DAVUTOĞLU, ERDOĞAN İLE FİKİR AYRILIĞI İDDİALARINA YANIT VERDİ
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Finlandiya ziyaretinin ardından gündemdeki konuları beraberindeki gazetecilere değerlendirdi. Davutoğlu'nun sözlerinden satırbaşları şöyle:
İSTİŞARE EDİYORUZ: (Terörle mücadele devam ederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çözüm süreciyle ilgili açıklamalarında bir çelişki olup olmadığı yönündeki soruya) Bu tartışmayı başlatanların bir kısmı terörle mücadele konusunda kararlılığımı sorgulama cüreti gösteriyor. Cumhurbaşkanımızla aramızda kararlılık konusunda milim fark yok. Her şey istişare edilerek birlikte yürütülüyor. Eğer silahlar terk edilir, silahlı mücadele anlayışı tamamıyla terk edilirse, siyasi alanda Türkiye'de her şey konuşulabilir. Bundan kastım, silahların terk edilip konunun siyasi alana hasredilmesiyle ilgilidir. Ama silahların mutlak anlamda bırakılması; Cumhurbaşkanımız 'gömülmesi' diyor, ben 'mağmaya kadar gömülmesi' diyorum. Mutlak bir silahsızlanma gerçekleşmeden bir gelişme olması mümkün değil. Bu bir ön şarttır.
VATANDAŞLIKTAN ÇIKARMA: Şu anki mevzuatımızda terörle ilişkisi dolayısıyla birisinin vatandaşlıktan çıkması mümkün değil. Sayın Cumhurbaşkanımız, buna ihtiyaç olduğu kanaatindeyse, terörle mücadelede bir fayda getirecekse, bunun hukuki veçheleri incelenir, diğer hususlara bakılır çalışma yapılır, ama şu anki mevzuat gereği böyle bir durum yok. Üzerinde çalışılması gereken bir konu.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ: Son dönemde, özellikle uluslararası medyada, Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı o kadar ağır hakaretler oldu ki bunun basın özgürlüğü ile alakası yok. Nitekim Almanya'da bir televizyon programında Cumhurbaşkanımıza hakaret edildi. Orada sarf edilen sözler var ya, bir insanın başka bir insana zikretmesi mümkün değil. Türkiye Cumhuriyeti'nin onurunu, haysiyetini temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamındaki Cumhurbaşkanımızdan söz ediyoruz.Bunları her yerde gündeme getireceğiz ve Cumhurbaşkanımıza ve Türkiye'de değer verdiğimiz sembollere dönük her türlü hakaret, saldırı karşısında tavrımızı açık net ortaya koyacağız.
"CHP'NİN CESARETİ YOK, BİZE DÜŞEN SÜRECİ BAŞLATMAK"
Başbakan Davutoğlu, Türkiye'ye resmi bir ziyaret gerçekleştiren Bosna Hersek Başbakanı Denis Zvizdiç'i Çankaya Köşkü'nde resmi törenle karşıladı. Başbaşa ve heyetlerarası görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Davutoğlu, şunları söyledi:
(Dokunulmazlıkların kaldırılması) CHP, önce ne yapacağını bilemedi, sonra karşı teklif gibi bazı teklifler getirdi. Son olarak ifadelerinden anlaşılıyor ki bu meydan okumanın karşısında olumlu bir cevap verecek cesaretleri, yürekleri, temiz vicdanları yok. Şimdi bize düşen, ne yapacağımız hususu, bu çerçevede anayasada değişiklik, geçici anayasa maddesi içinde olmak üzere yaparak süreci başlatmak. Biz, bu konuda süreci derhal başlama talimatını da arkadaşlara verdim.
(Galip Ensarioğlu'nun yasama, yürütme, yargı açıklamaları) Türkiye anayasal çerçevesi belli olan demokratik hukuk devletidir. Yargı, kesinlikle bu anlamda yürütmeden veya yasamanın etkisinden bağımsız olarak işlevini sürdürmekte. Bunların birbirlerin tahakküm ettikleri gibi bir algıyı yansıtmak, bu konuda bir hükümde bulunmak doğru değildir. Türkiye, demokratik hukuk kuralları içinde yasama, yürütme ve yargının sınırlarının belli olduğu bir çerçevede politika yürütmektedir.
(İsrail ile görüşmeler) Bugünlerde görüşmeler sürüyor. En başından temel ilkelerimiz belli, eğer taleplerimiz karşılanırsa atılacak adımlar bellidir. Önemli bir zeminde seyrettiğini ifade edebilirim. Ardından Zvizdiç ile birlikte Türkiye-Bosna Hersek İş Konseyi çalışma yemeğine katılan Davutoğlu, iki ülke arasındaki ticaret hacminin en kısa sürede 1 milyar dolara çıkarılması gerektiğini söyledi.
ORKESTRA ŞEFİ PARALEL
Bu Stalinist HDP ile tek partici CHP arasında hiç fark yok. Biri Kürt Baası, biri Türk Baası. Şimdi tekrar birileri onlara 'bir araya gelin' diyor. Bunların arkasındaki orkestra şefi Paralel Yapı'dır. Onun arkasındakini de artık siz tahmin edersiniz.