PKK üst yönetimi, sözde "Kürdistan"ın dört parçasındaki yapılanmaları bir çatı altında toplayan şemsiye yapısına "KCK" ismini veriyor. Buna göre PKK, KCK'nın Türkiye kolu iken, PYD de Suriye kolunu oluşturuyor. Örgütte Irak kolu PÇDK, İran kolu ise PJAK olarak isimlendiriliyor.
Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, PYD'nin kuruluş talimatını 16 Şubat 2002'de avukatları aracılığıyla terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan verdi. Bu çerçevede PKK'nın 4-10 Nisan 2002'deki kongresinde İran, Irak ve Suriye'de kurulacak yeni örgütlerle geniş bir yelpazeye hitap etmesi kararlaştırıldı.17 Ekim 2003'te kurulan PYD, Öcalan'ın 1979'dan 1998'e kadar kaldığı ve örgütün tabanını genişlettiği Suriye'deki 20 yıllık PKK mirasını devralmış oldu.
PYD, yapısını 2003-2015 arasında düzenlediği kongrelerde belirledi. Bu kongreler, PKK'nın yönettiği illegal terör kamplarında, örgütün yönlendirmesiyle yapıldı.
Kongrelerde alınan kararlarla, PKK'ya ait Kandil Dağındaki Şehit Ayhan kampı, PYD ana karargahına dönüştürüldü. Burada eğitim gören PYD'liler Suriye'ye gönderildi. Halihazırda bu karargah aktif olarak kullanılmıyor. PYD'nin aktif karargahı Halep'in Azez ilçesine bağlı Malikiye köyü civarında bulunuyor. Köy, Aralık 2015'te örgütün eline geçmişti.
PKK, PYD'nin faaliyetlerinden sorumlu olması için PKK/KCK yürütme konseyi üyesi "Şahin Cilo Kobani-Mazlum" kod adlı Ferhat Abi Şahin'i belirledi. Böylece PYD, PKK'ya hesap veren bir örgüt olarak yapılandırıldı. Şahin, PYD'nin silahlı kanadı YPG'nin başına geçirildi. Silahlı kanadın 1 numarası durumundaki Şahin'in, ABD Başkanı Barack Obama'nın DAEŞ'le Mücadele Özel Temsilcisi McGurk'ün 31 Ocak 2016'daki Kobani (Tel Abyad) ziyaretinde yanından ayrılmadığı görüldü.
Ancak PYD üzerinde Kandil adına söz sahibi olan asıl isim Bahoz Erdal kod adlı Fehman Hüseyin. Hüseyin, 2014'ün ikinci yarısında itibaren Kandil'in Suriye genel sorumlusu. Kandil'de belirlenen stratejileri ve politikaları PYD kadrolarına Hüseyin dikte ediyor.
PKK'yı kopyaladı
PYD'nin ilk başkanlığını Barazani Muhammed yaptı. Ardından örgütün başına, PKK'da "Ebu Velat" kod adıyla bilinen Salih Muhammed Müslim getirildi. PKK'daki eş başkanlık sistemi kopyalanarak, bu göreve Asya Abdullah getirildi.
PYD iç tüzüğünde partinin mahiyeti bölümüne "PYD, Öcalan'ı komutan, Kongra-Gel'i Rojava'nın yüksek yasama organı olarak kabul eder" ifadesi eklendi. Partiye üyelik bölümünde ise "komutan Öcalan ve onun demokratik yaşantısına inanmak" şart koşuldu.
PKK, Öcalan'ın yakalanmasının ardından 2002'de KADEK, 2003'te ise Kongra-Gel adını almıştı.
Kongrelerde örgüt, Suriye'nin kuzeyinde varlığının pekiştirilmesi ve siyasi alana kaydırılmasını hedef seçti. Bu amaçla, söz konusu bölgede "diğer grupları da ikna/tehdit edilmek suretiyle özerk yönetim" ilan etmeyi ve kurulabilmesi durumda merkezi hükümet içinde güçlü bir pozisyon edinmeyi stratejik amaç olarak belirledi. Böylece, Suriye'de elde edeceği ekonomik, askeri ve siyasi kazanımlar, örgütün Irak sahasındaki etkinliğini artırırken, Türkiye'ye yönelik politik ve taktiksel hamlelerini güçlendirecekti.
Bu arada, Kasım 2011'den itibaren Kandil başta olmak üzere Irak'taki PKK kamplarından tecrübeli kadroların Suriye'ye gönderilmesiyle PYD'nin silahlı gücü YPG oluşturuldu.
YPG'nin Suriye'nin kuzeyinde önce terör örgütü Nusra Cephesi, sonra DAEŞ ile girdiği bazı çatışmalar, bu örgüte Batı ülkeleri ve Rusya nezdinde destek kazanmak yolunda önemli katkılar sağladı.
- Rakip grupları sindirdi
Suriye'de PYD dışındaki Kürt partileri de Mart 2011'de başlayan ayaklanmanın parçası olmayarak, farklı yol arayışlarına yöneldi. Bu amaçla, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani öncülüğünde PYD ve Barzani'ye yakın partilerin oluşturduğu Suriye Kürt Ulusal Konseyi Erbil'de toplantılar yaptı. Birlikte hareket etmek için 11 Temmuz 2012'de Erbil'de bir anlaşma imzaladılar.
Anlaşmaya göre, Suriye'nin kuzeyinde Kürt nüfusun yaşadığı bölgeleri savunmak için askeri birlikler oluşturulacak, siyasi meseleleri ise iki taraftan beşer kişinin teşkil ettiği Kürt Yüksek Komitesi idare edecekti.
Ardından, PYD ve rejimin 2012'nin başında vardığı uzlaşma çerçevesinde, rejim güçleri ülkenin kuzeydoğusundan çekildi. Erbil Anlaşması gereği PYD'nin kontrolüne geçen bölgelerin yönetimini, PYD ve diğer Kürt partileri beraber üstlenecekti. Ancak, PYD, YPG'yi kullanarak bölgedeki tüm kontrolü ele geçirdi. Erbil Anlaşması hayata geçmediği gibi, diğer Kürt partilerin bölgede siyaset yapması yasaklandı.
- "Kanton"lar ilan etti
PYD, Esed rejiminden teslim aldığı Haseke, Kobani ve Afrin bölgelerinde kontrolü ele geçirerek, 2013'ün Kasım ayında "Kurucu Meclis" ilan etti. 7 Ocak 2014'te de "demokratik özerklik" kurduğunu açıklayan örgüt, Ocak 2014'te de kontrolündeki bölgelerde "kanton" yönetimleri kurduğunu duyurdu.
Ardından ABD öncülüğündeki koalisyonun yoğun hava desteğiyle Ocak 2015'te DAEŞ'ten aldığı Tel Abyad'da dördüncü kantonu kurduğunu duyurdu.
Diğer Kürt parti liderleri, PYD'nin "emrivaki" yaparak ilan ettiğini kantonları kabul etmediklerini ilan etti.
- Rejim, ABD ve Rusya'yla ittifak sürüyor
PYD, Suriye'de iç savaş başladığından bu yana doğrudan taraf olmayarak, kendi yerel çıkarlarına odaklandı. Rejimi hedef almaması, Esed için büyük bir fırsat oldu. Böylece Esed rejimi nispeten güvenilir bir müttefik edindi. Tarafların özel ilişkisi, Kürt nüfusun yoğun yaşadığı bölgelerde PYD'nin önünün açılmasına hizmet etti. Rejim ve PYD, şimdiye kadar sadece birkaç kere Halep'in kuzeyinde, PYD kontrolündeki Şeyh Maksud'da, Haseke'de petrol alanlarında günübirlik çatışmalar yaşadı. Sonuçta Esed rejimi, bu alanları PYD'nin hakimiyetine bırakarak gücünü diğer bölgelere odakladı.
DAEŞ'in yükselişi de PYD'ye yeni fırsat alanları sundu. PYD için DAEŞ'e karşı mücadelede yer almak, uluslararası alanda meşruiyet sağlama ve destek almanın araçlarından biri haline dönüştü. Bu anlamda ABD ve PYD arasında özel bir ilişki oluştu. PYD, DAEŞ ile mücadele adı altında ABD'nin Suriye iç savaşındaki en önemli müttefiki haline geldi.
Örgüt, ABD ve Rusya arasında Suriye'de yükselen rekabetten de istifade ederek, Ekim 2015'ten bu yana Rus yetkililer ile yakın ilişkiler kurdu. Halihazırda örgüt, hem Rusya'dan askeri mühimmat desteği alıyor hem de muhaliflere karşı yürüttüğü operasyonlarda Rus hava şemsiyesinden faydalanıyor.