Başbakan Ahmet Davutoğlu Türk vatandaşlarına vize serbestisi sağlanması konusunda, "Ben tüm sözlerin yerine getirileceğinden eminim. Bu sıradan bir taahhüt değildir" dedi.
Brüksel'de yapılan Türkiye-AB Zirvesi'nin ardından AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile ortak düzenlenen basın toplantısında, Türk vatandaşlarına sağlanacak vize serbestisine ilişkin düşünceleri sorulan Davutoğlu, "Ben tüm sözlerin yerine getirileceğinden eminim. Bu sıradan bir taahhüt değil. Eğer konsey ve komisyon bu amaca bu denli adanmış durumdaysa bu konuda şüphe edemem" ifadesini kullandı.
Verilen tüm sözlerin tutulacağına inandığını belirten Davutoğlu, "Bugün Hollanda lideri de bizimleydi. Tüm temel kurumlar, bu kurumların liderleri ve temsilcileri haziran ayının sonuna kadar vize serbestisi için söz verdiler. Kurallar ve temel prensipler çerçevesinde yeni fasılların bloke edilmeden açılması, finansal destek sağlanması konusunda söz verdiler. Bugün uzun görüşmelerin ardından birbirimizi çok iyi bir şekilde anladığımızı düşünüyorum. Hepimiz sözlerimizi tutmak konusunda kararlıyız" diye konuştu.
Davutoğlu, Türkiye'de ifade özgürlüğüne ilişkin bir soruya ise "İfade özgürlüğü konusu bizim için temel bir değer. Sadece Avrupa Birliği'nin değeri değil, Türkiye demokrasisinin de değeri. Medyamızı takip edenlerin farkında olacağını düşünüyorum. İzleyenler birçok gazetenin hükümete karşı geldiğini, hepimizi ağır bir şekilde eleştirebildiğini görecektir. Bu düşünce özgürlüğüdür. Bizzat kendim eski köşe yazarıyım. Akademisyen olarak gazetelerde yazdım. Düşünce ve medya özgürlüğüne karşı en ufak sınırlamaya karşıyım" diye cevap verdi.
Zaman gazetesine kayyum atanması kararına ilişkin de Davutoğlu, "Bahsi edilen konu yasal bir durumdur, siyasi bir durum değildir. Savcıların iddiaları düşünce özgürlüğüne ilişkin değil, kara para aklamanın yanı sıra yasa dışı ağlar üzerinde işlenen belirli suçlara, polisi ve adli sistemi kullanmaya ilişkin. Çok sayıda Türk vatandaşının özgürlüklerine karşın bu medya organını kullanarak komplo oluşturmaya ilişkin. Suçlamalar bunlar. Ben burada yargılamak için bulunmuyorum. O mahkemeler karar verecek buna" değerlendirmesinde bulundu.
Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"İki hafta önce tutuklu iki gazeteci Anayasa Mahkemesi'nin kararı ile serbest bırakıldı. Bu gazetecilere ilişkin konu gazetecilik eylemlerine ilişkin değil, devletin gizli bilgilerini ifşa etmelerine ilişkindi. Birçok demokratik toplumda bu suçtur. Eğer Anayasa Mahkemesi bağımsız bir mahkeme olarak bu gazetecilerin serbest bırakılmasına karar veriyorsa; aynı bağımsızlık bu gazetenin gazetecilik yapmak yerine bireylerin özgürlüklerine zarar veren bir ağ oluşturduğunu değerlendirmek konusunda da geçerlidir. Bu bir iddia ve mahkeme yargılayacaktır. Her iki mahkeme de karar vermekte bağımsızdır. Her bu iki konuda da benim ya da hükümetimin hiçbir etkisi olmamıştır. Bu tamamen yasal bir süreçtir."
Başbakan Davutoğlu, "Düşünce özgürlüğü bizim ortak değerimizdir. Bu değer her zaman Türkiye'de korunmuştur ve korunacaktır" dedi.
Avrupa'daki sığınmacıların Türkiye'ye gönderilmesinin uygulanabilirliği sorulan AB Komisyonu Başkanı Juncker da Türkiye'nin güvenli bir ülke ve kararın yasal ve uygulanabilir olduğunu söyledi.
Türkiye'deki basın özgürlüğüne ilişkin bir soru üzerine ise AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, basın özgürlüğünün Türkiye'nin AB'ye üyeliğinde önemli bir koşul olmaya devam ettiğini, AB'nin bu politikasında bir değişiklik olmadığını ifade etti.
Sığınmacı krizinin çözümünde AB'nin, 10 gün içinde Türkiye'ye verilen bütün sözleri nasıl yerine getireceğine yönelik soru üzerine Tusk, "Türkiye ile nihai başarıya ulaşacağımız konusunda hiç şüphem yok" ifadesini kullandı.