12 Eylül 1980 darbesinden sonra yaşanan siyasal ortam nedeniyle Almanya'ya yerleşen Ozan Ceyhun, önce Yeşiller Partisi sonra Alman Sosyal Demokrat Partisi'nde siyaset yaptı. Bir dönem Avrupa Parlamentosu'nda milletvekilliği de yapan Ozan Ceyhun, uzun süre Brüksel'de partisi adına çalışmalar yürüttü. Son dönemde Avrupa'daki Türk varlığı ile ilgili siyasi deneyimini Türkiye'ye taşımak için ülkemizde de siyaset yapan Ozan Ceyhun, geçtiğimiz hafta Belçika'nın başkenti Brüksel'deki canlı bomba saldırılarının sosyal ve siyasi etkisini yerinde incelemek üzere Brüksel'e gitti. Brüksel dönüşü Ozan Ceyhun ile izlenimlerini konuştuk.
UTANMASALAR FEHRİYE ERDAL'A NİŞAN VERECEKLERDİ!
-Ozan Bey Brüksel'den bugün geldiniz. En merak edilen soruyu soralım. Belçika yönetimi PKK, DHKP-C ve FETÖ gibi terör örgütlerine neden kucak açıyor?
Maalesef yeni bir durum değil. Belçika en başta olmak üzere Almanya, Fransa ve Hollanda gibi ülkeler oldukça uzun zamandır terör örgütü PKK'nın Türkiye'de aranan teröristleriyle dolmuş durumda. Belçika'nın DHKP-C konusunda tavrı tüm AB değerlerini ayaklar altına alan bir tavır. Sabancı cinayetinin sanıklarından Fehriye Erdal' utanmasalar Belçika Kraliyet nişanı bile verecekler. AB'nin başkenti olmakla övünen Brüksel kentinin terörist yuvası haline gelmesi AB için de utanılacak bir durum.
BRÜKSEL KOYNUNDA YILAN BESLİYOR
-DAEŞ terör örgütü de Belçika'da etkili mi?
DAEŞ militanları özellikle Belçika ve Fransa'da kök salmış durumdalar. PKK'lı teröristler de ağırlıklı olarak Almanya'da ağlarını örmekteler. Belki Sur'da olduğu gibi hendek kazmıyor ve barikatlar kurmuyorlar ama buna karşılık ülkede yerleşik hale gelmekteler. Bu da aslında hem AB hem Almanya ve diğer benzeri ülkeler için büyük bir tehlike. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın çok doğru tanımladığı gibi bu şekilde alında AB ülkeleri "koyunlarında yılan" beslemekteler. PKK terör örgütü mensuplar geçmişte Almanya'da da cinayetler işlediler. Hatta bir dönem Almanya'ya savaş açtılar. Otobanları işgal ettiler, polis arabalarını yaktılar ve bir çok polisi öldürmeye teşebbüs ettiler. Yarın aynısının tekrar yaşanmayacağını kim garanti edebilir.
TERÖRE KARŞIYSAN PKK/PYD'Yİ DESTEKLEMEYECEKSİN!
-DAEŞ militanları yurtdışından mı geliyor yoksa Avrupa'nın içinden mi?
Yanlış Suriye politikası bir yandan ve onlarca yıl müslüman gençleri dışlayan ve onları toplumun dışına iten politik hatalar sonucu DAEŞ militanlarının hiç biri eylem için Suriye'den kalkıp gelmiyor. DAEŞ'liler zaten Belçikalı ya da Fransız! Bu ülkelerde doğmuşlar ve büyümüşler ve de ülkeleri avuçlarının içi gibi biliyorlar. Paris'te aynı anda bir çok yerde kanlı eylemler yapacak kadar kente "yabancı" değiller. Brüksel'de havaalanındaki güvenlik zaafiyetini bilmeseler eylemi yapamazdılar.
AB ülkeleri DAEŞ'e karşı savaştıklarını söylüyorlar. DAEŞ'e karşı savaşmak PKK'yı ya da onun Suriye'deki uzantısı terör örgütü PYD'yi desteklemekle olmaz!
TÜRKİYE BASTIRMASA PKK ÇADIRINI BİLE KALDIRMAYACAKLARDI
-Saldırıdan sonra Brüksel'e gittiniz. İzlenimleriniz ne oldu?
Salı günü Brüksel'de bombalar patladıktan sonra AB Komisyonu binasının oraya gittim. Çünkü adım gibi biliyordum ne göreceğimi! Alçak terör eylemleri yapan PKK'nın propaganda çadırı orada durmaktaydı. Neyse medyamız yeterince üstüne gitti ve Belçikalı yetkililer utandı da bu insanların teröristler tarafından katledildiği günün ertesi teröristlerin çadırı kaldırıldı.
AB ülkeleri ulusal düzeyde terörle başa çıkamazlar. Uluslararası işbirliği şart. Ama DAEŞ'ten daha tehlikeli olan PKK'yı kollayarak işbirliği olmaz. Türkiye olmadan DAEŞ'e karşı başarı şansları yok. Türkiye ile işbirliği de terörizmin her türlüsüne karşı savaşmayı gerektirir.
Ulusal ucuz çıkarlar nedeniyle destekledikleri PKK ya da PYD gibi terör örgütleri için Avrupa'yı aynı DAEŞ için olduğu gibi yaşanmaz hale getirmek zorundalar.
ERDOĞAN'IN AÇIKLAMASI AKILLARINI BAŞLARINA GETİRDİ
-Curhurbaşkanı'nın "Biz sınırdışı ettik Belçika korudu" şeklindeki açıklamaları Brüksel'de nasıl yankı buldu?
Gerçek ortaya çıktı. Çok konuştukları ama pratikte mücadeleyi doğru dürüst yürütemediklerini gördü herkes. Teröristi Türkiye yakalayıp teslim ediyor. Ancak Hollanda ve Belçika arasında bir işbirliği yok. Alman polisi daha yeni açıkladı teröristlerden birinin daha önce Bavyera'da bir otelde kaldığı tespit edilmiş. Ancak Belçika Almanya'yı uyarmadığı için o da "turist "gibi normal kaydedilmiş.
Tekrar ediyorum teröre karşı uluslararası işbirliği şart. Hele AB ülkeleri arasında işbirliği olmazsa olmaz! Ancak daha birbirlerine komşu olan AB ülkeleri bile birbirlerini desteklememekteler. Öte yandan öyle AB ülkeleri varki PKK'yı kırmızı halı ile karşılamakta. Güney Kıbrıs bunların başında gelmekte. Yunanistan'ın Türkiye'yi kana bulayan terör grupları ile pratiği de AB adına tam bir skandal.
TÜRKİYE TERÖRÜN HER TÜRLÜSÜYLE TEK BAŞINA MÜCADELE EDİYOR
-Türkiye DAEŞ ile mücadelede üzerine düşeni yapmıyor deniliyor. Bu tezvirata bizim yerli medya da malzeme taşıyor. Burada bir haksızlık yok mu?
Türkiye'yi DAEŞ'i destekliyor diye suçlamayı sevenler Türkiye'nin binlerce DAEŞ'li yabancı savaşçıyı yakalayıp ülkelerine geri gönderdiği gerçeğini de aslında çok iyi bilmekteler. Türkiye görevini dört dörtlük yapmakta. Türkiye üzerinden Suriye'ye geçmek isteyenler yakalanırken Türkiye diğer yandan adları ister DAEŞ, ister PKK, ister PYD ya da DHKP-C olsun hepsine karşı topyekün mücadele vermekte. Hali hazırda terörizmin her türlüsüne karşı mücadele eden tek ülke Türkiye dünyada! AB kamuoyu da kendi ülkelerinde bombalar patladıkça ve insanlar öldükçe ve de Türkiye'nin yakalayıp iade ettiği teröristlerin AB ülkelerinde serbest dolaşıp eylem yaptığını gördükçe haklı olarak çileden çıkıyor.
BRÜKSEL'İN HALA AKLI BAŞINA GELMEDİ
-Son terör saldırısı ile birlikte Batının teröre ve teröriste bakışı değişir mi?
Keşke öyle olacak diyebilsem. Ancak AB ülkelerinde PKK ve PYD terör örgütlerinin hangi "salakça" tezlerle desteklendiğini gördükçe buna inanmam güç. AB ülkelerinde sadece sokaktaki vatandaş değil güya görmüş geçirmiş politikacılar bile gerçekten "aptalca" "PKK ve PYD DAEŞ'e karşı savaşıyor onun için dokunmayalım" onlara gibi saçmalıklara inanmaktalar. Oysa ne PKK ne de PYD ele geçirmek istedikleri Suriye ve Irak topraklarında mecbur kalmadıkça DAEŞ'e tek kurşun sıkmıyorlar. Hatta işbirliği yaptıkları da ortada. Bir çok terör eyleminde kimin PKK'lı, kimin PYD'li ve kimin DAEŞ'li olduğunu ayırt etmek bile güç. PYD'nin eğittiği PKK'lı canlı bomba onlarca insanı katlediyor. PKK'dan devşirme DAEŞ'liler insanları öldürüyor. Hatta bu terör örgütlerinin kimi zaman Suriye'nin eli kanlı diktatörü Esed'in cinayet şebekesi El-Muhaberat servisi için taşeronluk yaptıkları da biliniyor. Batı bu gerçekleri görmedikçe ya da ucuz çıkarlar uğruna görmek istemedikçe terör daha çok can yakar.
AB'NİN TERÖR KONUSUNDA SAMİMİYETİNE İNANMIYORUM
-PKK çadırının Brüksel'den kaldırılması bunun ilk adımı olabilir mi?
Keşke öyle olsaydı. Ancak eğer biz gidip katliamların yapıldığı Salı günü çadırı fotoğraflamayıp, sosyal medyada sunmasaydık ve medyamız bu rezaleti her saat başı dile getirmeseydi o çadır kalkmazdı. Utandılar da kaldırdılar. Avrupa Parlamentosu'nda HDP temsilcisi kimliği ile akredite olan ve PKK terör örgütü propagandası yapan şahıslar diledikleri gibi gezip tozma özgürlüğüne sahip oldukça bir çadırı kaldırmaları pek bir şey değiştirmeyecek. Terörizmi öven insanlar muteber sayıldığı sürece ne Belçika ne de AB'nin bu konuda samimiyetine inanmak zor olacaktır.
BİZİM BATI'DAKİ TERÖR OLAYLARINA GÖSTERDİĞİMİZ HASSASİYETİ ONLARDAN GÖREMEDİK
-Benzer saldırılar Ankara ya da İstanbul'da olduğunda Batı'dan neden yeterli tepki göremiyoruz. Bu çifte standart neden?
Evet her alanda olduğu gibi burada da çifte standart ile karşı karşıyayız. Ankara'da yaşadığımız son terör eylemi sonrası bu kanlı eylem PKK tarafından yapıldığı halde Brüksel'de PKK'ya propaganda çadırı açma izni verildi.
Paris'te ilk saldırı sonrası Başbakanımızın uçağıyla giden heyette ben de vardım. Başbakanımız diğer liderlerle anma törenine katılırken biz de bir kaç kişi halkın arasına karışmış ve Türk bayrakları dağıtmıştık. İnsanlar bayraklarımızı alıp onurla taşıma istemişti. Dayanışma onları çok mutlu etmişti. Keşke Ankara, İstanbul saldırıları sonrası onlar da gelip bizim acımızı paylaşsalardı ve gelenler bizim Türk bayraklarımız yanında kendi ülkelerinin bayraklarını getirselerdi.
Çarşamba günü baş sayfalarını kapkara çıkaran tüm AB ülkelerinin gazeteleri biz Ankara ya da İstanbul'da acımızı yaşarken rengarenktiler. Ve daha da kötüsü bazları Türkiye aleyhine yazıları o günlerde bile sunmaya utanmadılar. Berlin'de Brandeburger Tor'un Fransız Bayrağı ya da Belçika bayrağı renklerine büründüğünü gördük ama ayyıldızlı bayrağımızı hiç görmedik. Fransız ya da Belçikalı katledildiğinde gösterilen hassasiyeti Türkler içinde göstermedikleri sürece kazanan hep terör olacaktır.
MÜLTECİLER KONUSUNDA AB İLE YAPTIĞIMIZ ANLAŞMA ÇOK ÖNEMLİ
-Türkiye ile AB arasında yapılan mültecilerle ilgili anlaşmayı inceleme imkanı buldunuz mu? Bir çözüm olabilir mi?
Evet çok iyi inceledim. Özellikle sığınmacılara yönelik olarak Türkiye'nin imzasını taşıyan anlaşma mükemmel. AB tarihinde ilk defa insan kaçakçılarına karşı etkin bir mücadele yöntemi gündeme geliyor. Ege denizini sığınmacılara mezar eden bu aşağılık insan tacirleri bu sayede kendilerine müşteri bulamayacaklar. İnsan tacirlerine varlarını yoklarını verip, güvensiz bir şişme bot ve su üstünde tutmayan sahte can yeleği ile yola çıkıp eğer azgın dalgalara kurban olmadı iseler ulaştıkları Yunanistan'dan iade edilecek olduğunu bilen hangi sığınmacı bu maceraya çıkar. Üstelik alternatifi de sunuluyorsa. Belki hepsi için değil ama legal yolu seçenler içinde bir kısmı için gerçekten gitmek istedikleri AB'ye de ulaşma şansı var ise! Ben bunun bir çözüm olduğuna inananlardanım.
AP milletvekili olarak İç İşleri Politikası uzmanlık alanımdı. İki buçuk yıl AB Komisyonu'nun İç İşleri Bütçesi rapörtörlüğü de görevlerim arasındaydı. Kaçak göç en çok uğraş verdiğimiz konuydu. İlk defa bu derece akıllı bir önerinin yapıldığına şahit oldum. AB ve sığınmacıların aslında "Teşekkürler Türkiye" demesi gerekir. Bu çözüm sayesinde insanlık kazanıyor. Ege sahillerimize çocuk cesetlerinin vurmamasını hepimiz isteriz.
TERÖR SALDIRILARI BATIDA İSLAMOFOBİYİ ARTTIRABİLİR
-Son terör saldırdıları mülteciler konusunda batının tavrını nasıl etkiler?
Çok doğru bir soru sordunuz. Maalesef DAEŞ terör eylemleri nedeniyle AB ülkelerinde islamafobi, müslüman ve sığınmacı düşmanlığı daha da artmakta. Bunu özellikle gündeme gelen seçimlerde görmekteyiz. Irkçı ve kafatasçı partiler her seçimde daha çok oy almaktalar. Daha terör bu boyutlara varmadan son Avrupa Parlamentosu seçiminde yüz civarında ırkçı milletvekili AP'ye seçildi ve şimdi orada zehirlerini saçmaktalar. Bir Yunanlı faşist ırkçı milletvekilinin biz Türklere yönelik iğrenç sözlerinden sonra AP Başkanı Martin Schulz tarafından oturumdan defedildiğini hatırlatırım. Korkarım bu tiplerin ve insanlık adına utanç verici konuşmaların sayısı artacak. Batı bu konuda büyük sorumluluk taşımakta. Geçmişte yaptığı büyük politik hatalar bugünlere neden oldu. Şimdi demokrasiye sahip çıkmayı beceremezlerse yarın durum çok daha vahim olacak.
VİZESİZ SEYAHAT KONUSUNDA ÜMİTLİYİM
-AB ülkelerine vizesiz seyahatle ilgili anlaşmada sona gelindi. Bunun uygulanmayacağını düşünenler var. Siz ümitli misiniz?
Elbette ümitliyim. Türkiye'den kaynaklanan bir engel olmayacağından eminim. Aslında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize uygulaması günümüzde insanlık adına bir utançdır. Türkler vizesiz seyahati AB'ye göç için kullanacakları yılları geride bıraktılar. O eski Türkiye yok artık. Yeni Türkiye ise bırakın terkedilmeyi hatta AB'de yaşayan Türkleriniz için yerleşmek için cazip ülke konumunda.
DEMİRTAŞ VİZESİZ SEYAHAT KONUSUNDA BİLE TÜRKİYE DÜŞMANLIĞI YAPIYOR
-HDP Eşbaşkanı Demirtaş'ın vizesiz seyahatle ilgili AB ülkelerine "uygulamayın" mesajını nasıl değerlendiriyorsunuz?
PKK terör örgütü destekçisi HDP eş başkanı Demirtaş'ın son demecini duydum ve çok şaşırdım. Nasıl bir Türkiye düşmanlığıdır bu? Dediğine göre vize kalkarsa Kürtler AB'ye göçermiş. PKK ve HDP Kürtleri rahat bıraksın yeter. Onların bir yere göçeceği yok. Ama HDP'liler illa gitmek istiyorsa PKK'lıların kollandıkları ülkelere gidebilirler. Onları tutan olacağını da sanmıyorum. Hoş HDP'ller vizesiz de gidebilirler, hizmetleri karşılığı onlara bu konuda yardımcı olur gitmek istedikleri ülkeler.
BRÜKSEL FETÖ YILANINI KOYNUNDA BESLİYOR
-Paralel yapının özellikle Belçika'da güçlü olduğunu biliyoruz. Türkiye aleyhinde faaliyetlerde bulunduğu zaman zaman medyaya da yansıyor. Araştırma imkanı bulabildiniz mi?
Paralel Yapı terör örgütü maalesef Belçika'da kolandıkları için güçlü. Yoksa hem AB nezdinde hem de özellikle AP'de artık esikisi gibi etkileri kalmadı. Sadece ulusal düzeyde Belçika'da aynı PKK ve DHKP-C gibi aynı kategoride "misafir "konumunda olduklarından etkinler. Bu konuda da Belçika bir gün "koynunda yılan beslemekten" pişman olduğunda inşallah geç kalmaz. Şimdilik Belçika başkalarının pul kolleksiyonu yaptığı gibi Türkiye'ye düşman terör örgütlerinin kolleksiyonunu yapmaya çok meraklı. Bakalım yarın neler olacak. Ben pişman olacaklarından eminim. Tek başına bunu paralel yapı terör örgütü başarır zaten!
İsa Tatlıcan - Sabah.com.tr