Bitlis ve Muş'ta siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının başkan ve temsilcileri, Elazığ, Van ve Bitlis'teki terör saldırılarına tepki göstererek terör örgütü PKK'yı kınadı.
Muş Belediye Meydanı'nda toplanan siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile vatandaşlar, İl Müftüsü Aleddin Bozkurt'un okuduğu duanın ardından "Kahrolsun PKK, kahrolsun FETÖ" şeklinde slogan attı.
Burada basın açıklamasını okuyan AK Parti İl Başkanı Davut Aydın, Van, Elazığ ve Bitlis'te 17-18 Ağustos'ta gerçekleştirilen terör saldırılarını şiddetle kınadıklarını söyledi.
Menfur saldırılarda hayatlarını kaybeden güvenlik güçlerine ve vatandaşlara Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa dileyen Aydın, şöyle konuştu:
"15 Temmuz başarısız darbe teşebbüsüyle beraber FETÖ ve PKK terör örgütlerinin aynı üst aklın piyonu oldukları ortaya çıkmıştır. 15 Temmuz'da Gazi Meclisimizi bombalayan, millet evlatlarına karşı silah kullanan üniformalı teröristler ile yıllardır ortak vatanımızın her yanında ve dün Van, Elazığ ve Bitlis'te güvenlik güçlerine saldıran, masum insanları katleden eli kanlı hainler arasında hiçbir fark yoktur. Terör örgütlerinin isimleri ve söylemleri değişse de Türkiye düşmanları olduğu gerçeği hiçbir zaman değişmeyecektir. Her iki terör örgütü de gerçekleştirdiği kanlı saldırılarla ülkemizin varlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü istiklalini ve istikbalini hedef almaktadır."
BİTLİS'TE DE HALK SOKAKLARDAYDI
Bitlis ve ilçelerinde faaliyet gösteren 16 sivil toplum örgütü, terör saldırılarına karşı ortak basın toplantısı düzenledi.
Basın açıklamasını okuyan Mazlum-Der Bitlis Şube Başkanı avukat Burhan Aksoy, Diyarbakır, Mardin, Van, Elazığ ve son olarak Bitlis'te terör örgütü PKK tarafından bombalı saldırılar gerçekleştirildiğini hatırlattı.
Bu saldırılar sonucu çok sayıda güvenlik görevlisi ve sivil vatandaşın yaşamını yitirdiğini belirten Aksoy, şunları kaydetti.
"Hedef olanlara bakıldığında saldırıların hiçbir insani yönünün olmadığı ve bir vahşet biçimini aldığı görülmektedir. Hiçbir insani talebin böylesi saldırılar ile meşrulaştırılamayacağını yüksek sesle ifade ediyoruz. Uluslararası insani hukuk başta olmak üzere bu saldırıların hiçbir hukuk sistemi içerisinde makul karşılanması mümkün değildir."