Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) ilişkin, "Her kurum ve kuruluşumuzun içerisinde bu örgütle bir türlü irtibatı, iltisakı olan bireyler tespit ediliyor. İlgili raporlar çerçevesinde listeler zaten hazırlanmış durumdaydı ama bunu yaparken de sadece bir çevreye mensubiyetten dolayı insanların işinden gücünden edilmesi değil, bir örgüte intisapları dolayısıyla böyle bir kararın alınması gerekiyordu" dedi.
Kurtulmuş, Kanal 7'de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını cevapladı.
Kamu kurumlarındaki görevden almaların hatırlatılmasının ardından, "Bunlar önceden tespit edilmiş ya da bu darbe girişiminde bizatihi bulunmuş kişiler midir? Netleşmiş bir durum üzerine hareket edilmiş midir, yoksa şüphe üzerine mi hareket ediliyor?" sorusunu Kurtulmuş, şöyle yanıtladı:
"Uzun zamandır Türkiye'de Fetullahçı Terör Örgütü ile ilgili, devlet en üst düzeyde alarmdaydı. Birçok MGK toplantısında FETÖ ile ilgili alınan tedbirler masaya yatırıldı ve bunlar kamuoyuyla paylaşıldı. Bu örgüt, devleti yıkmaya teşebbüs eden, devleti ele geçirmeye teşebbüs eden bir terör örgütü olarak ortak mücadele edilmesi şart olan bir örgüt olarak görüldü. Bu anlamda devletin güvenlik belgelerinin içerisine girmiş olan bir örgüttür. Bir yapılanmadır. Bununla ilgili olarak bu sadece AK Parti'nin ya da mevcut hükümetin bir işi değildir, bir devlet güvenlik konseptinin çerçevesinde alınması gereken bir konudur. Bununla ilgili olarak da ilgili birimler, Devlet Denetleme Kurulu, Başbakanlık Teftiş Kurulu başta olmak üzere uzunca bir süredir çalışıyor."
"Her kurum ve kuruluşumuzun içerisinde bu örgütle bir türlü irtibatı, iltisakı olan bireyler tespit ediliyor. İlgili raporlar çerçevesinde listeler zaten hazırlanmış durumdaydı ama bunu yaparken de sadece bir çevreye mensubiyetten dolayı insanların işinden gücünden edilmesi değil, bir örgüte intisapları dolayısıyla böyle bir kararın alınması gerekiyordu." diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Şimdi ortada bir terör örgütü var. Bu terör örgütü, hele hele bazı safların, 'Nasıl terör örgütü olur bu, ellerinde silah bile yok' diye maalesef zihin arkalarından korumaya çalıştıkları bir örgütün ellerinde uçaklarının, helikopterlerinin, tanklarının, tüfeklerinin olduğu ortaya çıktı. Bunların çok kötü niyetli, din kisvesi adı altında bu memlekette dini, imanı, vatanı, bayrağı da yerlere seren bir örgüt olduğu ortaya çıktı. Halkına karşı canice hareket edebilen bir örgüt olduğu ortaya çıktı."
Devlet kurumları içerisinde bu örgütle iltisaklı olanlar hakkında da ilgili birimlerin kararlarını verdiğini, açığa aldığını dile getiren Kurtulmuş, "Bunlarla ilgili tabii ki bir kısmıyla ilgili adli soruşturmalar yapılacak. Şu anda kamu kurum ve kuruluşlarındaki açığa alınmalar, her kurumun kendi bünyesindeki disiplin soruşturmaları kapsamında açığa alınmalardır. Bu insanların aralarından bir kısmı da örgütle intisapları ortaya konularak adli soruşturmaların konusu olacaklardır." diye konuştu.
- "Toplumsal duyarlılıklar tabii ki gözardı edilemez"
Kurtulmuş, meydanlardaki vatandaşların "idam" konusunu bir talep olarak dile getirdiğinin aktarılmasının ardından böyle bir düzenlemenin Mecliste yapılıp yapılmayacağı sorusu üzerine, Türkiye'nin mevcut hukuk sistemi içerisinde idam cezasının olmadığını hatırlattı. İdam cezasının getirilebilmesi için bir anayasa değişikliğine ihtiyacın bulunduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Bununla ilgili olarak bunun bir de eskiye doğru yürütülmesi bakımından anayasaya geçici madde olarak bunun konulması gerekir. Bununla ilgili olarak da AK Parti'nin grup sayısı yeterli değil. Bu, Meclis gündemine gelir, Meclis gündeminde bunlar tartışılır, eğer Meclis bunu olgunlaştırırsa bu adım atılmış olur. Bu, bir toplumsal taleptir. Henüz şu anda hükümetin gündemine gelmiş böyle bir çalışma yok. TBMM'ye gelmiş bir çalışma yok ama nihayetinde siyaset, toplumsal taleplere karşı sağır, duyarsız kalamaz. Toplumda böyle bir duyarlılığın olduğunu görüyoruz ancak şu andaki esas temel işimizin de bu darbe teşebbüsünün savuşturulması ve bunların etkilerinin ortaya konulması olduğunu ifade etmek istiyoruz. Henüz bu konuda hükümetin gündemine gelmiş olan bir çalışma yok ama toplumsal duyarlılıklar tabii ki gözardı edilemez." değerlendirmesinde bulundu.
- "Artık bu işin lamı cimi kalmamıştır, daha ne delil verelim"
Fetullah Gülen'in iadesine ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, şimdiye kadar, "Delillerinizi ortaya koyun, bize delil sunun, şunu yapın, bunu yapın" dediklerini anımsattı.
Daha evvelki birçok dosyada da adı geçen şahsın bir numaralı suçlu ve örgüt başı olarak iddialarla birlikte ortaya konulduğuna işaret eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bunlara karşı ABD'den olumlu cevap gelmedi. Artık bu işin lamı cimi kalmamıştır. Daha ne delil verelim? 208 kişinin katili olan bir örgütten bahsediyoruz. TBMM'nin üstüne bomba atmış, cani bir örgütten bahsediyoruz. Binlerce insanın üstüne ateş açılmış ve 2 bine yakın insanın yaralandığı bir olaydan bahsediyoruz. Sadece şöyle de düşünmemişler; 'Bir darbe yaparsın, ben bu hükümeti indireceğim, yerine başka bir hükümet koyacağım'. Bunlar, hükümet değiştirme gayesiyle değil, bunun çok üstünde bir gayeyle Türkiye'yi bir siyasi kaosun içerisine sokmak ve belki Türkiye'yi şehir şehir, kasaba kasaba, köy köy silahlı grupların çatıştığı bir Suriye durumuna düşürmek için bu darbeyi yapmışlar. Bunların bir hükmetme niyeti yok, Türkiye'yi yıkma niyeti, yönetilemez bir ülke haline getirme niyeti var. Nereden anlıyoruz? İlk işi Sayın Cumhurbaşkanımızı öldürmek üzere harekete geçiyor. Eğer o bombalar gerçekten hepsi tam isabet etseydi orada onlarca milletvekili şehit olacaktı."
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Gönlümüz arzu ediyor ki Türkiye bu kadar derin bir acıyı yaşarken, bu acı sadece toplumun bir grubunun değil de bütün 79 milyonun derin bir acısıyken bu insanlarımızın beklentilerini Amerikalıların karşılamasını isteriz. Gerçekten dostluğun, müttefikliğin gereği budur." dedi.
"Fetullah Gülen'in iadesi konusunda herhangi bir sinyal var mı?" sorusuna karşılık Kurtulmuş, "Demeçlerin bir kısmı işte tekrar bu durumu gözden geçireceklerini ortaya koyuyor ama artık sözden fiiliyata geçmeleri beklentimizdir. Öyle olmasını ümit ederiz." ifadelerini kullandı.
Ayrıntılar geliyor...