İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Belki de hiçbirimizin aklına gelmeyecek, dünyada Türkiye'yi izleyen hiçbir ülkenin, hiçbir izleyenin aklına gelmeyecek çıplak elle birlikte darbeyi durduranlar, her birinizin, her birimizin yapacağı görevi üstlenenler, bundan sonra da büyük bir vakarla yine devlete olan bağlılığıyla beraber evine dönen, darbecilere gerekli dersi veren, Türkiye üzerinde oyun oynayanlara gerekli dersi veren, bu aziz millete hizmet, onurların en yücesidir, onurların en büyüğüdür." dedi.
Gölbaşı Vilayetler Evi'nde düzenlenen Valiler Toplantısı'nda 81 ilin valisine hitap eden Bakan Soylu, 15 Temmuz'da FETÖ'nün darbe kalkışmasının kısa sürede bastırıldığını, hadiseyi takiben 20 Temmuz'da Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edildiğini, bunun vatandaşın günlük hayatında herhangi bir kısıtlamaya yol açmayacağının hükümet tarafından ısrarla vurgulandığını hatırlattı.
Bakan Soylu, OHAL'in FETÖ terör örgütü üyelerinden, onların destekçilerinden bu devlete hainlik yapan diğer terör örgütleri ve oluşumlardan başka hiç kimseyi rahatsız etmeden başarıyla yönetildiğini belirtti.
OHAL kapsamında 6 adet Kanun Hükmünde Kararname'nin (KHK) yayınlanarak, yürürlüğe konulduğunu vurgulayan Soylu, "Gerek terörle mücadele gerek FETÖ yapılanmasının devlet içindeki uzantılarının tespiti ve temizlenmesi gerekse darbe girişiminin ve terör hadiselerinin yarattığı ekonomik ve sosyal yaraların hızla sarılmasına gayret edilmiştir." diye konuştu.
"MERHAMET VE ŞEFKAT MEDENİYETİNİN EVLATLARIYIZ"
Zorluklardan kaçan bir medeniyetin evlatları olmadıklarını bildiren Bakan Soylu, "Biz kapımız çalındığında acaba kapının arkasında bir tehlike var mı diye o çalınmaya ses çıkarmayan bir medeniyetin evlatları değiliz, biz umursamaz bir medeniyetin evlatları değiliz. Biz merhamet ve şefkat medeniyetinin evlatlarıyız." dedi.
Bu memleketi demokrasiden ayırmaya çalışanların, herkesi istikametinden uzaklaştırmaya çalıştıklarını ve ülkenin buna müsaade etmediğini ifade eden Bakan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Belkide hiçbirimizin aklına gelmeyecek, dünyada Türkiye'yi izleyen hiçbir ülkenin hiçbir izleyenin aklına gelmeyecek, çıplak elle birlikte darbeyi durduranlar, her birinizin, her birimizin yapacağı görevi üstlenenler, bundan sonrada büyük bir vakarla ve yine devlete olan bağlılığıyla beraber evine dönen darbecilere gerekli dersi veren, Türkiye üzerinde oyun oynayanlara gerekli dersi veren, bu aziz millete hizmet, onurların en yücesidir, onurların en büyüğüdür. Biliniz ki,, onların kalbini kırmak, onlara yapılabilecek bir hizmeti geri tutmak, sadece onların kalbini kırmaz, biz bir dinin mensuplarıyız, biz inanırız ki 'insanlar yeryüzünde Allah'ın temsilcileridir' ve onlara yapacağımız her hizmet ki hem devlete hem millete hizmet etmenin esas itibarıyla ibadet olduğu kavramı buradan türemiştir, direk bu dünyanın yaratıcısı ve insanları yoktan var eden Allah'a uzanmaktır. Onun için birçok zorlukla karşılaşıyoruz."
Bakan Soylu, valilerin sadece bulundukları ilin güvenliğini, koordinasyonunu değil, iğneden ipliğe her şeyi ile o ilde sorumluluğu olan ve buna ait yüksek bir kararlılık ortaya koymaya çalışan insanlar olduğunu anımsatarak, valilere şöyle seslendi:
"İlinizde öyle bir ilişki kurmak ki yanınızda, arkanızda sağınızda, solunuzda attığınız adımlarla birlikte onların sizi hissetmelerini sağlamak. Bazen bir şehit evinde siz eşinizle birlikte evlat olmanın sorumluğuyla, okullar açıldığı gün bir öğretmen olma edasıyla hayatın tecrübelerini, bilgisini bizim geleceğimiz olan nesillerimizle bir şekilde kaynaştırma edasıyla yine hayatınızın her alanında demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü kendine rehber eden ve bu konuda hiçbir şekilde ayrılmayan bir anlayışı tüm yöneticilerimize, tüm bürokrasiye ve aslında milletimize anlatma konusundaki iradenizle devletin makamına gelen hangi yer olursa olsun oraya gelmiş bir insana orada hizmet edecek olan kişinin ilk önce güler yüzle, ilk önce şefkatle, muamele etmesinin sağlanmasını teminen ortaya koyacağınız akılla... Bazen çocuklarımızı uyuşturucuyla beraber zehirleyenlere karşı devletin o demir yumruğunu millet adına kullanma konusunda hiç ama hiçbir şekilde çekince ortaya koymadan göstereceğiniz iradenizle, bazen 'ben okula gitmek istiyorum vali amca, vali bey ne olursunuz bana destek olun' dediğinde, sizin uzatacağınız o eli kendisinde görmek isteyenin ortaya koyacağı anlayışla hiçbir şekilde haber vermeden kapısını tıklatacağınız ve 'uzun zamandır kimse bizim kapımızı tıklatmadı kimse bize gelmedi' diye bekleşenlere o evlere 'selamün aleyküm, biz geldik, Allah'ın misafiriyiz' diye kapıdan içeri girdiğiniz de o evi şenlik hanesine, bir bereket hanesine döndürme anlayışınızla birlikte..."
"KAZIYIP ATACAĞIZ ONU BU TÜRKİYE'DEN"
Bakan Soylu şöyle devam etti:
"Devlet 'efendi' değildir, 14 yıldır bu ülkenin lideri bunu anlatıyor, devlet hizmetkardır ve devletin yöneticisi 'efendi' değil, devletin yöneticisi tam bizim medeniyetimizin bize ifade ettiği gibi hadimdir, hizmetkardır, bundan hiçbir şekilde ayrılmayacağız. Elbette ki eksikliğimiz olur, elbette ki demoralize olduğumuz günler olabilir, birçok meselenin üzerimize geldiği günler olabilir, yapacağımız iş 'La havle' çekip, yolumuza devam etmektir. Onun için bu 15 Temmuz, ülkemiz için ve milletimiz için yeni bir milattır, FETÖ mücadelesi, bizim kararlılığımızdır, hiç bir endişem yok, kazıyıp atacağız onu bu Türkiye'den ve birilerinin başımıza musallat etmeye çalıştığı bu illeti, aziz milletimizden kurtaracağız. Bu coğrafya ve bin yıllık bu medeniyetimizde bu devletimizde başımıza örülmek istenen çorabı nasıl bir şekilde defettiğimizi de bütün dünyaya göstereceğiz. Çok kararlı olmalısınız, eğer 17-18 saat çalışıyorsanız 15 saat çalışıyorsanız bu dönem daha fazla daha önemli bir gayretle çünkü 15 Temmuz'u planlayanlar, 15 Temmuz'u gerçekleştirenler, bilmenizi isterim ki meseleyi 15 Temmuz'da bırakmak istemeyeceklerdir. 15 Temmuz'u gerçekleştirmeye çalışanlara milletin verdiği cevabı ve milletin bize tekrar emanet ettiği bu anlayışı sürdürmek de bizim temel görevimizdir."
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın ifade ettiği sözleri hatırlatmak istediğini belirten Bakan Soylu, "Eğer bu konuda 'yakınımızdı, dostumuzdu, tanırız, iyiyiz, müsamaha etmeye çalışalım' diyen bir anlayış ortaya konuluyorsa, Allah şahittir ki 241 şehidimiz bizden hesap soracaktır, Allah şahittir ki gelecek neslimiz bizden hesap soracaktır ve Allah şahittir ki bugün hepinizin gayretleriyle sokakta elinizden tuttuğunuz fakir fukara, garip gureba ve fakr-u zaruret içerisinde olan insanlar, yarının geleceğine ait taşıdıkları umudu üzerilerinden aldıklarımız için bizden hesap soracaktır." değerlendirmesini yaptı.