Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında toplanan son Bakanlar Kurulu'nda Doğu ve Güneydoğu'da yürütülecek yeni dönemdeki uygulamaların yanı sıra bölgede PKK ve FETÖ'nün işbirliği de masaya yatırıldı. İşte istihbarat kurumlarının ve bölgeye gönderilen uzmanların hükümete sunduğu rapordan dikkat çeken başlıklar:
PKK’lı teröristten FETÖ itirafı
FETÖ'DEN PKK'YA TAKTİK: 1980 sonrası ayrılıkçı, silahlı terör örgütü olarak faaliyet yürüten PKK, 1990'ların sonu 2000'lerin başında ise şehirlerde faaliyet yürütmeye başladı. Dağda silahı enstrüman olarak kullanan PKK, şehirlerde ise FETÖ'den aldığı toplumsallaşma taktiği ile bölgede söz sahibi oldu. Toplumsallaşma sayesinde PKK, Türkiye ve Avrupa kamuoyunda en önemli mevzisini kazandı ve örgütün kamuoyunda meşrulaşmasını sağladı. Siyasi parti aracılığıyla belediyelerde, sendikalar, sivil tolum örgütleri, kadın yapılanmaları, sportif faaliyetler hatta folklora kadar her alanda PKK etkin rol oynamaya başladı.
FETÖ- PKK AYNI MASADA: 2000'lerde FETÖ, Doğu ve Güneydoğu'da okul, yurt, dershane, evlerde yapılanma faaliyetlerini artırdı. PKK, bir dönem FETÖ'nün dershanelerine, yurtlarına silahlı saldırılar düzenledi. Böylelikle PKK; FETÖ'ye 'Burada benden izinsiz organize olamazsın' mesajını verdi. PKK ve FETÖ masaya oturarak uzlaşma sağladılar. PKK, FETÖ'nün alanına saldırmadı, FETÖ'de PKK'ya bulaşmadı. FETÖ'nün KCK operasyonları da pazarlıkların devamı niteliğinde gerçekleşti. Bölgenin kalkınması için uluslararası alandan gelen fonlar ve devletin gönderdiği maddi imkanlar ile nitelikli insan gücünden PKK ve FETÖ birlikte yararlandı.
EĞİTİM-SEN PKK'DAN GÜÇ ALDI: Devletin, kanaat önderi olarak bölgeye gönderdiği öğretmenler ve imamlar PKK ağına düşürdü. Eğitim-Sen bölgede hakim sendika olarak kalabilmek için PKK'nın etkinliğine göz yumdu. PKK da Eğitim-Sen'i paravan olarak kullandı. İlk kez atanan öğretmenler siyasi baskılar nedeniyle bir sendikaya üye olmaya mecbur bırakıldı. Sol kaygısı olan öğretmenler Eğitim-Sen aracılığıyla PKK propagandasına maruz kaldı. Türk Eğitim Sen bölgeden çekilirken, Memur Sen zayıf kaldı. Özellikle öğretmenler liseli öğrencileri zihinsel olarak hazırlayıp dağa göndermede etkin rol oynadı. Öğretmenler odasında, PKK ve Abdullah Öcalan'ın fotoğrafları bulunan bezlerin asıldığı dönemler oldu. Yurtdışına gönderilen Erasmus öğrencileri bile Almanya'da PKK merkezlerine götürülerek eğitime tabi tutuldu.
ÖĞRENCİLER KİTLESEL GÜÇ: PKK'nın toplumsallaşma faaliyetleri çözüm sürecinde daha da güçlendi. PKK bu gücünü bombalı çukur kazma olaylarında ilk kez doğrudan silah olarak kullandı. Kandil tarafından yönlendirilen öğretmenler ellerinde tuttukları öğrencileri kitlesel güç olarak kullandı. PKK'ya doğrudan hizmet veren sabıkalı bir çok Yatılı Bölge Okulu (YBO) olmasına rağmen devlet buradaki öğretmen ve yöneticilere Eğitim-Sen zırhı nedeniyle müdahale edemedi.
HER OLAYDA BİRLİKTE İHANET
Doğu
ve Güneydoğu'ya yeni açılan üniversitelerde özellikle eğitim fakülteleri terör örgütü PKK'nın kontrolü altına girdi. Bölgenin öğrencilerinin yine bu bölgede öğretmen olabilmesi için FETÖ'nün en iyi bildiği yöntem kopyaya PKK da başvurdu. FETÖ soruları çalarken, PKK sınavın yapıldığı merkezlerde örgütlendi. Bölgede yapılan ehliyet sınavlarından KPSS'ye kadar tüm sınavlarda sınav esnasında PKK baskısıyla kopya düzeni kuruldu. Kendilerinden olan sınav gözetmeni ile birlikte aynı anda kitapçıklar açılarak hep birlikte sorular yapıldı.
PKK'LI İMAMLARA SORUŞTURMA
Kuruluşunda
Marksist bir örgüt olan, dini yok sayan PKK, toplumsallaşma sürecinde FETÖ'den insanların dini duygularını kullanmayı da öğrendi. Okullarda öğretmenlerin yaptığı işlevi yapmak üzere camilerin imamları hedef seçildi. Camilerde PKK propagandaları yapıldı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmenlere yaptığı soruşturmanın bir benzeri operasyonda Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı imamlara ve din görevlilerine odaklanılacak. Tüm kamu kurumlarında işbirliği içinde çalışan PKK ve FETÖ üyeleri hakkında soruşturma başlatılacak.