Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in başkanlığında "15 Temmuz Darbe Girişimi ve Din İstismarına Karşı Birlik, Dayanışma ve Gelecek Perspektifi" başlıklı tek gündem maddesiyle olağanüstü toplanan Din Şûrası'na katıldı. Toplantıda konuşan Erdoğan şunları söyledi:
İYİ NİYETLE DESTEK OLDUK: FETÖ kendisini bir dini yapı, bir cemaat, bir eğitim-öğretim hizmetinde bulunan kuruluş olarak gösteriyordu. Esasen bu hain yapının 40 yıldır toplumumuz içinde kanserli bir hücre, bulaşıcı bir virüs gibi yaşayabilmesi ve sürekli büyümesi, işte bu dini değerleri öne çıkartan kimliği sayesinde mümkün olmuştur. Rahmetli Özal, Demirel, Ecevit hatta biz de farklı görüşlerden siyasetçiler ve devlet adamları olmamıza rağmen, bu yapıya iyi niyetle destek olduk. Açık konuşuyorum, şahsım, ben de katılmadığım pek çok yönleri olmasına rağmen asgari müştereklerde buluşabildiğimiz zannıyla her kesim gibi bunlara yardımcı oldum.
GÖREMEDİK: Şerif Mardin'in çevre olarak ifade ettiği, daha önce dışlanmış, ötekileştirilmiş tüm kesimleri merkeze taşıma çabamızdan, bu kesimin de istifade etmesini sağladım. Yapının başında yer alan kişi ve kadro konusundaki tüm tereddütlerimize rağmen yürütüyor göründükleri yaygın eğitim, yardım, dayanışma faaliyetlerinin hatırına bunlara müsamaha gösterdim. Hatta "Allah" dedikleri için müsamaha gösterdik. Ama inanın bana aynı menzile giden farklı yollardan biri olarak gördüğümüz bu yapının aslında bambaşka niyetlerin, sinsi hesapların aleti, aracı, örtüsü olduğunu uzun süre görmedik, göremedik.
BENİ İKNA ETMİYORDU: 2012'den sonra bu yapıyla ilgili rezervlerimizi çok açık koyduk. Bu dönemde hızlanan TSK kadrolarına yönelik operasyonlar ve davalarla ilgili de ciddi şüphelerim oluştu. Çok yakından tanıdığım, uzun yıllar birlikte çalıştığım bazı komutanlara yöneltilen suçlamaların gerekçeleri beni ikna etmiyordu. Kendilerinden olmayanlara hayat hakkı tanımayan tavırlarından ciddi olarak rahatsızlık duyuyordum. Fakat o sıralarda meseleyi kendi arkadaşlarımıza dahi anlatmakta güçlük çekiyorduk. Hâlâ inanmayanların olduğunu da biliyorum. Hâlâ maalesef "bakıyor ama görmüyor" olanların da olduğunu biliyorum. Bu noktadan sonra artık şüphe dönemi bitti, mücadele dönemi başladı. Her şeye rağmen bu hain örgütün gerçek yüzünü çok daha önceden ortaya dökememiş olmanın üzüntüsü içindeyim. Bundan dolayı hem Rabbimize hem de milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyorum. Rabbim de milletim de bizi affetsin.
İZAHI VE MAZERETİ KALMADI: Bu yapının mensuplarının, 17-25 Aralık'ta yaşanan hukuk ve emniyet skandallarına aradan geçen zaman içinde ortaya dökülen haksızlıklara, adaletsizliklere, şantajlara, bin bir çeşit rezalete 15 Temmuz'da şahit oldukları vahşete rağmen orada kalmaya devam etmelerinin artık hiçbir izahı, hiçbir mazereti kalmamıştır. Şu saatten sonra, Pensilvanya'daki şarlatanın, terörist başının hezeyanlarına kulak vermeye devam eden herkes başına gelecekleri peşinen kabul etmiş demektir.
'Ciddi tereddütlerimiz var'
"Yüzlerine
tükürseniz 'yağmur yağdı' diyen en kutsallarına sövseniz sükut eden kendi aile mahremiyetlerine saygısı olmayan bu insanların sapkın davaları dinleri haline dönüşmüştür. Halbuki din tektir ve o dinin emrettiği bir mümin profili vardır. Bu yapının mayasında ikiyüzlülük olduğu için, pişman olduklarını söyleyenler konusunda ciddi tereddütlerimiz var. Gerçekten pişman mı oldular? İntikamcı bir düşünceyle söylemiyorum, gerçekten pişman mı oldular? Yoksa içinde bulundukları ihanet şebekesinin alametifarikası haline dönüşen riyakarlık içindeler mi? Bunu anlamakta zorlanıyoruz. Elbette, 'asıl olan beyandır' diyeceğiz ama hiç kusura bakmasınlar ki bu tür kişilere karşı gardımızı sonuna kadar indirmeyeceğiz. Çünkü, mümin bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz. FETÖ tarihin en büyük hırsızlık şebekesi olarak onbinlerce insanın geçmişini ve geleceğini çalmıştır. 17-25 Aralık'tan beri birilerinin dilinde sürekli 'Aman gayretullaha dokunmasın' ifadesi oldu. Asıl 15 Temmuz'da 238 masumu katleden 2 bin 197 masumu yaralayan bu katillere hala masumiyet atfetmek, gayretullaha dokunur."
'Bilmemek için kör, sağır olmak lazım'
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, Meksika'nın Televisa televizyon kanalında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Erdoğan şunları söyledi: FETÖ'nün darbe girişimiyle ilgili artık bütün veriler ortada, yani bunu bilmemek için kesinlikle kör, sağır olmak lazım. (FETÖ elebaşı Gülen'in iade süreci) Biz sizden bir teröristi istiyorsak, o teröristi bize vermelisiniz. Eğer bizden belgeler falan istemeye kalkarsanız, o zaman biz terörle mücadele edemeyiz. Bize ne diyorlar? Belge. Neyin belgesini vereceğiz. Bizim terörle mücadelede kaybedecek vaktimiz yok. 6 ay, 1 sene gibi bir zaman kaybına tahammülümüz yok."