Takmaz, gazetecilere yaptığı açıklamada, ortaokulda çok başarılı bir öğrenci olduğunu, fen lisesini kazanacak durumda olmasına rağmen vatanı, devleti ve milletine aşırı sevgisinden dolayı askeri liseye gitmeye karar verdiğini söyledi.
Bundan dolayı 2005 yılında Maltepe Askeri Lisesinde öğrenim görmeye başladığını dile getiren Takmaz, buradaki 4 yılın iyi geçtiğini ve güzel bir eğitim aldığını ifade etti. 2009'da Ergenekon ve Balyoz iddialarının ortaya çıkmasıyla üst kademedeki yarbay, albay ve generallerin tutuklandığını belirten Takmaz, bu tarihten itibaren FETÖ'cü subay ve generallerin askeri okullarda daha etkin olmaya başladığını anlattı.
Askeri liseyi bitirdikten sonra Harp Okuluna girebilmek için intibak kampına katılmak gerektiğini, kendisinin de Ankara ve İzmir'de bu kamplara katıldığını belirten Takmaz, şöyle konuştu:
"Ankara'daki kampta bize 3 gün kamuflaj dağıtmadılar. Harp Okulu intibak kampında Fetullahçıların çok olduğu biliniyordu ve askeri liseden gelenlerin çoğunu o intibak kampında bırakacaklarını düşünüyorlardı. Bir hafta yapılacak intibak kampındaki görevli komutanların hepsi, 15 Temmuz'da darbe girişiminde bulunanlardır. Harp Okulunda bunların sayısı çok fazlaydı. Atatürkçü öğrencilere baskı uygularken, kendilerinden olanlara dokunmuyorlardı. Biz intibak kampına girdiğimizde sadece 600 kişi vardı ve bunların hepsi askeri lise mezunuydu. Sivil liselerden gelecek olanlar FETÖ'cüydü. Onlar da kampın son 10 günü geldi. Bu siviller gelmeden 'O 600 kişiyi nasıl eritebiliriz' diye düşünüp baskı uygulamaya başladılar. Ankara'da bize kamuflaj vermedikleri 3 gün içtima sahasında şınav pozisyonunda bekletiyorlardı. Özkan Özgenç isimli komutan bunları yapıyordu. Her saat başında 'Ayrılana kola ya da buz gibi su ısmarlayacağım' derdi. Çünkü su içmemize bile izin vermezlerdi. Sürekli subaylar gelip olmayan konulardan bizleri suçluyor ve bağırıyorlardı. Eğitim yaptığımız zamanlar su içmek için tek bir yolumuz vardı, o da tek seferde 1,5 litrelik suyu bitirmekti. Öteki türlü su vermiyorlardı. 3 gün içerisinde bütün arkadaşlarımla uğraştılar. 3 gün içerisinde ayrılmayan ve göze batan öğrencilere karşı şok takımı ve mangaları oluşturulmaya başlandı. O gruptan olmayan, yani bizlerden oluşan gruplara daha da baskı uygulamaya başlandı. Gereksiz eğitimler, uykusuz geçen geceler, üstümüzdeki giysilerin parçalanmasına kadar bir süreç geçirdik."
120 kez savunması alındı
Sivil liseden gelenlerin, askerli liseden gelenlerin aksine gölgede eğitim yaptığını, istedikleri zaman yemek yiyip su içebildiklerini anlatan Takmaz, FETÖ yanlısı öğrencilere hiçbir zaman baskı uygulanmadığını ve ceza almadıklarını söyledi. Kendi devresinde en çok uğraşılan kişilerden biri olduğunu, 120 kez savunmasının alındığını vurgulayan Takmaz, askeri liseden çok yüksek bir notla mezun olmasına rağmen kamptaki subayların ailesini çağırıp, "Oğlunuzdan subay olmaz." dediğini kaydetti.
Baskılara dayanamayan arkadaşım 7. kattan atladı
Tüm psikolojik ve fiziksel baskılara rağmen kampı bırakmadıklarını ifade eden Takmaz, bu şekilde Kara Harp Okuluna başladığını ancak FETÖ'cü olmayan öğrencilere uygulanan baskıların azalmadığını, hatta daha da arttığını bildirdi.
Takmaz, şöyle konuştu:
"Nöbet sayısını artırdılar, uykusuz bıraktılar ve sürekli savunmamızı aldılar. Kalan öğrenciler arasında psikolojik olarak çok yıprananlar oldu. Bunun en güzel örneği de 7. kattan arkadaşımın atlamasıydı. Ölmedi ama tüm kemikleri kırıldı ve ayrılmak zorunda kaldı. Bölük komutanımız Yüzbaşı Mustafa Kubilay bir arkadaşımıza 2. kattan atlama emrini verdi. Bunu yerine getirmeyen arkadaşımızın savunmasını aldılar. Gecenin bir vakti askeri öğrencilerden birini kaldırıp bir odaya alıp sürekli bağırırlardı. Ayrılmamız için baskı uygularlardı. İçerde sakız satıldığı halde içeriye sakız sokmaktan ceza aldım. Saçma sapan sebeplerle aylarca çarşı iznimi kilitledikleri oluyordu."
"Baskı ve zulme dayanamayıp bırakma kararı aldım"
Psikolojik şiddete dayanan öğrencilerin bu kez düşük not ve sahte sağlık raporuyla okulu bırakmaya zorlandığına değinen Takmaz, şöyle devam etti:
"1 ve 2. sınıf bu şekilde bitti. 600 kişiden 150 kişi kaldık. Bütün baskılara karşı direndikçe bu sefer 'Kene gibi yapıştınız' demeye başladılar. 3. sınıfta ders notlarımız ile oynamaya başladılar. Tükenmez kalem ile sınava girmek yasaktı. Kurşun kalem ile çok çalıştığımız ve geçebileceğimiz derslerden kalmaya başladık. 7 dersimizin 7'sinden de kalmıştık. İşin aslını sonradan öğrendik. Yazdıklarımız komutanlar tarafından silinerek notlarımızı kırıyorlarmış. Sağlık muayenesi sadece giriş ve çıkışlarda yapılır. 3. sınıfta sağlıktan elemek için tekrar sağlık muayenesine soktular. Sabahtan akşama kadar eğitim yaptırdıkları öğrencilere 'Kalp rahatsızlığı var' diyerek okuldan uzaklaştırdılar. Bu kadar baskı ve zulme dayanamayıp bırakma kararı aldım. FETÖ'cü ve şu anda tutuklu olan Gökhan Gülmez isimli bir komutanım vardı, 'Ben ayrılmak istiyorum' dediğimde bana sadece imza atmak kalmıştı. Normalde bir öğrencinin oradan ayrılması 3 günü bulurken, benim dosyamı hazırlamışlar çoktan. Saat 15.00'de komutanımın odasına gittim, saat 17.00'de ilişiğimi kestiler. Yani 2 saatte 7 yıllık emeğim gitti. Ben ayrılırken neden ayrıldığımı soran hiç olmadı. Hatta kimse ile görüşmemem için Gökhan Gülmez beni otogara kadar götürdü."
"FETÖ'cülerle mücadele için hukuk fakültesini kazandım"
Okuldan ayrıldıktan sonra maddi ve manevi büyük bir bunalım içine girdiğini, yaşıtlarından 4 sene geriye düştüğünü ifade eden Takmaz, ailesinin desteğiyle zor günleri geride bıraktığını ve kendisine bu baskıyı yapanlarla mücadele etmeye karar verdiğini vurguladı.
Bunun için üniversite sınavına girdiğini ve Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Hukuk Fakültesini kazandığını anlatan Takmaz, "Askeri kamp ve Harp Okulundaki çoğu komutanımı FETÖ'nün darbe girişimi sonrası ortaya çıkan WhatsApp konuşmalarından tanıdım. Bunların arasında Özkan Özgenç, Mustafa Kubilay, Müslüm Kaya ve Hakan Erol gibi isimler var. Fakültede bu yıl son sınıfı okuyorum, avukat olup bana bunu yapanlarla yargı önünde hesaplaşacağım." diye konuştu.
Takmaz, kendisiyle aynı durumda olan kişilerle sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinde bir platform kurduklarını, uğradıkları haksızları buradan da dile getirmeye çalıştıklarını sözlerine ekledi.