İŞTE LATİF ERDOĞAN'IN YAZISINDAN ÖNE ÇIKAN BAŞLIKLAR...
Ben Alaeddin Kaya'yı Ankara'daki evinde misafir olduğumuz gün tanıdım. 1980 İhtilalinden sonraki günlerdeydi. Arandığını sandığımız Gülen'le birlikteydik. Yanımızda başka kimler vardı, şimdi hatırlamıyorum. Alaeddin Kaya matbaacılık yapıyordu. O günlerde sakallıydı. Başka İslami cemaatlerle de alakasının olduğu beraber olduğumuz kişilerden biri tarafından kulağıma fısıldanmıştı.
"FETÖ İLE İRTİBATI GÖRÜNENLERLE SINIRLI DEĞİL"
Alaeddin Kaya'yı daha sonraları sık sık gördüm. Zaman gazetesinin imtiyaz sahipliği ona verildiğinde, görüşmelerimiz daha da sıklaştı. Her ay mutat yaptığımız İl İmamları toplantısında, Ankara'yı temsil eden grup arasında o da vardı. Demem o ki, Alaeddin Kaya içten bir isimdir, dolayısıyla FETÖ ile olan irtibatı dıştan görünenlerle sınırlı değildir. O dönemde, o ölçüde birisinin bileceği her şeyi o da bilir; çalışmalar adına neler yapılıyorsa, kendisine verilen görev çerçevesinde o da yapar.
"İŞİ PAPA'NIN ELİNİ ÖPTÜRMEYE KADAR VARDIRMIŞTIR"
Gülen'in üst düzey siyasilerle ve bürokratlarla arasındaki irtibatı deruhte eden kişilerden birisi de Alaeddin Kaya'dır. Nitekim Gülen, Çevik Bir'e gönderdiği mektubu onun aracılığı ile göndermiştir. Gülen'in Papayı ziyaretinde yanında bulundurduğu mahremlerden birisi de Alaeddin Kaya'dır. Ekranlardan seyrettiğimiz üzere işi Papanın elini öpmeye kadar vardıran kişidir. İlk defa Nuriye Akman'ı Gülen'le röportaja da o getirmiştir.
"HEP OLUMSUZ YÖNELERİNDEN BAHSEDİYORDU"
Bir gün Gazeteciler Yazarlar Vakfı'na gelmişti. Ben vakıfta danışmandım; Harun Tokak da başkanlığının son aylarını yaşıyordu. Paralel Yapı içinde benim yaptığım bir eleştiride beni ikna etmek için özel gönderilmişti. Üç-dört saate yakın sohbet ettik. Sohbetimizin yarısına kadar olan kısımda, hep bu yapının olumsuz yanlarından şikayet etti; sonra da sadede gelerek esas konuları konuştuk. Dediklerinden iki hususu faydalı olur düşüncesiyle naklediyorum.
BİRİSİ BEDİÜZZAMAN DİĞERİ İSE ATATÜRK'TÜR
Dedi ki: Geçenlerde Ali Ünal dahil bir grup arkadaşla oturduk. Hocaefendinin bu çelişkili söz ve davranışlarına bir izah bulmaya çalıştık. Herkes bir şeyler söyledi. Sonunda Hocaefendinin "değiştim" demesinin uygun olacağı hususunda mutabık kaldık; ve bu durumu kendisine bildirdik..
Yine dedi ki: Hayatımda hep iki kişinin en yakınında olmayı istemişimdir. Bunlardan birisi Bediüzzaman diğeri ise Atatürk'tür. Bak, dikkat et, Hocaefendi demiyorum. Niçin onlara en yakın olmayı istemişimdir biliyor musun; bu yakınlığı kullanarak onlara kendi düşüncelerimi yaptırtmak için..
Kendisini, Bediüzzaman'a ve Atatürk'e akıl hocalığı yapacak kadar üstün zekalı gören Alaeddin Kaya, şimdi ne oldu da, kırk senedir içinde bulunduğu Paralel Yapı'nın olumsuz yanlarından hiç haberi yokmuş da içinde benim adımı da saydığı kişilerin anlattıklarından sonra konuya vakıf olmuş saflığına bürünmüştür.
İÇİNDE GÜLEN'İNDE OLDUĞU BİR EKİP...
Naklettiğim birinci anlatının muhtemel işareti de şudur: Alaeddin Kaya, içlerinde Gülen'in de bulunduğu bir toplulukta yapılan istişare sonucu, savcılığa bir dilekçe ile başvurması, bu dilekçede söylediklerinin hepsinin bir senaryo olarak dillendirmesi, kararlaştırılmış o da kendisine verilen bu vazifeyi yerine getirmiştir. Niçin şimdi?
Çünkü, FETÖ için en hayati üniteler olan mülkiye (Vali, Kaymakam, Mülkiye müfettişleri) ve askeriyeye ait operasyonlara başlanacaktır. Bu operasyonları ertelemek ya da durdurmak için Paralel Yapı bir atraksiyona girmiştir. Alaeddin Kaya sembol bir isimdir. Hükümet içinde pek çok tanıdığı da vardır.
PAYLAŞACAKLARI HERKESTEN FAZLADIR
Fakat, Alaeddin Kaya'nın savcılığa yaptığı müracaatın hukuki bir karşılığı yoktur. Devlet tarafından birinci elden aranan bir insanın yapması gereken ilk iş gelip teslim olmak sonra da bütün bildiklerini devletle paylaşmaktır. Sanıyorum Alaeddin Kaya'nın devletle paylaşacağı bilgiler, özellikle Paralel Yapı'nın çeşitli dış mihraklarla girdiği bağlantılar hususunda paylaşacakları herkesten fazladır. Bu yönüyle de duyduğu pişmanlık, vereceği bilgiler ölçüsünde devletin bekasına matuf olmak üzere pek çok hayra vesile olacaktır.
"BÖYLE BİR İSTİFA DÜŞÜNÜYORSA..."
Alaeddin Kaya'nın Paralel Yapıdan istifasını savcılığa sunması da yanlış tercihtir. Eğer böyle bir istifa düşünüyorsa bunu doğrudan Gülen'e karşı ve yazılı ya da görsel basın aracılığıyla yapmalıdır. Hem de gerekçelerini bir bir sayarak. Alaeddin Kaya'yı doğruyu yeniden keşfetmiş olarak aramızda görmek bizleri elbette çok sevindirir. Samimiyet bedel ister...
Latif Erdoğan / Yeni Akit