FETÖ'nün medya yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 35 gazeteci ve akademisyen hakkında gözaltı kararı çıkarılmıştı. Aralarında Atilla Taş ve Gökçe Fırat Çulhaoğlu'nun da bulunduğu 12 kişi dün adliyeye sevk edilmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Murat Çağlak tarafından yürütülen soruşturmada, savcılık sorgularının ardından şüphelilerden Atilla Taş, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Dinçer Gökçe, İskender Yunus Tiryaki, Levent Arap, Murat Aksoy, Mutlu Çölgeçen ve Ayhan Şimşek tutuklanmaları talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi.
TUTUKLANDILAR
Bu sabaha karşı hakimlik sorguları biten şüphelilerden Atilla Taş ile gazeteciler Murat Aksoy, Mutlu Çölgeçen ve Ulusal Parti Genel Başkanı ve Türk Solu Gazetesi baş yazarı Gökçe Fırat Çulhaoğlu "Örgüt hiyerarşisine dahil olmaksızın örgüte bilerek, isteyerek yardım etmek" gerekçesiyle tutuklandı.
Mahkeme, Dinçer Gökçe, İskender Yunus Tiryaki, Levent Arap ve Ayhan Şimşek'in adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi.
ATİLLA TAŞ: DARBEYE İLK TEPKİ VERENLERDENİM... BİLSEYDİM, SELAM DAHİ VERMEZDİM
FETÖ'nün medya yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında, 3 gazeteciyle birlikte, "Örgüt hiyerarşisine dahil olmaksızın örgüte bilerek, isteyerek yardım etmek" gerekçesiyle tutuklanan Atilla Taş'ın, mahkemede verdiği ifadede "Ben böyle bir yapılanma içinde olduklarını bilseydim, değil gazetelerinde çalışmayı, selam dahi vermezdim" dediği öğrenildi.
Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nde sorgulanan Atilla Taş, kendisine yöneltilen suçlamayı kabul etmedi.
İfadesinde liseyi Adana'da bitirdiğini ve ilk albümünü 1998 yılında çıkardığını belirten Taş, 2000 yılında ABD'ye gittiğini, burada New York Film Akademisi'ni bitirdikten sonra 2002 yılında Türkiye'ye döndüğünü anlattı. Türkiye'ye döndükten sonra tekrar kaset çıkardığını ancak istenilen satış rakamlarına ulaşamadığını dile getiren Taş'ın, 2005'ten sonra da kaset çıkarmayı bıraktığını ve değişik TV'lerde programlar yaptığını anlattığı kaydedildi.
"GAZETENİN MAGAZİN AĞIRLIKLI OLACAĞI SÖYLENDİ"
Sosyal medyada popüler biri olduğunu ve Twitter'de 1 milyon 600 bin takipçisi olduğunu söyleyen Taş'ın, kapatılan Meydan Gazetesi'nin genel yayın yönetmeni Levent Kenez'in gazetede yazması için kendisine teklifte bulunduğunu, uzun süreden beri işsiz olduğu için de Kenez'in teklifini kabul ettiğini söylediği öğrenildi.
Taş'ın, "Levent Kenez bana ilk iş teklif ettiğinde ona Atatürkçü, laik ve demokrat biri oldumuğu ifade etmiştim. Kendisi de bana gazetenin magazin ağırlıklı olacağını söylemişti. Ben de bu sebeple kabul ettim" dediği belirtildi.
"BİLSEYDİM, SELAM DAHİ VERMEZDİM"
İfadesinde FETÖ'nün hedefi ve amacı doğrultusunda herhangi bir eylemde bulunmadığını, himmet adı altında herhangi bir maddi desteği olmadığını dile getiren Taş'ın, darbe girişimine ilk tepki verenlerden biri olduğunu söylediği öğrenildi. Taş'ın, "15 Temmuz'da evimdeydim. Darbe girişimini twitter üzerinde öğrendim. İlk tepki veren insanlardan biriyim. Bu örgütün silahlı terör örgütü olduğu kanaatine 15 Temmuz tarihinden sonra sahip oldum. Kamuoyunun çoğunluğu da bu tarihten sonra bu örgütün silahlı terör örgütü sonucuna vardılar. Eğer bu gazetede çalıştığım için suçlu isem, benim devletim silahlı terör örgütünün gazete çıkarmasına neden izin vermiştir. Ben böyle bir yapılanma içinde olduklarını bilseydim, değil gazetelerinde çalışmayı, selam dahi vermezdim" dediği belirtildi.
SERBEST BIRAKILMAYI TALEP ETTİ
İfadesinde Ergenekon davasını en çok eleştirenlerden biri olduğunu vurgulayan Taş'ın, sabit ikametgah sahibi olduğunu, kaçmasının söz konusu bile olmayacağını belirterek mahkemeden salıverilmeyi talep ettiği kaydedildi.