Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Paralel Devlet Yapılanması (PDY) ile mücadelede en kritik kurum. Zira yapılanmanın en etkin olduğu yerlerin başında yargı geliyor. HSYK, Ekim 2014 seçimlerinden bu yana PDY ile mücadelede epey mesafe aldı. Geçtiğimiz günlerde başkan vekilliğini devralan 2'nci Daire Başkanı Mehmet Yılmaz, ilk kez SABAH'a konuştu. "Yargıda Gülen Örgütü yapılanmasına geçit vermeyeceğiz. Bu yapının hukuk dışı, maksatlı eylemleriyle ilgili gereken ne varsa yapılacak" diyen Yılmaz, sorularımıza özetle şöyle cevap verdi:
MÜFETTİŞLER ÖRGÜTÜ SAPTADI
2014'te iş başına gelen yeni HSYK'da neler değişti?
2010'da gerçekleşen referandumla Anayasa'nın HSYK ile ilgili maddesinin değiştirilmesi sonucu oluşan HSYK hâkimiyetini bir grubun ele geçirmesi ile her şey çok daha kötüye gitti. Devlet otoritesine tabi olmayan bu grup, 17-25 Aralık sürecinin yaşanmasına sebep oldu. 17-25 Aralık'ta yaşananlar topyekûn bir farkındalık yarattı. O güne kadar dağınık ve umutsuz bir şekilde yargıda yaşanan perişanlığı izleyen, hukukun evrensel değerlerine sahip hâkim ve savcılar bir araya gelerek, yargının kötü gidişine 'dur' demeye karar verdi. Bilinenin aksine bu muhafazakâr, milliyetçi ve sosyal demokrat hukukçuların ideolojik birlikteliği değil, hep hukuk içinde kalan, hukuk zemininde hareket edenlerin isyanı idi.
Hukuk dışı olarak görülen eylemler neler ve bunlarla ilgili hangi soruşturmalar yapıldı?
17-25 Aralık soruşturmasında 3 ayrı savcı tarafından farklı konulara haiz soruşturmaların aynı zamanda operasyona dönüştüğünü, zabıtadan alelacele getirilen fezleke ve eklerinin yer aldığı mühürlü çuvalın mührünün sökülüp çuval açılmadan şüpheliler hakkında, gözaltı ve yakalama kararları verildiğini, hiçbir araştırma yapmadan malvarlıklarına ve şirket hisselerinin tamamına el konulduğunu tespit ettik. Ayrıca 25 Aralık soruşturmasını yürüten Savcı Muammer Akkaş'ın soruşturmayı, usulsüz ve yetkisiz olarak UYAP'a da kaydetmeden yürütmeyi sürdürdüğü, usulsüz dinlemelerin gerçekleştirildiği ve tüm bu hukuka aykırı işlemlerin Fetullah Gülen'e bağlı örgütün hükümeti devirmek amacı ile gerçekleştirildiğinin müfettiş raporu ile saptanması üzerine 17-25 Aralık soruşturmalarında görev alan savcı ve hâkimleri uzaklaştırıp kovuşturma izni verdik.
'AYM, O HâKİMLERİ SUÇLU BULDU'
"Anayasa Mahkemesi, İstanbul'da Paralel Yapı'ya mensup tutuklular için korsan tahliye kararı veren hâkimlerle ilgili kararında 'Kasıtlı biçimde hâkimlik konumunu kötüye kullanarak birlikte hareket ettikleri kişileri tahliye etmeye yönelik eylemde bulundular' diyor. Hâkimler sadece görevini yaptıkları için, kanaatleri nedeniyle suçlanıyorlar iddiası, 'Can Dündar'ın tutuklanmalarında hak ihlali var' diyen AYM tarafından dayanaktan yoksun bulunuyor. Bu karar, HSYK'nın hukuk içinde kaldığının kanıtı."
'17-25 ARALIK HâKİM VE SAVCILARI TERÖRDEN YARGILANIYOR'
Bu soruşturmalarda hâkim ve savcıların Gülen Grubu ile emir komuta zinciri dâhilinde hareket ettikleri yönünde somut bulgular tespit edildi mi?
"Kovuşturma izni nedeniyle açılan davalardan 17-25
Aralık süreci hâkim ve savcıları ile MİT TIR'ları savcıları
Yargıtay'ın terör suçları ile görevlendirilen 16. Ceza Dairesi'nde
yargılanıyor. Yine İstanbul'da casusluk, darbe ve Gülen terör
örgütüne üye olmak suçlarından tutuklu 63 şüpheli hakkında
usulsüz tahliye kararı verilmesine neden olan hâkimler (Metin
Özçelik ve Mustafa Başer) hakkındaki kamu davasında da aynı
suçlama var ve onlar da 16. Ceza Dairesi'nde tutuklu olarak
yargılanıyorlar. Gereken neyse hukuk içinde yapılacak."