FETÖ'nün hâkim ve savcı yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturmada tutuklanan, Balyoz Davası savcısı Hüseyin Kaplan'ın ifadesi ortaya çıktı. Kaplan, FETÖ üyesi olduğunu kabul etti ancak örgütün adli yapılanma içindeki üyeleriyle ilgili isim vermekten kaçındı. FETÖ üyeliğinden tutuklanan Kaplan ifadesinde, 2011'den itibaren Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik tasfiye planı yapmaya başladıklarını aktardı. Kaplan'ın ifadesinden bazı başlıklar şöyle:
'RENK VERMEMEYE ÇALIŞIRDIK'
FETÖ ile lise sonda tanıştım. 30 yıl içinde bulundum. Ev abiliği, semt abiliği ve bölge abiliği yaptım. Türkiye'de laikliğin yanlış uygulandığını düşünüyorduk. Doğru uygulanırsa dinin daha özgür olarak yaşanabileceğini düşünüyorduk.
1994'te hâkimlik savcılık sınavına girerek kazandım. Staj ardından 1999'da mesleğe başladım. Çalıştığımız yerlerde renk vermemeye çalışırdık. Her gittiğimiz yerde yapı ile ilişkimi sürdürdüm. 2010'da İstanbul Fatih Adliyesi'ne atandım. Burada FETÖ'cü arkadaşlar vardı. Ben arkadaşlarımın isimlerini vermek istemiyorum. Sadece örgüt üyesi olduğumu ancak suça bulaşmadığımı söylüyorum.
2011'de Beşiktaş Adliyesi'ne atandım. Balyoz davasının ikinci iddianamesinden sonra duruşma savcısı olarak katıldım. Aynı yıl Fetullah Gülen'le hükümet arasında gerginlik başladı. Çünkü Hakan Fidan ve Efgan Ala'nın birkaç kişilik grupla FETÖ'yü hedef aldıklarını ve tasfiye etmeye çalıştıklarını duyuyorduk. Bu söylemler bizde rahatsızlık oluşturdu ve Tayyip Erdoğan düşmanlığı gelişmeye başladı. Ben Gezi Parkı olaylarında hükümetin zarar görmesini istiyordum. Hükümetin burnunun sürtülmesini istiyorduk.
'ADLİYEDE FİŞLEME YAPILIRDI'
Fetullah Gülen'in Amerika'da CIA referansı ile yaşamasını hiç sorgulamadım. Esnaf abiler Pensilvanya'da arsa aldı ve oraya bina yaptırdı.
Adliyede hâkim savcılar arasında fişleme yapıldığı doğrudur. Herkes bildiği konularda fişleme yapabilir. Dindardır, hizmete yakındır, düşmandır, Alevidir gibi bilgi notları tutardık. Muhatapları tanımak için yapardık. Herkesin zimmetli bir arkadaşı vardır. Yemeğe çıkma, sosyal aktivite gibi yollarla örgüte adam kazandırılırdı.
"FETÖ BİR TERÖR ÖRGÜTÜ"
15 Temmuz'dan sonra pişman oldum. Fetullah Gülen darbe yapanlara lanet etmeyince bende de şüpheler oluştu. Basit mevzularda bile iftira atıldığında şiddetli tepki verdiğini biliyorum. Hukukçu olmam hasebiyle alınacak mahkeme kararları sonucunda da artık terör örgütü olduğunu düşünüyorum.
TOPLANTILARA AB'DEN NOTLAR GELİRDİ
"İstanbul
Adliyesi'nde sivil bir yargı imamı vardı. Görevi İstanbul genelindedir. 5 kişilik gruplar halinde sohbetler yapılırdı. Bizim grup Başakşehir 4. Etap'ta toplanırdı. Sohbet imamı sivil öğretmendi. Grubumda İstanbul Adliyesi'nde çalışan hâkim savcılar vardı. Sivil imamın Kod adı Salih'ti. Türkiye içinden veya ABD'den notlar gelirdi. Sivil abi, yürümekte olan davalarla ilgili bilgi alırdı. Gerektiğinde gazetede haber yaptırtırdı. Katiplerden de Gülenciler vardır. Ancak katip kimin örgütten olup olmadığını bilmez. Savcı hâkim ise güvenilirlik açısından bilebilirdi."