AK Parti Genel Başkan yardımcıları Mehdi Eker, Cevdet Yılmaz ve Yasin Aktay, Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi ve sonrasındaki gelişmeleri değerlendirmek üzere, Anadolu Ajansı, Associated Press, Al Jazeera Tv, Agence France-Presse, Financial Times, Doğan Haber Ajansı, El Mundo, France 24, Le Figaro, Hürriyet Daily News, Reuters, Sabah Daily News, TRT World, TASS News Agency'nin muhabir ve editörleri ile parti genel merkezinde bir araya geldi.
Toplantıda, ilk olarak AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin bilgi sundu.
Fetullah Gülen'in başında bulunduğu örgütün 1970'li yıllardan itibaren, Türkiye'de örgütlenmeye başladığını anımsatan Eker, "Ama biz bunun bir terör örgütü olduğunu çok geç fark ettik. Herkes bize haklı olarak bu soruyu soruyor. Yani bunlar devlete bu kadar sızdı, bunlar bu kadar güçlendi, askeri darbe yapacak noktaya geldi ve bu neden fark edilmedi? Bu sorunun cevabının kolay olmadığını biliyorum. Bunun sebebi, bu durumun yeryüzünde çok spesifik, yani benzersiz bir durum olmasından kaynaklanıyor." diye konuştu.
Eker, FETÖ'nün eğitim kurumlarında örgütlendiğine, sağlık kurumları işlettiğine ve ekonomik işletmeler kurduğuna, örgütün yalnızca tek bir sektörde değil, yaklaşık 35 yıldır askeri okullarda, polis okullarında, iş dünyasında, medyada ve diğer alanlarda örgütlendiğine dikkati çekti.
"AYRI BİR GÖZLE YENİDEN BAKILMASI GEREKİYOR"
Eker, "Türkiye'nin Kürt meselesini demokratik yollarla çözmeyle ilgili kritik dönemeçlerinde, birtakım sabotajların olduğunu" hatırlatarak, şunları söyledi:
"Yani o reform ortamını bir manada toksifiye edecek, zehirleyecek bir takım olaylar oluyor. Mesela Habur süreci, Oslo'daki görüşmelerin çıkarılması, Uludere'deki katliam, daha sonraki süreçte Rus uçağının düşürülmesi. Bütün bunların hepsi artık farklı bir düzlemde ve bunların ışığında bir kez daha yorumlanması gereken hususlar. Geriye dönüp baktığımızda böyle bir yeniden değerlendirme ihtiyacı var. Çünkü aslında gördüğümüz birçok şeye, ayrı bir gözle yeniden bakılması gerekiyor."
Mehdi Eker, FETÖ'nün, 17-25 Aralık'ta doğrudan AK Parti'ye, hükümete, Başbakan'a ve MİT Müsteşarı'na dönük bir operasyon düzenlediğine işaret ederek, bu sürecin, parti olarak söz konusu örgütle ilgili kanaatlerini iyice belirginleştirdiğini bildirdi.
"DARBE HAZIRLIĞININ NE ZAMAN YAPILDIĞINI BİLMİYORUZ"
"Bu darbenin ne zaman hazırlandığını bilmiyoruz ama sonuçta 15 Temmuz gecesi bütün unsurları ve vahşetiyle darbe teşebbüsü hayata geçti." ifadesini kullanan Eker, Meclis'in, tarihinde ilk defa savaş uçaklarıyla bombalandığını kaydetti.
Eker, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu örgütü tehlikeli kılan şey, yıllarca sizinle beraber, sizin gibi bir insan görünüp, aslında farklı bir karakter taşıyor. Sadece bizim için değil, bu evrensel bir tehlikedir. Bugün bunların (FETÖ) 100 ülkede okulları var. 700'den fazla da bildiğimiz okulları var. Bendeki kaba bilgi bu. Şimdi bunu niye söylüyorum, insanlığa karşı bir sorumluluğumuz var. Biz bir acı yaşadık, bir tecrübemiz var, bir sıkıntı yaşadık. Türkiye, tarihinin en kanlı darbe teşebbüsünü yaşadı. Yüzlerce insan öldürüldü, binlerce insan yaralı. Hayatlarının kalan bölümlerinde bu insanlar engelli yaşayacak. Türkiye bu kadar büyük ekonomik zarara girdi. En önemli şey, bunlar insanların dinle ilişkisini bozdu. İnsanların samimiyet, sadakat, dostluk ve vefayla olan duygularını zedeledi. Bu, insanlığa dönük bir suçtur. Böyle ağır bir vebali olan bir şeydir. Biz şimdi bu acıyı yaşadık, başka bir ülke bunu yaşamasın."
"ÜNİK (BENZERSİZ) BİR DURUM"
Mehdi Eker, insanlığın bu tür tecrübelerden ders alması gerektiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnsanlığa karşı bizim görevimiz bunu bütün çıplaklığıyla anlatmaktır. Eğer biz 20 sene önce bu okulların her birinin aslında masum birer eğitim yuvası değil de, o dersanelerin, okulların masum birer eğitim kurumu değil de, terör örgütüne üye yetiştiren birer fidanlık olduğunu görebilseydik, anlayabilseydik, bugün bunları yaşamayacaktık. Onun için okulların bulunduğu ülkeleri şimdiden ikaz etmek bizim insanlık borcumuz. 15-20 sene sonra bizim gibi bir tecrübe yaşamasınlar diye şimdiden bu okullar ve bu örgütle ilgili daha doğru bir analizle, daha doğru bir yaklaşımla bunlarla ilgili gerekli girişimi yapmalarını arzu ediyoruz. Bu, onları korumak içindir. Bizim de bir daha aynı hataya düşmemiz içindir. İnsanlık bu acıdan, bu acı tecrübeden ders alsın. Bu cemaat, bu örgütlenme biçimi, ünik bir durumdur. En büyük zararı, tıpkı DAEŞ'in Müslümanlığa ve İslam'a zarar vermesi gibi bunların da en büyük zararı İslam'adır."
ULUSLARARASI TOPLUMA FETÖ İLE MÜCADELE ÇAĞRISI
FETÖ'nün çok gizli çalıştığı uyarısında bulunan Eker, konuşmasına şöyle devam etti:
"Biz bu tecrübeyi yaşadık, başka ülkeler yaşamasın. Bununla ilgili Türkiye Cumhuriyeti birtakım tedbirler alıyor. Şu anda Türkiye'de olan biten her şey bununla mücadeledir. Bu mücadelenin en iyi şekilde yapılmasıdır. Türkiye demokrasiye, hukuk devletine ve insan haklarına kesinlikle riayet ediyor. Bunlarla mücadele sürecinde de buna dikkat ediyor. Bizim başka bir ajandamız yok. Türkiye'nin korunması ve bütün İslam ülkesinde hatta İslam ülkesi olmayan birçok Afrika ülkesinde, bu okulların şu anda birer fidanlık olarak çalıştığını biliyoruz. Onları da ikaz etmek istiyoruz. Onlarla bilgilerimizi paylaşmaya ve işbirliği yapmaya hazırız. Sonuçta bu örgütün elebaşı Fetullah Gülen, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ama 16 yıldır ABD'de yaşıyor. Biz böyle bir sorumluluk hissediyoruz. Dolayısıyla sizler aracılığıyla da ikaz edip bununla topyekun, evrensel bir mücadele yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu, insanlık, Müslümanlar, Hristiyanlar, Museviler, Hindular ve dine inanan, inanmayan herkes için de son derece önemli bir ikazdır."