Türkiye'nin hızlı büyüyen ve ''öncelikli pazar'' diye tanımlanan bir ülke olduğunu ve ABD Başkanı Barack Obama ile ABD Ticaret Bakanı Penny Pritzker'e, Türkiye'deki fırsatları her vesileyle anlattığını belirten Erdoğan, "Hükümetimiz de bu konuda çok ciddi gayret gösteriyor. Ancak Amerikalı yatırımcıların Türkiye'ye bakışlarında biraz ürkek davrandıklarını görüyorum" ifadesini kullandı.
Erdoğan, salonda bulunanlara, "Sizlerden, Türkiye'nin sunduğu avantajları öncelikle kendi ekonomik menfaatleriniz açısından doğru şekilde değerlendirmelerinizi bekliyorum" diyerek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bugüne kadar ülkemize yatırım yapıp da pişman olan, hukuka aykırı uygulamalara maruz kalan, kazandığı parayı istediği gibi tasarruf etmekte zorlanan hiçbir iş adamı yoktur veyahut parası Türkiye'de kalan yoktur. Ama dünyanın değişik yerlerinde parasını hala yatırım yaptığı ülkeden çekemeyen çok iş adamlarını biliyorum.
Bölgemizde birtakım sorunların yaşandığı, bunların olumsuz yansımalarının ülkemizde de hissedildiği elbette bir gerçektir. Ancak bunlar, Türkiye'nin hedefleri doğrultusundaki yürüyüşünü ve kararlılığını hiçbir şekilde engelleyemez. Terörün demokrasimize, kamu düzenimize ve ekonomik gelişmemize zarar vermesine asla izin vermeyeceğiz."
"ÜLKEMİZİN BU ANLAŞMANIN DIŞINDA BIRAKILMASINI İSTEMİYORUZ"
Her alanda reform programlarının devam ettiğini bildiren Erdoğan, beraber iş yapmanın, beraber kazanmanın, istihdam oluşturmanın ve refahın gelişimine katkı sağlamanın amaçları olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelişen ve önemli fırsatlar sunan bir pazara zamanında girmenin, orta ve uzun vadede büyük kazançlar getireceğine işaret etti.
Şimdi Türkiye'de veya Türkiye'ye yatırım zamanı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, ABD ve Avrupa Birliği (AB) arasında müzakereleri devam eden Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı anlaşmasıyla ilgili görüşlerini de ifade etmek istediğini vurguladı.
Erdoğan, söz konusu anlaşmanın sadece ekonomik büyümeyi canlandırmayı içermediğini anlatarak, şunları kaydetti:
"Bu anlaşma Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin her alanda derinleştirilmesi için de bir vesile olarak görülüyor. Ticaretin kurallarını, üretim ve ürün standartlarını yeniden belirleyecek olan bu süreç, bir ticaret anlaşmasının çok ötesinde küresel anlamlar taşımaktadır. Ülkemizin bu anlaşmanın dışında bırakılmasını istemiyoruz. Türkiye ile Avrupa Birliği arasında var olan Gümrük Birliği nedeniyle bu anlaşmanın, ülkemizin ekonomisi üzerinde ciddi sonuçları ortaya çıkacaktır.
Anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle Amerika Birleşik Devleti menşeli ürünler, Avrupa Birliği piyasası üzerinden ülkemize serbest girebilecektir. Buna karşılık Türk menşeli ürünler aynı ayrıcalıktan yararlanamayacaktır. Ülkemizin böyle bir haksızlığa uğramasını önlemek için Avrupa Birliği ile paralel şekilde ABD ile bir serbest ticaret anlaşması akdetmek veya bu anlaşmaya katılmak arzusundayız."
Hangi formül benimsenirse benimsensin, bu çerçevede gerekli taahhütleri üstlenmeye hazır olduklarının altını çizen Erdoğan, geçen yıl AB ile Gümrük Birliği'nin güncelleme çalışmalarının başlatıldığını anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türk ve Amerika Birleşik Devletleri iş dünyasından, anlaşmaya taraf olmamıza veya ülkemizin ABD ile bir serbest ticaret anlaşması imzalamasına kuvvetli destek verilmesini bekliyoruz. Bu durum her iki tarafa da sayısız faydalar sağlayacaktır. İstihdam artışı ve teknoloji transferini de kolaylaşacaktır. Bu yaklaşımın yönetime, kongre üyelerine, iş çevrelerine, siyasetçilere, karar mekanizmalara doğru şekilde izah edilmesinde sizlerin de katkısı çok büyük önem arz etmektedir. Ortak geleceğimizi birlikte inşa etme çağrımıza hepinizin olumlu cevap vereceğine inanıyorum."
Türkiye'nin tanıtım çalışmalarında son dönemde kullanılan "Türkiye potansiyelini keşfet" yazılı bir sloganın bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, "Sizlerin de hem Türkiye'nin hem Amerika Birleşik Devletleri-Türkiye ekonomik ve ticari ilişkilerinin potansiyelini keşfetmenizi temenni ediyorum" dedi.
Bu ortaklığın daha önce "stratejik ortaklık" olarak ifade edildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fakat Sayın Obama'nın Türkiye ziyaretinde İstanbul'da, 'Bu stratejik ortaklığı model ortaklığa çevirelim, bu çok daha anlamlı olur.' ifadesinden sonra bunu kullanmaya başladık, model ortaklık" diye konuştu.
Erdoğan, ABD ve Türkiye arasında uzun geçmişe ve güçlü temellere sahip ilişkilerin olduğunu, bunun ikili konular yanında, bölgesel ve küresel gelişmeler açısından büyük önem taşıdığını belirterek, "Çok geniş bir coğrafyada, terörle mücadeleden arz güvenliğine ve küresel ekonomik gelişmelere kadar geniş bir işbirliği alanına sahibiz. Hiç şüphesiz ABD dünyanın en güçlü ekonomisidir. Türkiye de dünyanın en büyük 17'nci, Avrupa'nın 6'ncı büyük ekonomisidir" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin 2023'te dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer almaya yönelik hedefini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"ABD ile ilişkilerimizin ekonomik boyutunu, siyasi düzeyiyle uyumlu hale getirme arzusu içerisindeyiz. Türkiye ve ABD arasındaki ekonomik ve ticari potansiyelin tam manasıyla hayata geçirildiğini söylemek mümkün değil. Bu eksiği gidermek için, bugün bu salonda buluşan ABD'nin önde gelen şirketlerinin değerli temsilcileriyle, az önce bir kısmıyla bire bir görüşmeler yaptım. Ardından 20 civarında şirket temsilcileriyle bir görüşmemiz oldu. Sizlerden ve yine bu salonda bulunan Türk girişimcilerimizden büyük beklentilerimiz var. G-20 üyesi iki büyük ülke arasındaki ekonomik, ticari ve yatırım ilişkilerini layık olduğu düzeye çıkarmak, şüphesiz ki sizlerin çabalarıyla mümkün olacaktır. ABD ile 2015 yılı ticaret hacmimiz ne yazık ki düşüşte, 17,5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Avrupa Birliği ile ticaret hacmimiz 150 milyar dolarken, ABD ile 20 milyar doların altında kalmamız, açıkçası bizi tatmin etmiyor. Türkiye, ABD'nin ticaret ortakları arasındaki ilk 20 ülke arasında dahi yer almıyor. ABD ise ülkemizin ticaret ortakları arasında 7'nci sırada kalıyor."
"BİR ÇEKİM ALANI OLUŞTURAN ÜLKEDİR TÜRKİYE"
Yatırımlar açısından ABD şirketlerinin Türkiye'ye artan ilgisini görmenin mümkün olduğunu aktaran Erdoğan, yine de mevcut durumun yeterli olmadığını söyledi.
Erdoğan, ABD'den Türkiye'ye son 8 yılda en fazla doğrudan yatırımın 2015'te gerçekleştiğini ifade ederek, "Ülkemizin, ABD'deki doğrudan yatırımları da 2015 yılında, bir önceki yıla göre çok ciddi artış gösterdi. Bunlar şüphesiz olumlu gelişmelerdir. Ancak ABD ve Türk şirketlerinin daha iyisini ve daha fazlasını yapabileceğini biliyor ve bunu bekliyoruz" yorumunu yaptı.
"Ekonomik alanda sergilediği üstün performans ve istikrarlı yapısıyla Türkiye, yakın çevresinde ve dünyada önemli yatırım merkezlerinden biridir" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sizleri burada Türkiye'ye daha fazla yatırım yapmaya davet ediyorum. Türkiye, yatırımcıların aradığı özelliklere fazlasıyla sahip, güçlü ve istikrarlı bir ülkedir. Şu anda 6 ayrı teşvik bölgesiyle aslında bir cazibe, bir çekim alanı oluşturan ülkedir Türkiye. Özellikle geçtiğimiz 13 yılda Türkiye, demokraside ve ekonomide tam bir başarı hikayesi ortaya koymuştur. Bugün artık ülkemiz, pek çok uluslararası şirketin ve kuruluşun bölgesel yönetim merkezi durumuna gelmiştir. Bu çerçevede, ABD Ticaret Odası'nın da dünyadaki ikinci temsilciliğini İstanbul'da açtığını hatırlatmak isterim. Bu tablo sadece coğrafi konumumuzun bir sonucu değildir. Bunun gerisinde, son 13 yılda temin edilen istikrar ile çarpıcı kalkınma hamleleri vardır. Geçtiğimiz 13 yılda milli gelirini 3 kat artıran, büyüme rakamlarında rekorlar kıran, sadece son 5 yılda 5 milyon kişiye istihdam alanı oluşturan, Avrupa'da kamu borcu en düşük ülkelerden biri olan Türkiye, bu başarıyı hak etmiştir. Ülkemize, 2003 yılından bu yana 165 milyar dolar doğrudan uluslararası yatırım yapıldı. İş adamlarımızın dünya çapında 50 milyar doların üstünde yatırımı mevcut. IMF'e göre Türkiye 2020'ye kadar yıllık ortalama yüzde 3,5 düzeyinde bir büyüme performansı gösterecek. Geleceğe yönelik umudun artırıldığı bir rakamdır, orandır bu. Biz bu rakamın kesinlikle yüzde 4'ün üzerinde olacağına inanıyoruz."
Erdoğan, Türkiye'nin 2015'te ihracatının 144 milyar dolar, ithalatının ise 207 milyar dolar olduğunu dile getirerek, "Türkiye, dünyanın müteahhitlik hizmeti ihraç eden firmaları listesinde dünyada ikinci sıraya sahip ülkedir. Müteahhitlerimiz, 2015 yılı sonu itibarıyla 107 ülkede, 323 milyar dolar değerinde, 8 bin 700'e yakın projeyi başarıyla tamamladı. 2023 vizyonumuzla ülke olarak bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz başarıları taçlandırmak istiyoruz" dedi.
"TÜRKİYE, DEVLET OLARAK ARKANIZDA OLACAKTIR"
Karşılıklı ticaretin geliştirilmesinde yatırımcılardaki çeşitli ön yargıların da engel oluşturduğunu bildiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Türk yatırımcısı, ABD ile olan fiziki uzaklık, rekabetçi ortam, mevzuat noktasındaki farklılıklar, iş yapma şeklindeki farklı sebeplerle buradaki pazara temkinli yaklaşıyor. Oysa Türk yatırımcıların bu ülkede önemli başarı hikayeleri vardır. Dünyanın en önemli piyasasındaki ekonomik dinamiklerden uzak kalarak, küresel anlamda markalaşmak ve rekabet gücü edinmek mümkün değildir. Bunun için küresel şirketler ve yatırımcıları sürekli ABD pazarından pay almaya çalışıyor. Türk yatırımcısının da aynı yolu takip etmesi gerekiyor. Dünyanın en büyük ekonomisini sadece finansal verilerle izlemek ve bu pazardaki rekabetten kaçınmak, büyük hedefleri olan ülke için kabul edilemez bir durumdur. Yatırımcılarımıza diyorum ki, büyük düşünün, orta ve uzun vadeli planlarınızı sağlam yapın, yerel firmalarla ortaklıklar kurun ve ticari ağlarınızı okyanusun bir diğer tarafına doğru genişletin. Bu yönde atacağınız adımlarda hiç şüpheniz olmasın ki Türkiye, devlet olarak arkanızda olacaktır.
Ticaret, neticede iki kişinin el sıkışmasıyla başlar ve oradan gelişir. Bu anlamda, Türk ve Amerikan yatırımcılarının daha fazla bir araya gelmeleri, projeler geliştirmeleri ve birlikte iş yapma kültürünü edinmeleri gerekiyor. Şu anda içimizde bu tür adımlar atmış birçok iş adamlarımız, girişimciler var, bunların sayısını daha da artması arzumuzdur. Elbette Amerikan yatırımcılarının da aynı yaklaşımı benimsemesi gerekiyor."