FETÖ'cü hainler, Kuleli Askeri Lisesi'nde okurken Gülen cemaatine katılma teklifini reddeden Mehmet Alparslan Arısan'ın hayatını kararttı. Taciz ve baskılarla parlak bir geleceği "mecburen" bırakan ve halen elektrik elektronik mühendisliği okuyan Arısan, ocak ayında Ankara'da polise giderek FETÖ'cü subayların ve mağdurların isimlerini tek tek verip, "şok mangası" adı altında bayılana kadar eğitime tabi tutulduklarını anlattı.
CEMAATE KATILMA TEKLİFİ
Mehmet Alparslan Arısan, 11 Ocak'ta Ankara Terörle Mücadele Şubesi'nde verdiği ifadesinde, FETÖ'nün askeri okullarda kendilerinden olmayanlara yaptığı zulümleri anlattı. Buna göre Arısan, 2006'da girdiği askeri lise, polis koleji ve fen lisesi sınavlarının hepsini de kazandı. Kuleli Askeri Lisesi'ni tercih etti. 2006-2008 arasında Kuleli'de eğitim gördükten sonra, havacı olduğu için Bursa Işıklar Askeri Lisesi'ne geçiş yaptı. Yaz tatili izninde memleketi Kırıkkale'de iki kat üstteki komşuları Celil Karakuş, Arısan'a subay olan damadının kendisiyle görüşmek istediğini söyledi. Damat Fatih Yücekan, "Cep telefonunun bataryasını çıkart ve yan odaya götür bırak" dedi. Yücekan, Arısan'a askeri okulda, derslerdeki durumunu anlatmaya başladı. Arısan'ın daha önce kimseye anlatmadığı bilgileri de söyleyen Yücekan, sonra da "Senin dini yönünü eksik buldum, Beykoz, Üsküdar ve Kadıköy'de evlerimiz var, buraya sizin okuldan da öğrenci ve bazı subaylar geliyor, Bu evlerde hem okulundaki dersler konusunda eksikliklerini tamamlarsın, hem de sana dini açıdan eksikliklerini giderecek eğitim verirler ve bazı dini kitapları okur sohbet edersiniz. Bu evlere gelirken korkmana gerek yok ancak kimseye bu konuda hiçbir şekilde, hatta babana bile bahsetmeyeceksin" dedi.
İNTİBAK KAMPI KÂBUSU
Teklifi kabul etmeyen gencin hayatı kâbusa döndü. 2008'de önce kimya dersinden düşük notlar verildi. Lisenin 10'uncu sınıfını devre kaybı olarak tekrar okumak zorunda kaldı. Önce küçük cezalar verildi. Baskılara rağmen askeri liseyi tamamlayan Arısan, Harp Okulu'na başlamadan intibak kampında bazı arkadaşlarıyla birlikte daha fazla dayanamadı ve askerlikten ayrıldı. Ocaktaki ifadesinde, "Cezaları alanlar belirli öğrencilerdi. Bu öğrenciler düşünce olarak vatanını, devletini, milletini seven, TSK'ya bu amaçla girmiş, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı, vatansever öğrencilerdi. Ceza veren rütbeliler, o dönemde Hava Piyade Üsteğmen Erhan Özdemir, Hava Pilot Kurmay Yüzbaşı Murat Coşkun isimli rütbelilerdi" diye konuştu.
ÇÜRÜK ELMAYA BENZETİYORLARDI
Arısan, özellikle İzmir'deki kampta FETÖ'cüler tarafından işkenceye kadar varan taciz ve baskıları şöyle anlattı:
"Eğitimde isteksiz davranma" bahanesiyle bizi cezalandırdılar, tüm gece nöbetlerini bize tutturdular. Diğer öğrenciler eğitim sırasında yürüyüş yaparken, biz ya koşu yaptık ya da süründük. Herkes istirahat ederken, bize bir iki dakika gibi süre verip su ve ihtiyaç gidermemizi isterlerdi.
"Bizim sizin gibi adamlara ihtiyacımız yok, defolun gidin" diyorlardı. Bizleri "çürük elma"ya benzeterek ayıklayacaklarını, TSK'da yerimizin olmadığı gibi benzeri birçok hakaret ve mobbingler uyguluyorlardı.
Benim gibi ceza alan tüm öğrencilerin tamamı ya ayrıldı ya da ayrılmak zorunda bırakıldı. Hiçbirimiz subay olamadık.
Kırıkkale'deki evimize okuldan bir kurmay binbaşı ve üsteğmen gelmiş, babamın siyasi geçmişinin sorun olduğunu, bu şartlarda subay olamayacağımı söylemişler.
2009'da 11. sınıftayken, Üsteğmen Özdemir'in okuldan ayrılmasıyla hiçbir sorun yaşamadan mezun oldum.
'BABAN BİZE SELAM VERMEDİ'
Lise mezuniyet töreninde sınıf amirimiz Murat Coşkun, "Aileni gördüm, baban bize selam vermedi. Her şey bitti sanma. Asıl Harp Okulu'nda daha yeni başlıyor" diyerek üstü kapalı beni tehdit etti.
Harp Okulu için Öğrenci Seçme Uçuşları'nda uçuş finali sonrasında hepimiz kaldık ve başarısız gösterildik. Uçuş sınavlarında öyle öğrenciler vardı ki bunlardan uçak sortilerinin tamamına yakınında istiğfar eden öğrenciler bile sınavda başarılı oldu.
YİNE ŞOK MANGASI!
Arısan sözlerini şöyle noktaladı: "İntibak kampında birkaç arkadaş daha kampa gelmeden baskılara dayanamayıp ayrılmak zorunda kaldı. Bize, diğerlerinden daha ağır dayanılmayacak "şok mangası" adı altında, bayılana kadar üsteğmen Mustafa Kıyı eğitim yaptırdı. Yapılanların sonu gelmeyeceğini, Harp Okulu'na girsek bile bir şekilde bizleri TSK'ya almayacaklarını anladığımız an ben ve bazı arkadaşlarım ayrılma kararı aldık. Kampta Harp Okulu'na aday öğrenci statüsünde ayrılırsam ödeyeceğim tazminat daha azdı. Mektupla gelen 30 bin lira gibi bir tazminatı taksitlendirerek ödemek zorunda kaldık. Halen de ödüyorum. Bana, aileme, tüm devre arkadaşlarıma ve inandığım değerlere saldıran FETÖ/PDY ve ismini verdiklerim TSK personeli olmamızı engellenmiştir."
KENDİ ADAMLARINI SEÇİP ALDILAR...
İTÜ Matematik Mühendisliği mezunu Adnan Batuhan Ayırtman Heybeliada Deniz Lisesi'ni bıraktı. Ayırtman, ağır fiziksel eğitimler, battaniye kullanmamaktan kravatının açısının yanlış olmasına kadar gerekçelerle savunma yazdıklarını ifade etti. Ayırtman, "Hava Harp Okulu'na girdiğim sene tim komutanı, alay komutanı olan isimler şu anda gözaltında. Bizi postaladılar kendi adamlarını seçip aldılar" diye konuştu.
'AĞLAYARAK DİLEKÇEMİ VERDİM'
2001-2005
yılları arasında Kuleli Askeri Lisesi'nde okuyan daha sonra Kara Harp Okulu'na giden Turgut Samsa da FETÖ mağduru... Samsa, "Hüngür hüngür ağlayarak istifa dilekçemi verdim. Kampta birtakım keyfi uygulamalarla FETÖ örgütüne mensup subayların, keyfi uygulamaları ile işkence muameleleri ile gerek psikolojik gerek fiziksel mobbinglerine maruz kaldık. Bunlar eğitim değildi, keyfi uygulamaydı" dedi.
'HÂLÂ TAZMİNAT ÖDÜYORUM'
Denizcilik bizim için bir yaşam biçimi haline gelmişti" diyen Heybeli Deniz Lisesi 2006 ikincisi Ufuk İmrek, şunları söyledi: "53 bin TL'lik tazminat yüküyle okuldan ayrılmak zorunda bırakıldım. Kendi soktukları adamların önünü kapatabilecek ya da kapatabilme potansiyeli olan öğrencileri tasfiye ettiler. Boğaziçi Üniversitesi'nden mezun oldum ama hâlâ tazminat ödüyorum."