İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya sanıklar Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkanı Alper Taş, eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı avukat Ömer Faruk Eminağaoğlu, mimar Ayşe Mücella Yapıcı, tiyatro oyuncusu Orhan Aydın, avukat Can Atalay, Mehmet Şamil Altan ve Emre Öztürk katıldı. Birleştirilen dosya sanığı Rıdvan Turanoğlu ise duruşmaya gelmedi.
Kimlik tespitinin ardından savunmasına geçilen sanıklardan Alper Taş, "Hakkımda açılan iddianameden rahatsızım. Mahkemeniz karşısında böyle bir suçla ÖDP Genel Başkanı olarak bulunmaktan dolayı üzgünüm" diyerek, olay günü iç güvenlik yasa tasarısına ilişkin eleştirilerini dile getirmek için toplandıklarını ve yapılan toplantının da kesinlikle izinsiz olmadığını savundu.
Toplantı ve gösteri hakkının anayasal bir hak olduğunu ifade eden Taş, "Tarafımdan taşınmayan ve açılmayan bir döviz sebebiyle karşınızdayım. Kaldı ki bu dövizin içeriği de suç unsuru taşımamaktadır. İddianame, Türkiye'nin yargı süreci sonucu yaşadıkları durum neticesinde bir grubu baskı altına almak için yazılmıştır, hiçbir yasal dayanağı yoktur. Bu nedenle suçlamaların derhal düşürülmesini istiyorum." dedi.
"SAVCILIĞA KARŞI DAVA AÇACAĞIM"
Sanıklardan Mücella Yapıcı da iddianamenin hak ve hukukla hiçbir ilgisinin olmadığını öne sürerek, "Savcı bey kendi kendisine hakaret üretmiş ve bence bir anlamda kendisine hakaret etmiştir. Her iki suçlamayı da kabul etmiyorum, söz konusu döviz tarafımdan taşınmamıştır. Ben o dövizi dava açılınca tutanaklarda gördüm ve şahane bir mizah anlayışının ürünü olduğunu düşünüyorum. Hakkımda iddianame hazırlayan savcılığa karşı dava açacağım, suçsuzum beraatime karar verilsin." savunmasını yaptı.
Duruşmada savunması sorulan sanık Eminağaoğlu ise iddianamenin iktidarlar karşısında dik durulmadığını gösteren iddianame örneklerinden biri olduğunu ileri sürerek, bu iddianameye göre derhal beraat kararı verilmesi gerektiğini ve hiçbir suç unsurunun olmadığını savundu.
Eminağaoğlu, "Cumhurbaşkanına hakaret" suçunun anayasaya aykırı olduğu iddiasının iki mahkeme tarafından ciddiye alındığına ve bu suç maddesinin kaldırılması talepli dava dosyalarının Anayasa Mahkemesi'ne gönderildiğine dikkati çekerek, bu davanın da Anayasa Mahkemesi'nin kararı çıkana dek bekletilmesine karar verilmesini istedi.
Diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmediklerini belirterek, beraat talebinde bulundular.
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme, "anayasaya aykırılık" talebini Anayasa Mahkemesi'ne soran İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi dosyasının istenilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Adem Meral tarafından hazırlanan iddianamede, "Şüphelilerin kamuoyunda kabul edilirlik durumu olan olayları kullanmak suretiyle organize bir şekilde bu olaylardaki gerekçeleri dayanak gösterip izinsiz gösteri yürüyüşleri tertip ettikleri" ifade ediliyor.
İddianamede, şüphelilerin, kamuoyunda "iç güvenlik yasa tasarısı" olarak belirtilen yasa taslağın görüşülmesi ve mecliste kabul edilmesi aşamasında, söz konusu yasaya tepki amacıyla 21 Şubat 2015'te, "Birleşik Haziran Hareketi" adıyla, Beyoğlu Taksim tüneli önünde birleşip slogan atarak Galatasaray Lisesi önüne kadar yürüdükleri, önceden hazırladıkları basın açıklaması bildirisini bir başka olayın mağduru konumunda olan ve bu mağduriyet nedeni ile kamuoyu desteği alan Sami Elvan'a vererek okuttukları dile getiriliyor.
Gösteride asılan afiş kenarında resmi bulunan cumhurbaşkanına hakaret içerikli yazılar yazıldığı da belirtilen iddianamede, şüphelilerin, "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçlarından 2 yıl 6 aydan 7 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.