Ankara 36. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararında, MİT görevlilerinin, başbakanlığı döneminde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başbakanlık Resmi Konutu ile Keçiören'deki ikametgahındaki çalışma ofislerinde "böcek" olarak adlandırılan dinleme cihazı bulunduğu hatırlatıldı.
Araştırma sonucunda cihazların, 24-25 Kasım 2011'de yerleştirildiğinin belirlendiğine yer verilen kararda, "eylemin, Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığı Güvenlik Sistemleri Büro Amiri Serhat Demir ile Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi personeli Sedat Zavar, İlker Usta ve Enes Çiğci'nin de arasında bulunduğu emniyet mensuplarınca 'arama/tarama faaliyeti ve jammer testi' bahanesiyle yapılan çalışmalar sırasında" gerçekleştirildiği belirtildi.
Gizli tanık "Hançer-2014"ün ifadesi ve ibraz ettiği faturalara göre, dinleme cihazlarının Çiğci tarafından, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığının gizli ödeneği kullanılarak alındığının belirlendiği aktarılan kararda, Başbakanlık makamınca olayın aydınlatılması için İstihbarat Dairesi ve MİT Müsteşarlığının ortak çalışma yapması talimatı verildiği bildirildi.
Bunun üzerine 27 Şubat 2012'de MİT Müsteşarı ile Altıparmak'ın katıldığı bilgilendirme toplantısı yapıldığı, toplantıda Altıparmak'a, Serhat Demir, Sedat Zavar, İlker Usta ve Enes Çiğci'yi itham eden ve tanık ifadeleriyle desteklenen ciddi tespitler bulunduğu yönünde bilgi verildiği kaydedilen kararda, "Altıparmak'ın 24-25 Kasım 2011'deki çalışmaları gizleyerek, arama tarama ekiplerinin Başbakanlığa ait mekanlara 2010 öncesinde gittiği, son iki yıldır gitmedikleri yönünde yalan beyanda bulunduğu" anlatıldı.
"FETÖ/PDY ÜYESİ OLAN KİŞİLER İÇİN HİÇBİR İŞLEM YAPMADI"
"Altıparmak'ın, İstihbarat Daire Başkanlığının gizli ödeneğiyle alınan dinleme cihazlarının yasa dışı faaliyetlerde kullanılmasını engelleyecek hiçbir tedbir almadığı, cihazların envanterde kayıtlı olup olmadığını araştırmadığı, arama-tarama faaliyetlerine kimlerin katıldığının ve eylemin ne şekilde gerçekleştirildiğinin tespitine dair hiçbir çalışma yapmadığı" ifade edilen kararda, Altıparmak'ın, "soruşturmayı saptırmak için olayla doğrudan ilgisi olmayan kişiler hakkında istihbari dinleme faaliyeti gerçekleştirdiği, bununla birlikte kendisi gibi FETÖ/PDY üyesi olan kişiler için savunma refleksi geliştirerek, hiçbir işlem yapmadığı" kaydedildi.
Dinleme cihazı konulmasına ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 13 sanık hakkında dava açtığı, yargılama sonucunda sanıklardan dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdür Yardımcısı Sedat Zavar ile suç tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru İlker Usta'nın 7 yıl altışar ay hapse çarptırıldığı hatırlatılan kararda, aynı olayla ilgili, Altıparmak'ın da arasında bulunduğu 11 kişi hakkında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi olduğu gerekçesiyle başka dava açıldığı anımsatıldı.
Altıparmak'ın ise "siyasal casusluk ve haberleşmenin gizliliğini ihlal" eylemlerine bizzat iştirak ettiğine dair delil bulunamadığı aktarılan kararda, Altıparmak'ın eyleminin "görevi kötüye kullanmak" suçu kapsamında kaldığı kanaatine varılarak, bu suçtan hakkında dava açıldığı bildirildi.
Sanığın, savunmasında suçlamaları reddettiği belirtilen kararda, dosya kapsamına göre, dinleme cihazlarının konulmasına, bulunmasına ilişkin değerlendirmelerin, MİT tarafından, Altıparmak ve ekibiyle paylaşıldığı vurgulandı.
Buna rağmen Altıparmak'ın herhangi bir soruşturma süreci başlatmak yerine, ilgili personelle şifahi görüşmelerden edinilen bilgilere itibar etmek suretiyle personeli savunduğu ve kurumsal savunma refleksi geliştirerek, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar'a, önceki beyanlarından farklı olarak, kendi bilgisi olmadan ekibinin zaman zaman mezkur mekanlara arama-tarama faaliyetine destek olmak üzere gittiğini söylediğinin, Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunda açıklandığı kaydedildi.
Kararda, aynı raporda, olay tarihinde İstihbarat Dairesi Başkanı olan Altıparmak'ın bilgisi ve talimatları dışında, kendi personeli tarafından Başbakanlık ofislerine dinleme cihazı yerleştirilmesine ilişkin çok ciddi tespitler bulunmasına rağmen, bu konuda personelle ilgili gerekli denetim ve soruşturma prosedürünü başlatmadığı belirtildi.
Altıparmak'ın, bu personelle ilgili resmi soruşturma açma yetkisinin kendisinde bulunmadığını beyan ettiğine yer verilen kararda, buna karşın MİT'in, kendisiyle paylaştığı, personeli hakkındaki ciddi tespitlerin doğruluğu hususunda ön soruşturma ve denetimde bulunmasının, görevi gereği olduğu vurgulandı.
Oysa, aradan çok uzun süre geçtikten sonra ve Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunun ardından adı geçen şüpheliler hakkında adli ve idari soruşturma başlatıldığı aktarılan kararda, Altıparmak'ın kendi personelini ve kurumunu savunma refleksiyle bu hususta görev ihmali bulunduğunun anlaşıldığı bildirildi.
Kararda, bu sebeplerle Altıparmak'ın "görevi kötüye kullanmak" suçundan 3 ay hapse mahkum edildiği, duruşmadaki hal ve tavırları nedeniyle takdiri indirimle bunun 2 ay 15 gün hapse düşürüldüğü, suçun işleniş özellikleri ve sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak, kısa süreli hapis cezasının bin 500 lira adli para cezasına çevrildiği belirtildi.