Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana'da toplam yatırım maliyeti 1.1 milyar doları bulan 49 tesisin toplu açılışını gerçekleştirdi. Enerjisa Tufanbeyli Linyit Santrali'nin açılışı ile Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi'nde düzenlenen törenlerde konuşan Erdoğan, özetle şunları kaydetti:
Bizdeki bazı çevrecilerin, kömür, hidroelektrik ve nükleer santral karşıtı eylemleri hiçbirimizi yanıltmasın. Bunlara da çok fazla kulak asmaya gereği yok. Gereğini yapmak durumundayız. Benim için aslolan milletimin menfaatidir, ülkemin menfaatidir. Bunun karşısına dikilenlerin hepsi teferruattır. Bunu bir kenara koyalım. Bunların dikili ağacı yoktur bu ülkede. Her şeyin bunlar zaten karşısındadır.
13 yılda Adana'ya yaptıklarımızı teker teker saymaya kalksam, inanın burada sabahı ederiz. Artık bunları yaşıyorsunuz. Rahmetli Neşet Ertaş, merhum babasından ilhamla şöyle derdi, 'Aşkı ile çalışan yorulmaz' derdi. Aşk, aşk.. Aşkı ile çalışan yorulur mu? Dertli olan yorulur mu? Olay bu.
TERÖRE DEĞİL BURAYA BAK
ADANALI AFFETMEZ
Türkiye'de neler olduğunu, kimin hangi niyetle ne yaptığını Adanalı çok iyi bilir. Biz 'Yeni Türkiye' derken, birilerinin ısrarla eski Türkiye özlemiyle yanıp tutuşması gözünüzden kaçmıyor değil mi? Biz 'Yeni Anayasa' derken birilerinin ısrarla darbe anayasasına sahip çıkmasına Adanalı sessiz kalır mı? Biz Türkiye'yi terör belasından kurtarmak için gövdemizi taşın altına koyarken, bizi taşa tutanları Adanalı affeder mi?
Demokrasiye eyvallah, hak ve özgürlüklere eyvallah, hukukun üstünlüğüne eyvallah, ifade ve basın özgürlüğüne eyvallah, siyasetçinin kendini güvende hissetmesini sağlayacak dokunulmazlıklara eyvallah ama bunların hiçbirinin milletimizin birliğine, ülkemizin bütünlüğüne, devletimizin varlığına yönelik saldırılar için kalkan olarak kullanılmasına asla izin vermeyeceğiz.
DESTAN YAZIYORLAR
Burada öğretmen olarak görev yapan merhum Arif Nihat Asya en güzel şiirini Adana'da yazdı. Yine bir 23 Nisan töreni hazırlığı için öğrencilerine okutmak üzere içine sinen eser bulamayınca bir gece oturup, sabaha kadar bayrak şiirini yazmıştır. Tanışma fırsatını bulamadığım bu büyük şairin şiirleri, gönlümü titreten şiirler olmuştur.
Bayrak şiirini okuyup da yüreği kabarmayan herhalde kimse yoktur. Bayrak şiiri sakınmadan sözünü söyler: Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü. Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü. Işık, ışık dalga dalga bayrağım, senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Evet destan yazanlar burada. Destan yazacak olanlar da burada. Bugün kahraman askerlerimiz, polislerimiz, korucularımız bir kez daha albayrağımızın destanını yazdılar, destanını yazıyorlar.
Ülkemize ve milletimize yöneltilmiş son silahı bu topraklardan çıkarana, milletine kin kusan son çene kapatılana kadar bu mücadele bitmeyecek.
'HADİ ÇIK GEL, NE DURUYORSUN ORADA'
Kurtuluş Savaşımızı başlatan ve yürüten Büyük Millet Meclisimizin açılışının 96. yıldönümünü bir kez daha kutluyorum. Meclis açılmadan önce Adana'nın yiğitleri ne dediler; Adana'ya gavur geldi. Böyle diyerek dağa çıkıp, mücadeleyi başlattılar. Kadınların, çocukların, yaşlıların çektiği eziyet Adanalıyı adeta bıçak gibi bilemiştir.
Biz ne diyoruz, tek millet; Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Gürcüsü, Abazası, Romanı, Boşnağı, Arabıyla tek millet. 79 milyon biz tek milletiz. Bizi bölemeyecekler, bunu söyleyenlere vereceğimiz cevap bu. Tek bayrak; rengi şehidimizin kanı. Hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehidimizin ta kendisi. Her şehit bizim için bir yıldızdır. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Yoğrulduğu için bu topraklar vatandır. Tek devlet; Türkiye Cumhuriyeti devletimizden başka devlet var mı?
SUÇLU DEĞİLSEN GEL
Neymiş o, paralel devlet. Ne paralel devleti, Pansilvanya'da oturuyorsun, hadi çık gel, orada ne duruyorsun. Suçlu değilsen gel. Hepsi kaçıp gittiler. Ne demiştim, inlerine gireceğiz demiştim. Girdik mi, girdik. Hala devam ediyoruz.
NE DOLMABAHÇE MUTABAKATI? NEREDEN ÇIKTI BU MUTABAKAT?
Bize hakaret edenlerin kendi ülkelerinde benzer bir sıkıntıda (terör) neler yaptıklarını, yapabileceklerini biliyoruz, görüyoruz. Şu anda bize karşı takınılan tavır tam olarak ikiyüzlülüktür.
Biz bir yanağımıza tokat atana diğer yanağımızı dönmeyiz. Binlerce yıllık devlet geleneğine bir millet olarak hangi durumda ne yapacağımızı gayet iyi biliyoruz. Bugün kendi akıllarınca bizi tedip etmek için terör örgütlerinin sırtını sıvazlayanlar yarın aynı kuyuya kendileri düşeceklerdir.
Dün Meclis'te konuşma yapıyorlar siyasi partilerin başkanları. Bir tanesi iç savaştan bahsediyor, terör örgütü arkasında ya. Çıkmış ikide bir 'Dolmabahçe mutabakatından' bahsediyor. Ne Dolmabahçe mutabakatı? Nereden çıkmış böyle bir şey? Böyle bir mutabakat falan söz konusu değil. Bu iktidarın terör örgütüyle bir mutabakatı söz konusu değildir, olmamıştır. Bugün bize yöneltilen eleştirileri biz yarın onlara yöneltir miyiz bilmiyorum ama şurası bir gerçek ki içinde bulunduğumuz zor şartlarda insani ölçüleri kaybetmeyen bir millet olarak asla onlar gibi zalim olmayacağız.