Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan France 24 kanalına verdiği mülakatta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi ve sonrasındaki gelişmelerle ilgili soruları yanıtladı. Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
BEDELİNİ AĞIR ÖDERİZ: 79 milyonluk bir Türkiye içerisinde şu anda bütün bu kirli, bu terörist yapıyı kurumlarımızdan temizlemek durumundayız. Eğer temizleyemezsek bunun bedelini çok ağır öderiz. Bunların 40 yıllık devletin kurumlarındaki yerleşimi var, bunu çözmemiz lazım. Aynen bunlar kanser virüsü gibi bir metastaz yapmış vaziyette. Silahlı Kuvvetlerimizde, Emniyet Teşkilatımızda, çeşitli bakanlıklarımızın hepsinde var. Hatta özel sektörümüzde var, hepsi müşteki, hepsi şikayetçi. OHAL ilanı ile atacağımız adımlarla, kanun hükmünde kararnamelerle bu işi çözmenin gayreti içinde olacağız.
GÜLEN'LE GÖRÜŞTÜRMEK İSTEDİLER: Darbeciler Pensilvanya'dan aldıkları talimatla darbe girişiminde bulundu. Şu anda itirafçılar var ve bu itirafçılar talimatı nereden aldıklarını söylüyorlar. Hatta çok daha ileri, Genelkurmay Başkanımızı rehin tutanlardan bir tanesi; "Sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen'le görüştürelim, buluşturalım" diyecek kadar ileri gidiyor. Bunu ilk defa şu anda France 24'te söylüyorum, böyle bir süreç var. Biz bu süreci bir kenara koyabilir miyiz?
BUNLAR TAM HAŞHAŞİ: Asker kılığına girmiş Fetullahçı silahlı terör örgütünün yaptıkları benim kınadığımdır, diğeri benim vatandaşımdır, milletimdir. Sivile tankla gidilmez. O sivilin elinde silah yok. Türk bayrağıyla veya sopayla gidiyor. Bunlar birbiriyle mukayese edilir mi? Avrupalı sürekli şunu söyler: "Orantısız güç, orantısız güç." Peki, orantı kimde? Tankla yürüyenin elinde her şey var. Benim yakın mesai arkadaşlarım şehit oldu. Uçakla vuruyor, helikopterle vuruyor. Batılı, elinde bayrağından, sopadan başka hiçbir şeyi olmayan bu milleti savunmuyor, demokratik halk kitlesini savunmuyor, kalkıyor bu Fetullahçı terör örgütünün mensuplarını savunuyor. Bu çok ayıp bir şey. Ve sivil halk bu noktada tek kurşun atmadı, bunun bir tespiti yok. Böyle acımasız bir terör eylemi bizim yakın tarihimizde görülmemiştir, bunlar tam bir Haşhaşidir, bunlar Hasan Sabbah'ın askerleri, öyle saldırdılar.
ZİL TAKIP OYNAYACAKLAR: (Kendisini tehlikede hissedip hissetmediği sorusuna) Tedbirleri almak zorundayız. Ama ben Paris'e gittiğim zaman oradaki tedbirleri gördüğümde bizim tedbirler onların yanında çok az. Elysee Sarayı'nın çevresinde alınmış tedbirleri, sokaklardaki tedbirleri gördüm. Almanya'da, Amerika'da, her yerde bu tedbirleri görmek mümkün. Şu anda bir darbe girişiminin zeminindeyiz. Her taraf güllük gülistanlık değil, dolayısıyla biz tedbirimizi alacağız, adımlarımızı ona göre atacağız. Normalleşme sürecine girdiğimizde bunlar azalmaya başlar. Bütün gelişmiş ülkeler neyi yapıyorsa biz de onu yapıyoruz. Parlamento, Cumhurbaşkanlığı binası, Başbakanlık binası vuruluyor. Ama Batılı dostlar bu bombaların hiçbirini görmüyor. Herhalde bu ülkenin en üst yöneticileri vesaireleri öldükten sonra görecekler, bunun beklentisi içindeler, ondan sonra da zil takıp oynayacaklar.
AB'YE: DARBENİN ARKASINDA MISINIZ?
Fransa ve Türkiye'deki OHAL uygulamalarının farklı olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa'daki olayın sıradan bir terör eylemi Türkiye'dekinin ise devleti ele geçirmeye yönelik silahlı bir darbe girişimi olduğuna dikkati çekti. Bu ikisi arasında ayrım gözetilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "AB yetkililerine sormam lazım: Darbenin arkasında mısınız, demokratik hukuk devletinin yanında mısınız?" ifadesini kullandı.
'ÖZEL TEMSİLCİMİ GÖNDERECEĞİM'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ lideri Fetullah Gülen'in iadesiyle ilgili bir soru üzerine, "Amerika bugüne kadar istediği teröristlerde bize belge mi verdi? Biz onlardan hiçbir belge talep etmeden istedikleri teröristleri veya suçluyu kendilerine verdik. Ama şimdi bir darbe girişiminde bulunan Fetullah ile ilgili biz kendilerinden bunu istiyoruz, onlar hala bizden belge vesaire istiyorlar. Gerekirse ben Dışişleri Bakanımı, Adalet Bakanımı, özel temsilcimi, ABD'ye göndererek muhataplarıyla görüşmelerini sağlayacağım" dedi.
'DEREYİ GEÇERKEN AT DEĞİŞTİRİLMEZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın görevlerine devamıyla ilgili sorusu üzerine şöyle konuştu: Sayın Başbakanımla değerlendirmesini yapar, nihai kararımızı veririz. Şu anda geçiş sürecindeyiz. Bizde bir söz var, 'Dereyi geçerken at değiştirilmez.' Şu anda arkadaşlarımızla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Açık söylememiz lazım, bir istihbarat zaafı var. Amerika'da ikiz kuleler vurulduğu zaman kimse "İstihbarat ne yaptı?" diye sormadı. İstihbarat görevden alındı mı? Fransa'da da istihbarat zaafı yok mu? Var. Zaman zaman olabiliyor. Gerek MİT Müsteşarımız gerek Genelkurmay Başkanımız, görevden alınmalarıyla ilgili "Tasarruf size aittir, sizler bu konuda bizimle ilgili hangi tasarrufta bulunursanız bizim buna karşı söyleyecek bir şeyimiz yok, vereceğiniz herhangi bir görevi de yapmaya yine devam ederiz" dedi. Bizde bu anlayış hakimdir.