyoruz ki 4-5 bin kilometrekarelik bir alanda güvenli bölge ilan edelim ve bu güvenli bölgeye de bizler mülteci kardeşlerimizi yerleştirelim." diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bize iltica etmek isteyenleri, buraya yerleştirebiliriz. Bize iltica etmiş olanlardan kardeşlerimizi aynı şekilde buraya yerleştirebiliriz. Yerli mimariyle burada hemen konutlar yapalım ve Suriyeli kardeşlerimiz de buralara yerleşmiş olsun. Hatta hatta gerekirse biz kendi topraklarımızda da onlar için yine konutlar yapmaya da hazırlanıyoruz. Onun da adımını atacağız. Çünkü vakit kaybına tahammülümüz yok. Zira burada 'uçuşa yasak bölge ilan edelim.' diyoruz, yaklaşmıyorlar. Karayla ilgili olarak bir adım atalım diyoruz, işi gevşek tutuyorlar. Öyle veya böyle bu işi başaracağız. Tabii bunu başarma noktasında da Türkiye ile ABD'nin işbirliği çok önemli." diye konuştu.
- "DEAŞ BURALARDA KALAMAZ, KAÇACAK DELİK ARAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda koalisyon güçlerinin 65 ülkeden oluştuğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yani 65 ülkeden oluşan koalisyon güçleri bir DEAŞ'ı halledemeyeceğiz, öyle mi? DEAŞ'ın şu anda Suriye'deki rakamı 10 bin. Irak'ta da bir 10 bin. Ben kendilerine defaatle söyledim. 'Verelim el ele' dedim, biz bu DEAŞ'ı bitiririz. Bu DEAŞ buralarda kalamaz, kaçacak delik arar. Hep bunu söyledim. Aynı şeyi dün burada söyledim, yine söylüyorum ama siz kalkar da bir başka terör örgütüyle pazarlığa girerseniz, PYD ile YPG ile DEAŞ'ı bitireceğinizi zannederseniz bitiremezsiniz, çünkü onlar da terör örgütü. Teröristin iyisi, kötüsü olur mu? Hepsi terörist, hepsi kötü. Şimdi El Nusra da DEAŞ'a karşı savaşıyor ama ona El Nusra'ya iyi demiyorsunuz, ona kötü diyorsunuz. Ama YPG, PYD onlara iyi diyorsunuz. Bu ne menem iştir. Gelin biz bunu kendimiz yapalım, bunu beraber yapalım.
Üç gün önce Kobani'ye yine iki uçak dolusu silah indirdi Amerika. Kusura bakmasınlar, dün de Sayın Biden'a söyledim, 'Bundan haberin var mı?' dedim. 'Haberim yok' dedi. 'Benim haberim var' dedim. Aynı şey daha önce de oldu, yine Kobani'ye üç uçak indirdiler, silahların yarısı DAEŞ'e gitti, yarısı PYD'ye gitti. Ortada böyle acı bir tablo var. Dolayısıyla bizim sağlıklı bir şekilde Amerika ile el ele vermek suretiyle bu bölgedeki sıkıntıyı aşmamız lazım."
- "AMAN BU KONUDA DİKKATLİ OLALIM, BU İŞ HİÇ HAFİFE ALINMAZ"
Erdoğan, ABD'de yapılacak seçimin böyle bir adıma vesile olmasını temenni ederek, ABD yönetiminden bu noktada ciddi bir samimiyet ve gayret beklediklerini vurguladı.
Başkanlık seçiminin getirdiği iç siyasi dinamiklerden dolayı Türkiye'nin hassasiyetlerine şu günlerde yeterince dikkat gösterilmediğini bildiklerini ifade eden Erdoğan, bunun daha önce de böyle olduğunu dile getirdi.
Bunun için hep birlikte yönetim ve kamuoyu nezdinde daha etkin olmanın yollarını aramaları gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "FETÖ, PKK ve Suriye meselesi yanında Ermeni iddialarını ve Ermeni Diasporası'nın faaliyetlerini de gözden kaçırmadan kendi yaklaşımlarımızı her fırsatta ifade etmeliyiz. Aman bu konuda dikkatli olalım, bu iş hiç hafife alınmaz. Bir karar çıkarsa ne olur? Hiç bir şey olmaz. Dedim ya bir kulaktan girer, öbür kulaktan çıkar. Ben sizlere güveniyorum. Her zaman bizler yanınızdayız ama dedim ya dikleşmeden dik durmak. Bu çok önemli. İnanıyorum ki sizler de bunu göstereceksiniz ama bir şeyi unutmayın. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız." değerlendirmesinde bulundu.
- TOPLANTIDAN NOTLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a konuşmasının ardından, üzerinde "Ya Fettah" hattı bulunan bir tablo hediye edildi. Erdoğan, toplantıya katılanlar ile fotoğraf çektirdi.
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Kalın, New York Başkonsolosu Ertan Yalçın ile çok sayıda vatandaşın katıldığı programda, ABD Müslüman Kuruluşları Konseyi Genel Sekreteri Usame Cemal ile Mısır ve Filistinli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de yer aldı.
Öte yandan programın açılışında konuşan Türk Amerikan Kültür Topluluğu Başkanı Murat Berk, ABD'de yaşayan Türkler olarak asimile olmadan entegre olma çabasında olduklarını belirtti.
FETÖ'nün darbe girişimi karşısında Türkiye'nin yanında olduklarını ve terörist başının derhal Türkiye'ye iade edilmesi gerektiğini dile getiren Berk, Türk toplumunun ABD'de bundan böyle daha etkin olacağını ve daha cesur davranacaklarını vurguladı.