28 Şubat döneminde İstanbul'da, Maltepe Tugay Komutanı Doğu Silahçıoğlu'nun askeri kışlanın camisinde bulunan Kuran-ı Kerim'i yaktırdığı ortaya çıktı. 28 Şubat sürecinde 5 ay boyunca Silahçıoğlu'nun emir subaylığını yapan ve sonrasında Hasdal Kışlası'na sürülerek YAŞ kararı ile ordudan atılan Ünal İşgören, çarpıcı açıklamalar yaptı. İşgören, Doğu Silahçıoğlu'nun kışlada Kuran ve dini kitapları yaktırttığı günü hatırlayınca hâlâ sinirlendiğini belirterek şunları söyledi: "Bir gün bana 'Kışlanın camisine gidelim' dedi. Caminin minaresini görünce, bölümden sorumlu albaya 'Minare yamuk duruyor, bunu yıkalım' dedi. Kapıdaki besmele yazısını ise 'Burada Arapça'nın ne işi var?' deyip yazıya tükürerek kazımaya başladı. O an elim silahıma gitti 'Ensesine sıkayım' diye düşündüm. Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Nabi Koçak ile tanışıyordum. O bana 'Sakın yanlış hareket yapma, ikinci Kubilay vakası çıkar' demişti. O söz aklıma geldi ve kendimi zor tuttum."
CAMİYE BOTLARIYLA GİRDİ
Silahçıoğlu'nun caminin içine botlarıyla girdiğini ve kendilerine de 'Çıkarmayın' diye emir verdiğini aktaran İşgören, ancak kimsenin onu dinlemediğini ve ayakkabılarını çıkardıklarını kaydederek şöyle devam etti: "Camideki dini kitapları ve Kuran-ı Kerim'i bir çuvala doldurtup 'Bunları inceletin' dedi. Ana binaya geri döndük. Gizli evrakların yakıldığı etrafı tel kafesle çevrili bir yerden alevler yükselince bir askere sordum. 'Camiden gelen kitapları yakıyorla' deyince şok oldum. Caminin imamı Yusuf Okuyucu da buna şahittir." Doğu Silahçıoğlu'nun askerleri ve başörtülü eşlerini fotoğraflarıyla fişlediğini de kaydeden Ünalan, "O kadar ileri gitmişti ki, erzak getiren kamyonun arkasında 'Maşallah' yazıyor diye kamyonları içeri almazdı. Spor yaparken 'Allah' diyen askerlere 'Allah yasak, hey diye bağırın' diye emrederdi" dedi.
SELAHATTİN ARSLAN (Emekliliğe zorlanan binbaşı AS-DER yönetim kurulu üyesi):
'BENİ, EŞİMİ VE DE KIZIMI RENCİDE ETTİLER'
Kuleli Askeri Lisesi'nde din dersi öğretmenliği yaptım, çeşitli idari görevlerde bulundum. Hiç disiplin suçum olmadı. 1995'te Tekirdağ Malkara'ya personel subayı olarak sürüldüm. Tabur komutanının mobbingine maruz kaldım ama sesimi çıkarmadım. Lojmanda içeri girerken kapıdaki asker, eşimin ve kızımın başörtüsündeki iğneleri çıkarttırıyor ve kenarda köşede iğne kalmış mı diye eşimin etrafında dönüyordu. Başörtüsünü bağlama şeklini tavşan kulağı yaptırıyor, ondan sonra içeri girmesine izin veriyordu. Er rütbesindeki bir asker binbaşının hanımını böyle rencide edebiliyordu. 1996'da erken emekliliğimi istemek zorunda kaldım. ASDER olarak mağdur olan asker arkadaşların haklarını arıyoruz. YAŞ kararıyla, mobingle emekliliğe ve istifaya zorlanan, askeri öğrenciyken atılan, ilişiği kesilen 1635 kişi var. 28 Şubat davası beratla sonuçlanmamalı, sembolik de olsa ceza almalılar.
YARIN:
28 Şubat darbesine medya nasıl destek sağladı?
Çevik Bir diye yazamayan hâkimi Yargıtay'a nasıl üye yaptılar?